Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 6'sı tutuklu toplam 51 sanığın yargılanmasına 98 günlük aranın ardından bugün devam edildi. HSK yaz kararnamesi ile tayini çıkan Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve Soma davasını yöneten Aytaç Ballı'nın yerine Kahramanmaraş'ta Afşin-Elbistan B Termik Santrali için kömür üretimi yapılan alanda meydana gelen göçükte 11 işçinin hayatını kaybettiği davayı yöneten Salih Pehlivanoğlu başkanlığında başlayan davanın öğleden önceki bölümünde mağdur avukatları ve sanıklara söz verildi. Mağdur avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, tanık ve sanık sorgusunun tamamında yer almış ve mahkeme sürecini başından bu yana yöneten eski mahkeme başkanın dava hakkında hüküm veremeyecek olmasının üzüntü verici olduğunu söyledi. Tanıkların mevcut bilirkişi raporuna yaptığı itirazlar hakkında konuşan Kozağaçlı, 'Sanık ve avukatları bilirkişi raporlarına hep itiraz ettiler. En son bilirkişi raporunu hazırlayan üyelerin, Türkiye'de daha önceden bu konuyla ilgili hiç yorum yapmamış, televizyon veya gazeteye demeç vermemiş, alanında uzman kişilerden seçilmesine özen gösterildi. Türkiye'deki tüm üniversitelere yazılar yazıldı. Aylarca kapsamlı bir çalışma sonucu bu bilirkişi heyet oluşturuldu. Dosyada birçok uzman raporu var. Sayın başkan lütfen bu raporları yakından inceleyin. Sonsuza kadar bir bilimsel inceleme yapılamaz. Sanıklar aklanana kadar bir bilimsel rapor yapılamaz' dedi.
Mağdur avukatlarından Can Atalay da savcının mütalaa vermesini beklediklerini ifade ederek, 'Yaklaşık 10 ay önce gerçekleştirilen bir duruşmada verilen öğle arasında savcının mütalaasını vereceği söylendi. Ancak aradan geçen 10 aya rağmen hala bir mütalaa verilmedi. Davanın daha fazla uzamaması için esas hakkında mütalaanın en kısa zamanda verilmesini arzu ediyoruz' diye konuştu.

Sanık Can Gürkan: 'Asılsız kampanyalar yürütüldü'
Davada tutuklu olarak yargılanan sanıklardan ilk söz alan Soma Kömür İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, hazırlanan bilirkişi raporların bilimsel deneylere dayanmadığını iddia ederek, rapora ilişkin eleştirilerini sıraladı. Gürkan, 'Zor bir yargılama sürecindeyiz. Biz bu davanın başından beri sadece bir şey istedik. Orada tam olarak ne olduğunu öğrenmek istedik. Olayın ilk 4 günü yaralıların kurtarılması ve yangının söndürülmesiyle geçti. 4. gün savcılık tutuklama süreci başlattı. Ocak ile ilgili bütün ekip gözaltına alındı. Olay sonrası teftişe ilk gidenler madende inceleme yapmasına rağmen savcılığın görevlendirdiği 4 bilirkişi heyeti, olayın tam olarak yaşandığı yere girmeyerek rapor hazırladı. Daha sonra basında ve kamuoyunda o kadar asılsız ve o kadar yalan kampanyalar yürütüldü ki süreci etkiledi. Biz de ona göre savunmamızı hazırladık. Geçmiş mahkeme başkanı hiçbir talebimizi kabul etmedi. Sürekli madende sondaj yapılmasını istedik. İlk olarak bu talebimiz kabul edilmedi ancak ısrarlı talebimiz sonrası 111 noktada sondaj yapıldı. Tek bir yerde yanmış kömüre rastlanmadı. Tek bir delil bulunamadı. Biz 30 yıllık madenciyiz. Bu zamana kadar sadece bir tek büyük yangınımız oldu. Onda da 2 işçi kardeşimizi kaybettik. Her zaman can güvenliğine öncelik verdik. Yatırımlarımızı hep buna göre yaptık' dedi.
Bugüne kadar hazırlanan bilirkişi raporlarının hiçbirinin bilimsel bir dayanağı olmadığını iddia eden Gürkan, 'Ben ceza yatmaya razıyım ancak bu şekilde 20 tane de bilirkişi raporu alsak, bilimsel deneylerle facianın oluş sebebi ortaya çıkarılmazsa bir yere varamayız. Olayın başından beri hep bir ön yargı oluşturuldu. En yakın zamanda İngiltere'de bir yangında 79 kişi hayatını kaybetti. Hala bir tane tutuklama yok. Soruşturma devam ediyor. Fakat bizde ön yargılarla kararlar veriliyor' diye konuştu.
Bilirkişi raporlarında yer alan suçlamaların aksini ispatladıklarını aktararak sözlerine devam eden Gürkan, 'Ağır Ceza Mahkemesinde madende kömür yangını olmadığı ispatlanıyor ama hukuk mahkemeleri davayı kömür yangını olarak sonuçlandırıldı. Aklım bunu almıyor. 3 buçuk senedir sahte delillerle ceza yatıyoruz. Suçun ve cezanın bir şablona oturtulması gerek. Hukukçular dosyaya ve delillere bakar. Ben üç buçuk yıldır tutukluyum. Tutuklu olmamın sebebi de olası kast. Kömür yangını sebebiyle bu deniyor. Kömür yangınının olmadığının ispatlanmasına rağmen. Biz hep konunun aydınlatılması için bilimsel deney yapılmasını istedik. Gerekirse tanıkları bir daha dinleyelim. Lütfen bu dosyayı kurguyla sonlandırmayın' ifadelerini kullandı.

Soma davası sanığı Can Gürkan: “3 buçuk senedir sahte delillerle ceza yatıyoruz”