Doç. Dr. İbrahim Kara, sigara kullanımı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, aşırı kilo ve obezite, damar sertliği ve genetik nedenlerden dolayı 40 yaş üstü kişilerde kalpten mideye inen aort damarında yırtılma riskinin yüksek olduğunu dile getirdi.

Aort damarında yırtılma olanların büyük bir kısmının hastaneye ulaşana kadar hayatlarını kaybettiğine dikkat çeken Doç. Dr. Kara, 'Karın içerisindeki kalpten çıkan aort dediğimiz bu ana damarda genişleme oluyor. Bu durum hastalar için hayati risk taşıyor. Aort damarında anevrizma (balonlaşma) olması durumunda damar duvarı sağlamlık ve mukavemetini kaybeder ve yırtılma ihtimali başlar. Damar ne kadar genişlerse, damar duvarındaki gerilimi o kadar artırarak, inceltir ve sonuçta yırtılma ihtimalini yükseltir. Aort damarında yırtılma olan hastaların üçte ikisi hastaneye ulaşana kadar hayatını kaybediyor. Hastaneye ulaşabilen hastalarında ise başarı şansı düşük oluyor. Hastaneye ulaşabilen kişilere acil şartlarda kasıktan girip oraya suni damar yerleştiriyoruz ama hayati riski çok yüksek oluyor. Ayda bu tip 6 veya 7 tane ameliyat yapıyoruz' dedi.

'BALONLAŞMA SİNSİ BİR ŞEKİLDE BÜYÜR'

Damar anevrizmasının sinsi bir şekilde geliştiğini kaydeden Doç. Dr. Kara, 'Damar anevrizması yani balonlaşmalarının çoğu yıllar içinde sinsice büyür ve patlayıncaya kadar hiçbir şikayete yol açmazlar. Eğer şikayet oluşturursa bu genelde, karın ve sırtta derin ve batıcı ağrı ya da karın bölgesinde saatler veya günlerce devam eden yanma tarzında ağrılardır. Fakat oluşan bu şikayetler birçok sebebten dolayı olabileceğinden kolaylıkla gözden kaçabilir' diye konuştu.

Kara, 40 yaş üstü erkeklerde riskin daha yüksek olduğunu belirterek '40 yaşını geçmiş kişilerde ultrasonla karın bölgesindeki bu damarın 10-15 dakikalık bir işlemle, hasta açısından değerlendirilmesi gerekir. Bu tespit edilirse hastaneye aort damarı yırtılmadan gelir ve hayati riski daha düşük olur' ifadelerini kullandı.

'RUTİN TARAMA YAPILMALI'

Risk altındaki kişilerin rutin taramaları mutlaka yapması gerektiğini söyleyen Kara, 'Düzensiz şeker hastalığı, kalp hastalığı için bir risk faktörüdür. Bunun içinde rutin tarama yapılması ve ilaçlarını kullanıp şekerini kontrol altına alınması gerekir. Kişiler günlük hayatta hafif eforlu aktiviteler yapmalı ve kilosuna dikkat etmelidir. Bir diğer faktör de sigara kullanımı. Bunlar önlenebilir risk faktörleridir. Aşırı kilo hem şeker hastalığı hem de koroner kalp hastalığı için çok önemli bir risk faktörüdür. Biz bazı hastaları aşırı kilonun getirdiği yüksek risklerden dolayı ameliyat etmekten çekiniyor ya da edemiyoruz. Çünkü ameliyat ettiğimizde sağlanılan fayda çok az derecededir. Bu nedenle obezite çok önemlidir' açıklamasında bulundu.