Sevgisizliğin girdabında
bencilliğin
içine düşenler,
bir gün "keşke"
diyecek ama
iş işten geçmiş olacak...
Yalnızlıklar
kemirecek içini...
Daha da artacak,
o sorular...
Ve " Keşke sağ olsaydı da"
demeler başlayacak...
Bugüne has değil ama
ilişkileri yeniden gözden geçirmek ve
pişmanlıkları
yaşamamak için
bir fırsat var...
Yazarı bilinmeyen bu öyküyü,
sadece bugün için değil,
her daim
aile büyüklerini
seven ve hürmet edenlere
ithaf ediyorum...

* * *


60'lı yaşlarda baba, 25 – 30 yaşlarında oğul, beraber bahçede oturuyorlardı. Ağaca bir kuş gelmiş , bir yere bir ağaca neşeyle oynuyordu, baba oğluna sordu:
-Bu nedir?
"Kuş" dedi oğlu. Babanın gözü kuştaydı ve devamlı onu takip ediyordu. Tekrar sordu.
-Bu nedir?
Oğlu, sıkılgan bir şekilde "Kuş" cevabını verdi. Babanın gözü yine kuştaydı ve tekrar oğluna sordu:
-Bu nedir?
Oğlu öfkelenmişti. Hiddetli ve kızgın bir ifadeyle, "Kuş, o kuş baba. Neden tekrar tekrar soruyorsun bilmiyor gibi" diyerek çıkıştı.
Baba, sanki bu tepkiyi ondan beklercesine ve ona hayatının en büyük dersini vermek için ayağa kalktı ve eve yöneldi.
Az sonra elinde bir defterle tekrar geri geldi ve oğlunun yanına oturdu.
Bir sayfayı açtı ve okumasını istedi. Oğul içinden okuyacaktı ki babası sesli okumasını istedi ve notta şunlar yazılıydı:
"Bugün oğlumla beraber parka gittik. Oğlum yürümeye ve konuşmaya başladı ve biz otururken bir kuş geldi, oynuyordu. Oğlum sordu. Bu ne? Kuş. Tekrar sordu. Kuş. O sordukça ben cevapladım. Ben her seferinde kuş dedim. Seni seviyorum oğlum benim. İyi ki aramıza geldin. Neşe kattın canımıza..."
Oğlu bu notu okuduktan sonra yutkundu gözleri doldu. Babasına
sarıldı. Ağlıyordu. "Affet beni babacığım o sabrı ben gösteremedim. Özür dilerim. Canım babam benim"
diyebildi.

* * *
Bugününüz dünden daha iyi olsun. Sağlık ve huzur dileklerimle
Babalar Günü kutlu olsun.