Samsunspor her geçen gün takım olma yolunda ilerliyor.

Son oynadığı 6 maçı kazanarak müthiş bir seri yaptı. Araştırıldığı zaman böyle bir seriyi en son 1993- 1994 sezonunda Süper Lig'de 6 hafta üst üste maç kazanarak yapmış. Ne ilginçtir ki o dönemde ki kulüp başkanı yine İsmail Uyanık.

Sırada üst üste deplasmanda oynanacak olan 2 maç var. İlki Bayrampaşa ve ikincisi Niğde'yle. Samsunspor'un son haftalarda ki performansına bakıldığı zaman yani kağıt üstünde kolay maçlar. Ancak futbolun bir gerçeği var ki hiçbir maç oynamadan kazanılmıyor. Üst üste alınan galibiyetler ve rakip takımların puan sıralamasındaki yerinin takım üzerinde rehavet yaratmaması için teknik ekibin gayret göstermesi lazım.
O yüzden de aman dikkat diyorum. Çaydan geçip derede boğulmayalım.
Takımda sakat ve cezalı oyuncular var ama geniş kadroya sahip Samsunspor için bunun sorun olmaması gerekir.
Tabiki Samsunspor 6 maçı kazanırken her şey tozpembe değildi. İyi oynamadığı veya zorlandığı maçlar oldu. Yeni kurulmuş bir takımda bunlar normal. Önemli olan kötü oynarken de maç kazanabilmek ve sezon sonunda ipi göğüslemek.
Şuan için Teknik Direkteör Taner Taşkın'ın şampiyonluk için hesapladığı puan ortalamasının 4 puan üzerindeyiz. Ancak bu liderliği getirmedi ve liderin 1 puan gerisindeyiz. Demek ki asıl olan puan ortalaması değil rakipten fazla puan toplamak.

Konu Taner hocaya gelmişken basın toplantılarını yapmaktan vazgeçtiği ve yazılı olarak açıklama yapacağı kararı hakkında da bir şeyler yazmak istiyorum. Hocam sezon başı hiç böyle konuşmuyordunuz. Her şey yolunda giderken neden bu kararı aldınız. En son takım iyi giderken böyle bir kararı Ümit Özat almıştı. Basını tesislerden uzaklaştırmaya çalışmıştı. Sonrası malum, 7. haftada lider olan takım 18. haftada kendisi son maçını oynarken 12. sıraya düşmüştü. Şampiyonluğa oynayan takım play-offa kalamamıştı. Siz konuşmadıkça senaryo üretenler çok olacak. Bu yaptığınız takıma zarar verir. Benden söylemesi.

Diğer bir konuda ve en önemlisi de diyebiliriz. Yeni stadyum hem sahada ki oyuncu hem tribünde ki taraftar için çile oldu. Maç öncesi stadyuma girişlerde ki sıkıntılar yetmiyormuş gibi saha zemini de her geçen gün hayal kırıklığı yaratmaya devam ediyor. Normal hava şartlarında çimde kalkmalar yaşanırken yoğun yağış altında ki hali ise içler acısı olduğu görüldü. Bu stadyum zeminin ızgara sistemi var diye biliyorduk ama gördük ki yağış miktarı çoğalınca saha top oynanamaz hale geldi.
Tabiki ağır saha şartlarından bahsederken futbolcularımızın o zeminde sık sık kaleciye geri pas oynamaları da düşündürücü. Kaleciye verilen birkaç geri pasta ben dahil herkesin yüreği ağzına geldi. Ayrıca karşılaşmanın son dakikalarında takımda aşırı bir düşüş göze çarptı. Bunu 9 günde üç maç oynamaya bağlayıp da kendimizi avutmayalım. Rakipte 9 günde 3 maç oynadı ama o ağır zeminde son 15 dakikada yaptıklarını ve bizlere nasıl ecel terleri döktürdüğünü hep birlikte gördük. Bizi topu uzaklaştırmakta acizlik yaşarken rakip 35 metreden kalemize şut attı. Hedefe ulaşmak için daha çok çalışmalıyız.