Atatürk Havalimanı'ndaki hain saldırıdan yara almadan kurtulan Adam Reich ile kız arkadaşı Kristine Nakanishi, California'dan bindikleri uçakla Türkiye'yi de kapsayan mükemmel bir Avrupa tatili yapmayı amaçlıyordu. Havalimanına indiklerinde bir gariplik olduğunu sezen ikili, saldırıların başlamasıyla birlikte büyük bir şoka girdi. Adam, Amerika'daki erkek kardeşine bir SMS göndererek, 'Havaalanında bir şeyler oluyor. Sizi çok seviyorum.' dedi.

Kardeşinden gelen mesaj üzerine 'bir anda uyuştum' diyen Noach, yaşadıklarını ve kardeşinin mesajını Facebook'ta paylaştı. Saldırıdan birkaç saat sonra Facebook'a giren Noach'ın hüzünlü mesajı binlerce insan tarafından paylaşıldı. Üç küçük nokta temalı yazıda korkmaktan bıktım diyen Noach, 'Kardeşim ve Kristine iyi oldukları için minnettarım ama bugün bizim kadar şanslı olmayan yüzlerce aile için çok üzgünüm.' dedi.

İŞTE O FACEBOOK GÖNDERİSİ VE O SMS...

'Üç küçük nokta.

Bugün üç küçük nokta için dualar ettim.

Bugün üç küçük nokta için yalvardım.

Bugün geleceğim üç küçük noktaya bağlıydı.

Bugün iş arkadaşlarımla öğle yemeğindeyken kardeşimden bir mesaj geldi.

"Havaalanında bir şey oluyor. Sizi seviyorum."

Önce çok da önemsemedim, ama sonra hemen telefona sarıldım.

"Ne demek istiyorsun?" diye sordum.

Cevap yazdığını gösteren üç nokta görünsün diye bekledim.

Hiçbir şey yoktu.

Kalbim hızla atmaya başladı. Twitter'a girdim, "İstanbul" diye aradım. İlk tweet'te "İstanbul havaalanında iki patlama bildiriliyor" yazıyordu.

Bir anda uyuştum.

72 saat önce kardeşimle kız arkadaşı Kristine'i Burbank Havaalanı'na bırakmıştım. Aylardır iple çektikleri Avrupa tatiline gidiyorlardı. Kristine üniversiteyi, kardeşim ise üzerinde çalıştığı TV programını bitirmişti. Zamanlama mükemmeldi. Tek bir sorun vardı, Game of Thrones'un son bölümünün olduğu günde 2 hafta sürecek wi-fi'sız bir yolculuğa çıkmışlardı.

[...]

Sonra geldiler.

Üç küçük nokta.

Kardeşim: "Silah sesleri ve bir patlama duydum. Otelde birinin odasında saklanıyoruz. Sizi elimden geldiğince bilgilendireceğim."

Kardeşim ve Kristine, saklandıkları havaalanı lounge'undan saklanarak çıkmış, kırık camlar üzerinde emekleyerek ilerlemişlerdi. Yan taraftaki otele kadar gitmiş, birileri açana kadar kapıları çalmışlardı. Karşılarında balayı tatili için İspanya'dan gelen bir çift vardı. Birkaç saat sonra cam kırıkları, kurumuş kan ve siren sesleri arasında tahliye edildiler.

Kardeşim ve Kristine iyi oldukları için minnettarım ama bugün bizim kadar şanslı olmayan yüzlerce aile için çok üzgünüm. Bugün o terminalde olmanın nasıl bir şey olduğunu düşünürken bile dehşete düşüyorum. Adam ile Kristine'in şansını düşünmek ise tüylerimi ürpertiyor.

Korkmaktan bıktım. Her köşe başında güvenliğimi ve çevremdekilerin niyetlerini sorguladığım bir dünyada yaşamak istemiyorum. Ben hayatlarımızı yaşama biçimimizi korkunun belirlediği Brexit ve Donald Trump dünyasında yaşamak istemiyorum. Ben İspanya'dan balayına gelen bir çiftin, terör saldırısı sırasında size kapılarını açıp sığınak sağladıkları bir dünyada yaşamak istiyorum.

Bugün olan biten her şeye karşın böyle bir dünyada yaşadığımıza inanıyorum.'