n Geçen hafta Samsunspor’la ilgili bir toplantı yapıldı.

n

n Kulübün içinde bulunduğu durum ve geleceğe dair yapılması gerekenler katılımcılar tarafından değerlendirildi.

n

n Durum her zamanki gibi pek iç açıcı değildi.

n

n Katılımcıların sürece mali destek sağlamaları ise toplantıya dair en güzel gelişmeydi.

n

n Desteklerin süreç içerisinde doğru kullanılıp kullanılmayacağının takip edileceği ise ilgili taraflara net bir mesajdı.

n

n Geçmişe takılıp kalmadan önümüzdeki sürece baktığımızda; Samsunspor’un çözüm bekleyen sorunlarını ekonomik, idari ve sürdürülebilirlik başlıkları altında değerlendirebiliriz.

n

n

n

n Ekonomik anlamda kulübün özellikle kurumlara olan (Vergi, SGK Primi vb.) yapılandırılmış borçlarının aksatılmadan ödenebilmesi, futbolcu ödemelerinin yapılabilmesi ve transferlerin zamanında yapılabilmesi için gerekli bütçenin bir an önce bulunması gerekiyor. Bu yüzden toplantıda çıkan mali destek önem taşıyor.

n

n İdari açıdan özveriyle sağlanan bu kaynakları şeffaf ve doğru kullanabilecek, sportif başarıyı yakalayabilecek, objektif bir ekibin oluşması gerekiyor. Bu ekibin tüm taraflar tarafından kabul görmesi ve güven ortamını sağlanması süreç için bence en önemli aşama.Sürdürülebilirlik ise Samsunspor’un ve yöneticilerinin belki bugüne kadar üzerinde çalışamadıkları, eğilemedikleri (Günü kurtarabilmek …) başlık. Samsunspor’un ekonomik açıdan sürdürülebilir bir yapıya gelmesi, şehrin tamamı ile bütünleşerek sadık taraftar kitlesinin oluşturulabilmesi (Ücretsiz bilet almadığında ortalığı karıştıran…) , yeni yetenekleri keşfederek onları Samsunspor’a yetiştiren bir altyapının oluşturulması bu başlık altında yer alıyor.

n

n Bunlar yapılamaz mı? Elbette yapılır. Kişisel ve kurumsal yaşanmışlıkları bir kenara bırakarak, şeffaf ve objektif yaklaşımla yeni bir sayfa açarak bunlar başarılabilir.

n

n Yapılan bu toplantı birlikte karar alabilmek, birlikte uygulamaya geçebilmek adına güzel bir başlangıçtı. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bu başlangıcın devamının gelebilmesi için herkesin bir ucundan tutması gerektiğine inanıyorum. Zira bizler sürecin içerisinde yer almaya devam edeceğiz.Değerli okurlar, başlangıcından bu yana ülkenin gündemini değiştiren ve İstanbul’dan ülkemizin diğer illerine ve yurtdışına yayılan “Taksim Gezi Parkı” protestoları ilimizde de karşılık buldu.

n

n

n

n Bu toplumsal gelişmeleri iyi okuyabilmek durumundayız.Mühendislikte “Patlayıcı Ortam” tanımı vardır. Yalın bir şekilde açıklayacak olursak “Yanıcı maddelerin gaz, buhar, sis ve tozlarının atmosferik şartlar altında hava ile oluşturduğu ve herhangi bir tutuşturucu kaynakla temasında tümüyle yanabilen karışıma” patlayıcı ortam denir.

n

n Reyhanlı İlçemizde meydana gelen hain saldırılar, makroekonomideki iyimser gelişmelere rağmen bu iyimserliğin esnaf, kobi ve ücretli vatandaşlarımıza yansımaması, yeni anayasa görüşmeleri toplumda ciddi bir stres biriktirdi. İşte bu stres birikimi, patlayıcı ortamı oluşturdu.Şimdi iktidarı muhalefeti, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları bu süreci iyi okuyabilmeli, telafisi mümkün olmayan adımlar atmaktan kaçınılmalıdır.

n

n Arap Baharı’nı yaşayan Libya’da halkın liderlerinin basına açıklama yaparken küresel enerji şirket yetkililerinin arkasında yer aldığı fotoğraf karelerini unutmayalım.

n

n Birbirimize saygı duyalım.

n

n Sağlıcakla

n

n

n