Şairler,
duygu
yüklü en güzel
şiirlerini
onlar için kaleme aldı;
yine de
en mükemmeli
henüz yazılamadı...
Binlerce yıllık
kültürün
imbiklerinden
damlaya damlaya
bugünlere
ulaşan
en yanık türküler de
onlar için söylendi,
ama en iyisini
henüz yine
duyamadık...
Bu ne şairin
ne de o ağıtları
yakanların
suçudur...
Suç, sözcüklerin
kifayetsizliğindedir...

"Baş ucumda bana ninni söylerdin
Sabahları uyanınca beni okşar severdin
Benim annem güzel annem beni al kollarına
Kucağında okşa beni ninniler söyle yine bana"

Bu şarkıda,
ilkokuldaydık...
O yıllarda
en güzel anne
şarkısı, "Benim annem güzel annem"di...
Pırıl pırıl
akan sevgi
kaynağının
anne
yüreği
olduğunu
yeni yeni anlıyorduk...

Gençlik yılları da
geride kalıyordu artık. Saçlara da aklar düşmeye başlamıştı. Nevzat Çelik'in, Metris Cezaevi'nde 1983 yılında
yazmaya başladığı ve Bayrampaşa Özel Cezaevi'nde
tamamladığı "Şafak Türküsü"nü
Ahmet Kaya'nın sesinden
çok sevmiştik...

"Beni burada arama, arama anne
Kapıda adımı, adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne, ağlama"

Devleti koruduğunu söyleyenle
devleti yıkmak isteyenin
aynı işkenceyi gördüğü
cezaevlerinin
kapılarında evlatlarını
ziyarete giden
anaları hatırladık,
kahırlandık...

Ayların gün,
yılların ay
gibi geçtiği
dönemdeydik. Hayatın
merhametsiz çarklarında
o çıkarsız sevgiye
hasret kalmıştık...
Yalanın, riyanın ve ihanetin
cenderesinde
boğuşurken; bir yandan da
haykırdık:
"Eller kadir kıymet bilmiyor annem.
Senin kadar kimse sevmiyor annem"

Uykusuz gece yarılarında
Kibariye'nin sesinden
onu dinlemek ve dinletmek...


Sonbahar hüznü
çökmüştü. Ulu çınar
yaprakları,
dökülürken
ciğerlerimiz sökülüyordu...
Koca dağları
yere indirip,
küçük bir mezara
sığdırıyorduk...
"Göklerde kartal gibiyken"
Sabahattin Ali'nin
yazdığı gibi "kanatlarımızdan vurulmuştuk"...
"Gitme" diyemedik, diyemezdik de...
Rabbimin bu emri
karşısında acizdik...
Ancak, Necip Fazıl Kısakürek,
"Anne" şiirinin son kıtasında
şöyle demişti:
"Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!.."
"Beni de al" diyemedik. Çünkü,
bunu söyleyebilmek için
koskoca bir yürek gerekti...
Analara kıymayın efendiler!..