Sağlık Bakanı

Recep Akdağ'ın,
görevi başında
kahpece katledilen
Op.Dr. Kamil Furtun'un
ölümünün birinci yıldönümünde; eşi Dr. Funda Furtun'u
telefonla arayarak
üzüntülerini
bildirmesi,
önemli bir duyarlılıktır...
Rahmetli Kamil Furtun'un
eşi Dr. Funda Furtun'un
"ihmal" konusundaki
şikayetini
dinlemesi ve "O konuyu biliyorum. Müsteşarımdan dinlemiştim.
Yakından ilgileneceğim" demesi de
sağlık camiası için bir "güven"dir...
Bu gelişmeler;
hem Kamil Furtun'u
seven binlerce insan
hem de meslektaşları için
güzel şeylerdir...
Ne var ki Sağlık Bakanı Dr. Recep Akdağ'ın
gündeme getirmesi gereken
çok önemli bir konu var...
Op. Dr.Kamil Furtun,
gibi görevi başında
öldürülen doktor ve sağlık çalışanları
devletin gözünde "Görev şehidi"
olarak tanımlanmaktadır...
Bir başkasının
hayatı için
kendi hayatlarını
hiçe sayan bu insanlar da şehittir ama
onların eş ve çocukları;
asker ve polis
aileleri gibi
devlet imkanlarına sahip değildir...
Sağlık Bakanlığı'nın, Kamil Furtun'un adını, çalıştığı hastaneye vermesi,
Büyükşehir Belediyesi'nin
hastane önüne büstünü koyması.
İlkadım ve Atakum belediyelerinin
onun adını cadde ve sokaklara vermesi
unutulmaya yüz tutan en güzel
"vefa" örnekleridir...
Ancak, Kamil Furtun'a yapılan
saldırıların benzerlerinde
hayatlarını kaybeden
doktor ve sağlık çalışanları,
sokakta yürürken değil,
görevleri başında
öldürülmüştür...
Ve onlar devlet memurudur...
Rahmetli Kamil Furtun için söylemiyorum ama
bu insanların yürekleri yanan eş ve çocukları,
hayatlarını nasıl idame ettireceklerdir?..
O doktor ve sağlık çalışanlarının
eş ve çocuklarının, bir onur nişanesi olan "Görev şehidi" beratını
koparıp koparıp yiyecek halleri de yoktur...
Demem o ki,
duyarlılığıyla herkesin takdirini
kazanan Sağlık Bakanı Dr. Recep
Akdağ, bu sorunu mutlaka
gündeme getirmelidir...
Bakmayın siz
o kartvizitlere,
her doktor zengin değildir...