Daha önceki iki makalemin birincisi “koalisyon istenmiyor”, ikincisi ise “ne bekleniyor” idi. Yavaş, yavaş bu soruların cevabı ortaya çıkmaktadır. AK Parti ve özellikle, ‘Saray’ın erken veya seçimlerin yenilenmesini istediği, 07 Haziran seçimlerinden sonra hep gündemi işgal etmiştir. Açıkça ifade etmek gerekir ise, seçim sonuçlarının daha mürekkebi kurumadan, bir seçimin erken olma ihtimali bir tarafa, ülkemizin bekleyen sorunları için büyük kayıp olacağı aşikârdır. Seçimden sonra, Sayın Bahçeli’nin “ ne zaman seçim olursa, o zaman seçim olur” sözünün anlamı da bu olsa gerektir. Yapılan bazı anketlerin sonucu fazlaca değiştirmeyeceği yönündedir. Oldum olası ülke sorunları yerine, her gün gündemi değiştirecek ve olumsuz bazı hususları ortaya koyan konuşmaları hiç sevmedim. Yine tekrarlıyorum, üç yılda dört seçimin anlamını açıkça ifade temek gerekir ise hiç de mantıki bulamıyorum.
Erken seçime giderken, ülkenin hükümetsiz de kalmaması gerekir. Bunun için de, Cumhurbaşkanı, hükümeti kurması için, Sayın Davutoğlu’nu görevlendirmiştir. Koalisyon kurma görevini alan Davutoğlu usul icabı bütün partilerin kapısını çalacaktır. Koalisyon için birçok hususları deklare eden CHP ile anlaşmanın olmayacağı ortadadır. İkinci alternatif ise AK Parti-MHP koalisyonudur. Bundan da sonuç alınma ihtimali yok denecek kadar azdır. HDP ile ise koalisyonun olması ihtimali hiç yoktur. Hükümeti kurma görevi, CHP’ye verilmeyecek veya verilse bile bundan da sonuç alma ihtimali yoktur. Bu durum karşısında ortaya çıkan diğer ihtimal ise, AK Parti’nin azınlık hükümeti kurma durumudur(Anayasa, mad.16) eğer MHP destek vermez ise bu hükümet de güvenoyu alamayacaktır. Yalnız, bu hükümet, Cumhurbaşkanı’nın onayından geçtikten sonra, bir seçim hükümeti olarak görevinde kalacaktır. Böylelikle, 07 Haziran seçim sonuçlarından sonra, AK Parti’nin koalisyon istememe durumu da halledilmiş olacaktır. Bunun ötesinde ise, AK Parti iktidarda kalarak seçime gidecektir. Bu seçimde de bir önceki, 07 Haziran 2015 seçimlerinden farklı bir durum ortaya çıkmayacaktır. Seçim konuşmaları, buna bağlı spekülasyonlar, popülizm örneklerini bir daha göreceğiz. AK Parti, “görüyorsunuz bu partiler bir koalisyon bile kuramadılar” söylemleri ile ortaya çıkacak, muhalefet ise iktidar partisinin sözlerine cevap verecek şekilde konuşmalarını yapacaklardır. Sonuç bilinemez; ama anketler fazlaca bir değişiklik olmayacağı yönündedir.
Şimdi de ülkemizin kayıplarına bir göz atalım. YSK’nın seçim masrafları, partilere verilecek olan parasal yardımların en azından bir milyar lira kadar tutacağı hesaplanmaktadır. Bunun yanında seçim sırasında nereden geldiği belli olamayan paraların nasıl çar, çur edildiği ve el altından paraların dağıtıldığına şahit olacağız. Seçimlerin hadim-i millet olmak için değil, bal tutan parmağını yalar mücadelesi olarak önümüzde sergileneceğine şahit olacağız.
Bundan başka, ülkemizin en önemli sorunları yine halının altına süpürülecektir. Her ne kadar TÜİK enflasyonla ilgili rakamalar açıklamakla birlikte, bunların halkımızın en büyük gideri olan gıda maddelerindeki artışını aksettirmediği açıktır. Güney Doğu bölgemizde terör olayları, halen devam etmektedir. Bunu yanında, Suriye ve Irak sınırında ortaya çıkan sorunlar önlenmek bir tarafa, yeni yeni sorunları ortaya çıkarmaktadır. IŞİD tehdidi ve savaş ihtimallerine göre, mülteci sayısının birkaç milyon daha artacağı söylemleri dolaşmaktadır. Bütün bunlar güçlü bir hükümete ihtiyacımızı ortaya koymaktadır. Saygılarımla.