Yeryüzünde var olan her canlı türünün nihai eşit olduğu tek olgunun "ölüm" olduğunu dile getiren Uzman Psikolog Özge Genlik, 'Yaşam ile ölüm bir bozuk paranın iki yüzü misali birbiri ile ilintili ve biri olmadan diğeri de var olmayacak şekilde iç içe geçmiş olgulardır. Her varoluş bir yitimi, her yitim de bir varoluşu özünde barındırmaktadır. Sevilen bir kişinin ölümünün ardından insanoğlu soyut bağlamda kaybettiği ilişki bağını anlamak ve yeniden yapılandırmak üzere kendisini dinamik bir sürece teslim etmektedir. Kaybı yaşayan kişinin içgörü kazanmasına vesile olabilecek dinamik sürece 'yas' denilmektedir. Yas süreci, sevilen birinin ardından her bireyin kendi öznel içselliğinde deneyimleyeceği çok özel bir süreçtir. Bu özel sürecin ne kadar süreceği ve bu süreçte meydana gelebilecek değişimler kişiye özgüdür. Ancak yasın doğasını etkileyebilecek bazı faktörler olduğu düşünülmektedir. Yas süreci kaybı yaşayan kişinin ölüm nedenine, yaşına, kaybı yaşayan kişinin kültürel normlarına ve dini inançlarına göre farklı şekillerde yaşanmaktadır' diye konuştu.

Her insan birini kaybettiğinde çok farklı duygusal, fiziksel ve davranışsal tepkiler verdiğini dile getiren Genlik, 'Bu tepkilerin yoğunluğu merhumun ölüm biçimine, merhum ile oluşturulan niteliksel bağın önem derecesine göre değişim göstermektedir.
Fiziksel Tepkiler: Kalpte sıkışma hissi, boğazda düğümlenme hissi, ağız kuruluğu, midede yanma ya da boşluk duygusu, gürültüye karşı duyarlılık, nefeste darlık.

Düşünsel Tepkiler: İnkar etme-inanamama, halüsinasyonlar, dikkat dağınıklığı, zihinde dağınıklık/karışıklık, sık sık tekrarlayıcı unutma halleri, rahatsız edici rüyalar.

Duygusal Tepkiler: Şok, üzüntü, öfke, suçluluk, kaygı, korku, yalnızlık, umutsuzluk, çaresizlik, yorgunluk.

Davranışsal Tepkiler: Uyku ve yeme bozuklukları, alkol ya da madde kullanımı, sosyal çevreden uzaklaşma, dikkatsiz davranma, merhumu hatırlatan uyaranlardan kaçınma.' diye konuştu.

Yas tutma sürecinin inkar, şok, pazarlık, depresyon ve yeniden düzenlenme süreci olduğunu söyleyen Genlik, yas sürecini daha sağlıklı atlatabilmek için şu önerilerde bulundu:

'Sizi iyi dinleyebilecek ve anlaşıldığınızı hissettiğiniz birisiyle konuşun. Ailenizden birini kaybettiyseniz diğer aile bireylerinden farklı tepkiler gösteriyor olabilirsiniz. Duygularınızı diğer aile üyeleriyle paylaşmak zor olabilir. Onları üzeceğim düşüncesiyle konuşmaktan, paylaşımda bulunmaktan çekinmeyin. Arkadaşlarınızın desteğini talep edin, sosyal yaşamınızı canlı tutmaya çalışın. Yaşadığınız duygu ve düşünceleri paylaşmaya, ifade etmeye özen gösterin. Konuşarak kendinizi ifade etmekte güçlük yaşıyorsanız; yazarak yada resim yolu ile kendinizi ifade etmeye çabalayın. Kendinize yas tutmak için bir süre izin verin, yasın doğal bir süreç olduğunu hatırlayın. Fiziksel ihtiyaçlarınıza (yemek, uyku, bedensel ve ruhsal sağlık) özen göstermeye gayret edin. Size iyi gelen davranış ritüellerine katılmaya çabalayın (kitap okumak, açık havada yürüyüş yapmak, sevdiğiniz türde müzikler dinlemek vb.) Doğum günleri, bayramlar ve yıldönümleri gibi özel günler sizin için zor geçebilir, psikolojik olarak kendinizi hazırlayın. Yavaş yavaş okul, iş vb. normal günlük rutininize geri dönmeye çabalayın. Güçlük çektiğinizi hissediyorsanız adım adım bir program oluşturmayı deneyebilirsiniz.

YAS SÜRECİNDE NE ZAMAN PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ALMAK GEREKİR?

Yas sürecinde, kişinin yeniden yapılanma süreci yaşadığı duygu durumunun şiddetine göre farklılık göstermektedir. Araştırmalara göre; yas sürecinin tamamlanması ortalama iki yıl sürebilmektedir. Ancak bu süreçte; uyku ve beslenme düzenindeki bozulmalar, merhum ile ilgili aklımızdan çıkaramadığımız düşünceler, yoğun üzüntü ve kaygı gibi duygular, kişinin normal yaşamına devam etmesinde bir engel oluşturuyorsa mutlaka profesyonel bir danışmanlık hizmetine başvurulmalıdır.'