Hemen hemen her gün

memleketin
her il ve ilçesine
düşen şehit ateşi,
yürekleri alev alev yakıyor...
Genç fidanlar, birer birer
toprağa düşüyor...
Hepsinin öyküsü
yürek dağlıyor...
Geride bırakılan
analar, babalar, kardeşler,
evlatlar ve
aşklar...
Daha geçende,
2 ay sonra düğün yapacak olan
Uzman Çavuş Bekir Anıl Erdal'ı toprağa verdik...
Bugün de 2 ay önce nişanlanan
polis memuru Ersan Gürpınar'ı
dualarla uğurlayacağız...
Bu iki şehidimiz,
kahpelikle
katledildi...
Birileri, terörle mücadeleye
"savaş" demeye
kalkışıyor...
Ne savaşı?..
Çoluk çocuk demeden
masum insanları
kahpece katletmek,
hangi savaşın
raconunda var?..
Bu gencecik insanlar,
Mehmet Akif Ersoy'un ifade ettiği
gibi, "Vatan için ölmekse kaderim,
kaderimin ellerinden öperim" diyerek,
şehadet şerbetini
seve seve içmeye
giden yiğitler...
Bu günler de geçecek elbette...
Ne şehitlerimiz
ne de içimizdeki hainler
unutulacak!..
Onların ağa babaları da...
İçimizi acıtan
nedenler çok...
Bu kahpelikte;
milletin
ekmeğini yiyip, suyunu içen
hainlerin tavrı
canımızı yakıyor...
Bu meseleyi
milli mesele görmeyip,
siyaset malzemesi
yapanlar canımızı sıkıyor...
Bu milletin çocukları
asırladır, kutsal saydığı topraklar için
şehit ve gazi oldu, oluyor da...
Bu ülkede,
şehit acısı yaşamamış
ev kaldı mı?..
Çünkü bizler,
vatanı "namus"
bildik!..
Tarihten bugüne
bu değerler
için can verdik; can aldık...
Birileri, bu kirli tezgahla
ülkeye operasyon
yapmaya kalkışıyor ama
onların karşısında
eski Türkiye yok artık!..
Yeter ki dik duralım,
diri olalım ve birbirimize
daha çok sahip çıkalım!..
Onların gidecekleri çok yer var ama
bize başka Türkiye
yok!..
Şehitlerimize Allah'tan rahmet,
milletimize de başsağlığı diliyorum...