Suriye'deki savaştan kaçarak Samsun'da yaşam mücadelesi veren Huskur ailesi, 2,5 yıldır büyük çile çektiklerini söyledi. Samsun'da Suriyelilere iyi gözle bakılmadığını belirten Mustafa Huskur, "Suriyeli dilenci çok, canlı bombalar da Suriyeliler arasından çıkıyor. Ama her Suriyeli kötü değil. Samsun güzel şehir ama savaş biter bitmez Halep'e döneceğiz" dedi

Suriye'nin Halep şehrinde savaşın şiddetlenmesinin ardından 2.5 yıl önce Türkiye'ye kaçak olarak gelen Huskur ailesi, Suriye ve Samsun'daki yaşamlarını Haber'e anlattı.

10 yıldır evli olan, 3 çocuklu Riham ve Mustafa çifti çocuklarının kendi ülkelerinde eğitim görmesini istediklerini söyledi. Samsun'u çok sevdiklerini ancak geçim sıkıntısı nedeniyle savaş bittikten sonra Suriye'ye dönmek istediklerini de ekleyen Mustafa Huskur, ''Şu anda savaş yüzünden orada hayat daha zor, o yüzden gidemiyoruz'' dedi.

SOKAĞIMIZA BOMBA ATILINCA KAÇTIK
Halep'te giyim mağazası sahibi olduklarını ve savaş bütün ülkeye yayılmadan önce işlerinin güzel gittiğini söyleyen Riham Huskur, ''Savaş sürerken zor şartlara 8 ay sabrettik. Bir gün eşim işe gitmişti, ben çocuklarla evdeydim. Bir helikopter sokağımıza bomba attı. 7 katlı bir bina yerle bir oldu ve çok insan öldü. O bombayı havadayken gördük. Lana 'Anne bombaa!' diye bağırıyordu. Korkudan fenalaştım ve 15 dakika baygın kaldım. O bombadan sonra hemen bavullarımızı topladık ve gece çıkıp saatlerce sınıra yürüdük. 3 gün de sınırın Suriye tarafında oturup bekledik. Bizimle birlikte bekleyen 250-300 kişi daha vardı. Sabah 5'te jandarmaların görmediği bir anda gizlice Türkiye'ye girdik. Kilis'e gittiğimizde Türk jandarmalar bütün bavullarımızı aldılar. Çok fazla vaktimiz yoktu ve eğer pasaport çıkartsaydık Mustafa'yı askere alacaklardı. O yüzden kaçak geldik. Savaş orada az da olsa devam ediyor ama savaş yüzünden Halep'te hayat çok hala zor. Elektrik ve su yok. Üstelik iş de yok ve her şey çok pahalı. Halep'te 1 kilo domates 25 kuruşken, savaştan sonra 7 lira oldu. Ekmek de aynı şekilde çok pahalı'' dedi.

SAVAŞ BİTİNCE DÖNMEK İSTİYORUZ
Kilis'te birkaç gün kaldıktan sonra Samsun'a geldiklerini ifade eden Mustafa Huskur, Samsun'daki 2.5 yılını şu şekilde anlattı: ''Biraz birikmiş paramız vardı. Hemen ev tuttuk ve emniyetten geçici koruma kimlik belgesi çıkarttık. Samsun'daki ilk bir yılımızda sürekli bir iş bulamadım. Bazen günlük yevmiyeli işler çıkıyordu. Bütün haftayı da o parayla geçirmeye çalışıyorduk. Akşam pazar bitince pazara gidip kalan sebzeleri topluyordum çünkü çocuklara yemek yapmamız gerekiyordu. Belediyeden, kaymakamlıktan ve derneklerden gelen yardımlarla geçinmeye çalıştık. 1 yıl sonra şu anda çalıştığım saat oymacılığı işini buldum. Çalışıyorum ama çok az kazanıyorum. Samsun çok güzel bir şehir ama maddi olarak geçinmesi çok zor. Halep'teyken kendimize ait evimiz vardı, su ve elektrik faturası çok azdı. Savaş biter bitmez Suriye'ye dönmek istiyoruz. Çocuklarımızın Arapça eğitim almasını istiyoruz. Lana şu anda 1. sınıfa gidiyor ve Türkçe biraz biliyor. Okulda da bu yüzden çok zorlanıyor.''

BÜTÜN SURİYELİLERİ KÖTÜ ZANNEDİYORLAR
Samsun'da en çok Atakum'u ve sahili sevdiğini söyleyen anne Riham Huskur, Samsun ve Türkiye'deki terör olayları hakkında da şunları söyledi: ''Samsun gerçekten sakin ve güzel bir şehir. Halep'teyken bir sürü arkadaşımız vardı, burada hiç yok. Vaktimi genelde evde çocuklarımızla ilgilenerek geçiriyorum. Bazen ailece sahile gidiyoruz. Komşularımızla bir problemimiz yok, hepsinden memnunum; ama ev sahibimizden değilim. 3 ay faturalarımızı ödeyemedik. Sonra bize ceza olarak 500 lira ödememiz gerektiğini söyledi. Bir de eşim işteyken bana fatura yüzünden 'Suriyeliler edepsiz' diye bağırdı. Neden öyle kötü şeyler söylediğini anlayamamıştım. Evimizin kirası uygun diye burada oturmaya devam etmek zorundayız. Samsun'da çok fazla dilenci var. Bazen bizden de para istiyorlar. Onlara, 'Ben de senin gibiyim, bize de lazım ama ben dilenmiyorum git çalış sen de' diyorum. Aynı durumdayız, ama onlar çalışmıyorlar. Türkiye'de yaşanan terör olaylarından dolayı da çok üzgünüz. Çünkü çok zor olduğunu biz biliyoruz, burada da Suriye'deki gibi kötü günler yaşanmaması için dua ediyoruz. Canlı bombalar Suriyeli olduğu için, bütün Suriyelileri kötü zannediyorlar.''

Zerrin SOMUNCU