Bazı olayların perde arkasını

çözebilmek için
o olay görüntülerini
sıcağı sıcağına değil,
daha sonra en ince ayrıntısına
kadar birkaç
kez izlemek gerekir...
Özellikle de meselenin
uluslararası bir boyutu varsa...
Mesela, Türk hava sahasını
ihlal eden
Rus uçağının düşürülmesiyle başlayayım...
Rus uçakları,
onlarca kez
Türkiye sınırını ihlal
etmiş;
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve dönemin
Başbakanı Davutoğlu,
diplomatik ilişkilerle
bu durumu karşı tarafa iletmişti...
24 Kasım 2015'te
Rusya Federasyonu'na
ait uçak, yeniden
sınır ihlali yapmış,
Türk pilotlarının
uyarılarına rağmen karşı taraf
sessiz kalınca, "angajman" kurallarına
göre düşürülmüştü...
Türkiye,"uyardık" dedi,
karşı taraf, tersini söyledi...
O günlerde, bazı uzmanlar,
iki savaş uçağı arasındaki
iletişimin sinyal kesici ile
engellendiğini öne sürse de
bu sesler cılız kaldı...
Sonuç; o güne kadar ekonomik ilişkileri
iyi olan Türkiye ile
Rusya arasında gerginlik
başladı...
Türkiye'ye uygulanan ambargo,
turizm sektörü başta olmak üzere
sebze ve meyve ihracatına
büyük darbe vurdu...
Bu gelişmelerden her iki
ülkenin de kaybı büyüktü...
"Stratejik dost" Amerika,
bu olaydan sonra
Rusya ile anlaşmadı mı?..
Rusya; Türkmenlere bomba yağdırırken,
Amerika da PKK' nın uzantısı PYD'ye açıkça
destek verdi...
İki süper gücün Suriye'de
olmalarının nedeni,
kesinlikle IŞİD değildi...
Görüntüleri biraz daha
eskilere kaydıralım...
Birbirleriyle
"kanka" olan Erdoğan ve Esed,
nasıl birden bire
düşman kesilmişti?..
Esed, halkına
yeni mi zulmetmeye başlamıştı?..
Tayyip Erdoğan'a, "Yeni Osmanlı" projesini
kimin dikte ettiğine bakmak lazım!..
Gül'ün, Çankaya'ya çıkmasından sonra
Davutoğlu'nun Meclis dışından Dışişleri Bakanı
olarak kabineye alınmasını
isteyen Amerikan Dışişleri Bakanı'nın
kim olduğunu öğrenmeden
sorunun cevabını bulmak zor!..
Biraz daha geriye gidelim...
MİT TIR'larının durdurulması operasyonunun gerçek nedeni;
Türkmenleri silahsız bırakmaktı.
Bu kimin işine gelecekti?..
Amaç, hem Erdoğan'ı "Savaş suçlusu" yapmak hem de
Suriye'de Türkiye'nin elini
güçsüz bırakmaktı...
"Üst Akıl" bir taşla,
3-5 kuş vurmayı biliyor doğrusu...
Görüntüleri izlemeye devam edelim...
Rıza Zarrap,
durup dururken mi
Amerika'ya gitti, yoksa birileri onu hangi güvenceyle
oraya götürdü?..
Şimdi Amerikalı Savcı Bharara,
Türkiye Hükümeti'ne
"şantaj" yapar gibi,
Zarrap'ın ifadelerini basına sızdırıyor...
Amerika, Türkiye'nin
"Milli Güvenlik Belgesi"ne "terör örgütü" diye giren
yapıya, terör örgütü demiyor...
Neyse çok uzattık. Görüntünün sonuna geldik...
Birçok Avrupa ülkesi "soykırım" kararları alırken,
düne kadar sessiz kalan Almanya, neden bugünlerde sözde " Ermeni soykırımı"nı parlamentoda
kabul etti?..
Rusya, Suriye, Irak, İran ve İsrail ile
ilişkileri iyi olmayan
Türkiye, şimdi de Almanya ile
karşı karşıya getirilmek isteniyor...
Almanya aleyhine sokağa dökülenlerin
zamanlamaya dikkat etmesi gerekir...
Mesele, ne Tayyip Erdoğan ne de AK Parti meselesidir...
İktidarın hataları ve yanlışları
eleştirilecek, tartışılacak elbette...
Mesele, Türkiye üzerine kurulan,
kurgulanan tezgahın farkına varmaktır...
Yazının başlangıcından
sonuna kadar
parça parça sunulan görüntüleri
montajlayıp yeniden izleyelim...
Oyunun Türkiye'yi "yalnızlaştırmak"
üzerine kurgulandığı, gayet açık değil mi?..