Ülkede olup bitenlerin
hiçbiri; bugünlerin
şartlarından değil,
geçmişte yazılan
ve sahneye konulan
senaryonun bir parçasıdır...
Bugünü anlamak
için dünü
hatırlatmakta
yarar var...
2005 yılıydı...
"Yolsuzluk ve Yoksullukla Mücadele"
söylemi,
AK Parti'yi iktidara taşımıştı...
Koalisyon hükümetlerinin
icraatlarından
bunalan vatandaş,
siyasi istikrardan
büyük beklenti içindeydi...
"Devrişilmeyen Türk"
olarak tanımlanan "Türk Einstein"ı
Prof.Dr. Oktay Sinanoğlu, o yıl
"Bye bye Türkçe"
adlı bir kitap yazdı...
Amerika, iki yıl önce "Saddam'ın nükleer silahı var"
bahanesiyle Irak'ı işgal etmişti...
Amerika Bilimler Akademisi'nin
tek Türk üyesi olan rahmetli Sinanoğlu,
kitabında,
Irak'tan sonra
sıranın Suriye'ye geleceğini
yazmıştı. Sonrasında
ise İran ve Türkiye vardı...
O dönemde birileri, "komplo teorisi"
diyordu...
Suriye'de kardeş kanının akıtılması için
düğmeye basılmasına
kadar, "komplo teorisi" diyenlere hak vermemek
elde değildi...
Çünkü, adeta kardeş gibi geçinen
ve aile ilişkileri de birlikte tatil yapacak kadar güçlü olan
Erdoğan ile Esad'ın
"düşman" olacağını kim söyleyebilirdi?..
"Amerika'nın en büyük silahı, Hollywood ve medyadır" diyen
Sinanoğlu, sonunda haklı çıkmıştı...
Amerika, Irak'a yaptığı medya
bombardımanını Suriye için de yaptı...
"Kimlik siyaseti"ni öne çıkaran
medya, Amerika'nın bölgeyi
parçalama operasyonuna
çanak tutuyordu...
Nitekim, başardılar da...
Yüzyıllardır birlikte yaşayan
halklar, birbirine düşman edilmişti...
IŞİD ya da DAEŞ; her neyse
nereden çıktı bu bela?..
Bu terör örgütüne kimler pikapları ve silahları
verdiyse, dünyanın her yerinden IŞİD'e katılan paralı askerleri de
onlar buldu...
PKK'yı "terör örgütü" listesine
alan Amerika'nın,
o örgütün
uzantısı PYD'yi desteklemesinin
sebebi, Akdeniz'e koridor açmak olmasaydı,
MİT tırları durdurulur muydu?..
Amerika, İran'la ilişkilerini
düzeltmek için
bir adım atarken,
Türkiye ile Rusya arasında
çıkarılan uçak düşürme krizi,
Almanya'nın "Sözde soykırım" kararı,
asla tesadüf değildi...
Oktay Sinanoğlu'nun öngörüsünde
ifade ettiği gibi sıra Suriye'den
sonra İran'da değil,
Türkiye'deydi...
Çünkü; savunma sanayisinde
önemli adımlar atan ve bağımlılığı
azaltan Türkiye;
onlar için bir tehlikeydi...
Büyük kentlerde patlayan
bombaların amacı, Türkiye'ye
boyun eğdirmek değil midir?..
Meseleyi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a indirgeyenler,
kısır siyaset cenderesinde,
büyük fotoğrafı perdelemek istemektedir...
Asıl hedef Erdoğan değil, Türkiye'dir...
PKK başta olmak üzere
farklı söylemleri olan
birçok terör örgütünü
biraraya getiren "üst akıl",
yıllar öncesinde yazılan
senaryoyu uygulamaktadır...
Eğer oyuna gelirsek;
bu vatan için toprağa düşen
şehitlerimizin kemikleri
sızlar...
Ve bu senaryoda rol alanlar da
tarihe "hain" olarak geçer...