Müslümanlar için yılın bir haftası 'Camiler Haftası değil, her gün CAMİLER GÜNÜ' dür.

Camilerimiz medeniyetimizin sembolüdür.

Müslümanların fethettiği ya da yerleştiği her yerde evinden önce yaptığı ilk eser camidir.

Medeniyetimizin kalbine yerleştirdiğimiz camilerimiz, geçmişte her konuda birer eğitim, iletişim ve bulundukları beldelerin yönetiminde yönlendirme merkezi misyonuna sahip mekanlardı.

Camilerimiz, bir dönem bakımsızlıktan ahır ve metruk binalar konumuna getirilmiş olsalar bile günümüzde- hamdolsun- bakımlı birer ibadet mekanları olarak dimdik ayaktadır.

Ancak Asr-i Saadet ve daha sonraki çağlarda yüklemiş olduğumuz misyonu yükleyemiyoruz. Ümmetin sıkıntısının burada gizli olduğunu düşünüyoruz.

Din Görevlileri Haftası'na gelince;

Bu isim eskiden, 'Hademe-i Hayrat' şeklindeydi.

Allah'ın dinini öğretmeyi hayatının amacı haline getirmişler için bu isim daha güzeldi.

İslamda ruhban sınıfı olmadığı için dinin görevlisi değil, dinin hizmetkarı olur.

Din görevlisi demek, din memuru, din sorumlusu, dinin resmi görevlisi demektir.

Böyle bir gelenek medeniyetimizde ve tarihimizde pek görülmez. Ama benimsenmiştir. Bu konuda sıkıntı yoktur.

Asıl sıkıntı görevlilerimizin donanımındadır. Artık askerlik çağına gelmiş her gencimizin öğrenim durumu ortalama olarak lisedir.

Herkesin TV.lerinde ortalama yüz-iki yüz kanal bulunmaktadır. Baş döndürücü hızla gelişmekte olan kitle iletişim araçlarının yıkıcı ve yapıcı etkilerinin analiz ve sentezini yapamayan din görevlilerimizin kürsülerde ve mimberlerde anlatacakları bir şeylerinin olmadığını düşünüyoruz.

Kürsüye ve mimbere çıkan her görevli, kendisini dinleyen cemaatinin öğretmeni olduğu unutulmamalıdır. Öğrencisinin önünden yürüyemeyen bir öğretmenin öğrencilerine verecekleri ne olabilir?

Bu nedenledir ki, din görevlilerimiz bu işin hesabını yaparak hareket etmelerinin gereğine inandığımızı ifade ederken mutlu gelecekler ve hayırlı hizmetler diliyorum.

Hayır dualarını müntezir olduğum halde selam ve sevgilerimle…