Yakın bir zamanda değerli bir hekim arkadaşımız olan Dr. Kamil FURTUN hunharca bir cinayete kurban gitti. Şimdiye dek sağlık alanında yaşanan şiddet, bu son olayla artık tarifi zor bir hal aldı.
Şahsen ben anlatmakta, izahta zorlandım bu hadiseyi. Bir de olan olduktan sonra bütün sözler nafile, hele de ailesi ve yakınları için.
Kimse sormasın biz de anlatmayalım bu olayı.
Ancak sağlık ortamının geldiği bu noktada yaşanan şiddetin, görevi başındaki pırıl pırıl insanların canlarını insafsızca aldığı bilinsin.
Bunun nasıl olduğu değil, neden olduğu, sorumluların kimler olduğu bulunsun. Bundan sonra aynı olayların yaşanmaması için neler yapılması gerekiyorsa onun da çaresine bakılsın.
Geçiştirilmesin…
Şiddetin bizzat içinde yer alanların, baskı ve tehdit altında hayat kurtarmaya çalışanların önerilerine kulak verilsin.
Bu bağlamda haklı gerekçelerle kendilerini hedef tahtasında, tehdit altında hisseden, sorunlarının dinlenmediğinden, çözümlenmediğinden yakınan Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi hekimleri, çalıştıkları ortamla ilgili talepleri içeren bir dilekçe oluşturmuşlar,
Görevlerini yaparken korunmak için, ölmemek için…
Bu acil talepleri sizlerle buradan paylaşmak isterim.

“Tıpkı hasta hakları gibi SAĞLIK ÇALIŞANI HAKLARI birimi, acil olarak, herkesin görebileceği tabelası ve donanımlı odasıyla hizmete sokulmalı, hasta ve yakınlarının kendi haklarının(!) dışında da “hak”ların olabileceği görülebilmelidir… Çalışan haklarının da yazılı olduğu büyük boy posterlerin görünür yerlere asılması sağlanılmalıdır. Hasta hakkı denerek çalışanı sürekli taciz eden soruşturmaların önüne geçilmelidir!..
Kapıları 7/24 açık hastanemizde, ziyaret saatleri öğlen 1 saat, akşam 1 saat olacak şekilde kısıtlanmalıdır,
Güvenlik sistemi işler hale getirilmeli, görevini yapmayan güvenlikçilere yaptırım uygulanmalı, güvenlik elemanlarının psikiyatrik değerlendirmeden geçirilerek sicil kayıtları yeniden kontrol edilmelidir,
Giriş ve çıkışlarda x-ray ile kapı kontrolü sağlanmalı, kapı sayıları kısıtlanmalı, mesai saatleri dışında tek bir kapının açık kalması sağlanmalı, ziyaretçi saatlerinin dışında katlara giriş çıkışlar kesinlikle kısıtlanmalıdır,
Otopark kapılarının kapalı kalması , giriş çıkışların denetlenmesi sağlanmalıdır,
Acilde travma ve sarı alana hasta yakınlarının kesinlikle girmesi önlenilmeli, acil de acil hastaların bakılacağı bir yere dönüştürülmelidir. Ayrıca acil servis işleyişini bozan pansuman polikliniğinin eskisi gibi mesai saatleri içinde başka bir yerde konumlandırılması sağlanılmalı, acilin gereksiz yükü omuzlardan alınmalıdır,
Servislerde refakatçi kartları eskisi gibi yeniden işleyişe katılmalı, kartı olmayanların servis girişine izin verilmemeli, refakatçi değişim saatleri belirlenmelidir,
Güvenlik birimlerinin yetersizliği söz konusuysa hastanede emniyete bağlı kolluk güçleri yerini alması planlanmalıdır,
Şiddet gösteren kişiler otomasyon üzerinde kayıtlanmalı, gittiği poliklinikte ekranda uyarının verilmesi sağlanmalıdır,
İdarecilerin, bitmek bilmeyen yakınları(?) için baskı yapmalarının önüne geçilmelidir,
Ölümlerin en fazla olduğu yoğun bakımlarda ve ameliyathane önlerinde sorun yaşamamak için daimi kalan bir güvenlik elemanı olmalıdır,
Poliklinik koridorlarında, kargaşayı gidermek ve saldırıları önlemek için :
Poliklinik ekranlarında karışıklık yarattığından sadece tek isim olmalıdır,
Her branşın önünde, bir personel bilgilendirme hizmetiyle görevlendirilmeli (zira polikliniklerde muayene değil danışma hizmeti de verilir oldu), gerekirse yerdeki kırmızı çizgili uyarı alanına bariyerler yerleştirilmelidir,
Poliklinik oda kapıları dışarıdan kilitli, içeriden otomatik açılır hale getirilmelidir,
Bakılabileceğinden fazla hasta bakılması için hekime idareciler tarafından baskı yapılmamalıdır,
Belirli sayıda (örneğin 3 kez) randevuya gelmeyen hastalara yeniden randevu verilmemeli, randevu zamanını maksimum 2 saat geçirenlerin kaydı otomatik olarak silinmesi sağlanmalıdır,
Her poliklinik koridoruna bir güvenlik görevlisi yerleştirilmelidir,
Randevusuz hastalar için ilave açılmış poliklinikler, kapı önünde yığılmayı ve tartışmaları artırıp işleyişi bozduğundan kapatılmalıdır.”

Duyurulur.

Peki, bu talepleri yerine getirilmesinde sadece yöneticilere mi görev düşüyor?

Herkese görev düşüyor, herkese…