Kazak, 'Samsun'da İl Sağlık Müdürümüz hedefimizi 10 bin organ bağışı olarak belirtmişti şuan bu sayıya ulaşmak üzereyiz. Bu da pek çok büyük ilde önde olduğumuz anlamına geliyor' ifadelerini kullandı

Ülkemizde organ bekleme listelerinde hasta sayıları giderek artarken, yapılan organ bağışları ihtiyacı karşılamıyor. Organ bağışı konusunda en büyük sıkıntı ise bağış konusundaki yetersizlik. Konuyu Organ ve Doku Nakli Samsun Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlusu Dr. Mehmet Kazak ile konuştuk

Burcu DÜZGÜN: Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi neler yapar?

Mehmet KAZAK: Bölge koordinasyon merkezleri ulusal koordinasyon merkezine bağlı olarak çalışmaktadırlar. Türkiye'de toplam dokuz tane bölge koordinasyon merkezi bulunuyor ve her bir bölgenin kendisine bağlı illeri var. Samsun Bölge Koordinasyon Merkezi de Rize, Trabzon, Ordu, Giresun, Samsun, Tokat, Amasya ve Sinop illerini kapsıyor. Samsun İl Sağlık Müdürlüğü'ne bağlı olarak koordinasyonu sağlıyoruz. Ayrıca kapsama alanımızdaki illerde sempozyumlar ve paneller düzenliyoruz. Bu panellerin bir kısmı halkımıza yönelik, sempozyumlarsa genelde bilimsel toplantılar oluyor. Sempozyumlarımızda sağlık personeline yönelik çalışıyoruz. Buradaki temel amacımız halkımıza organ bağışının, organ naklinin önemini anlatabilmek. Ayrıca bu konuda soru işaretlerini giderip doğru bilen yanlışları aydınlatıp bu konuda bakış açısını değiştirmek.

Burcu DÜZGÜN: Tüm bu çalışmalar amacına ulaşıyor mu, Samsun ne durumda organ bağışı konusunda?

Mehmet KAZAK: İlimizde ve bölgemizde organ bağışı konusunda ciddi bir artış var. Biz çok şanslı bir bölgede çalışıyoruz. Başta Samsun Sağlık İl Müdürümüz olmak üzere çok ciddi destek alıyoruz. Tüm personelimiz mesai mefhumu gözetmeksizin çalışmalarını sürdürüyor. Bazı yerlerde stantlar açıyoruz ve daha çok insana ulaşmak adına etkinlikler düzenliyoruz. Sonuç itibariyle Samsun'da İl Sağlık Müdürümüz hedefimizi 10 bin organ bağışı olarak belirtmişti şuan bu sayıya ulaşmak üzereyiz. Bu da pek çok büyük ilde önde olduğumuz anlamına geliyor. Bu sonuçta tabii ekibimizin cansiperane çalışmasının payı büyük, çünkü bu bağışlar tek tek yapılıyor. Çalışmalarımızın şöyle bir özelliği de var organ bağışı yapan kişilerin yakınlarına kısa mesaj aracılığıyla ulaşıyoruz bu vesileyle daha çok kişinin konudan haberdar olmasını sağlıyoruz. Bu nedenle bağış yapan 10 bin kişi katlanıyor ve bir 10 bin kişi daha konu ile ilgili eğitim almış oluyor. Ayrıca açtığımız statlarda her gelen bağış yapmıyor bağış yapanlar kadar sadece konu ile ilgili bilgilendirdiğimiz insanlar da var.

Burcu DÜZGÜN: Daha çok insana ulaşmak adına neler yapılıyor?

Mehmet KAZAK: MEB ile de bir anlaşma yaptık ve 11 ve 12.sınıf öğrencilerine ulaştık. Onlardan bağış alamıyoruz biliyorsunuz 18 yaşını doldurmuş olması gerekiyor. Ancak onlara ulaşmamızın bir anlamı var konunun evlere taşınmasını istiyoruz ki bunda da başarılı olduğumuzu söylemek isterim. Broşürler dağıtıyoruz. En çok bağış aldığımız yerlerden biri üniversitelerimiz. Öyle ki öğrencilerimiz sadece bağış yapmak ile kalmıyor çalışmalarımıza da birebir katılıyorlar bu durum da bizi mutlu ediyor. Samsun Ondokuzmayıs Üniversitesi Rektörlük ve dekanlıklar bazında da bizlere destek oluyor. Üniversitelerin bir diğer güzelliği de öğrencilerin konu ile ilgili bilgili olmaları ve akıllarına takılan soruları bizlere yöneltmeleri bu nokta da onlara yardımcı oluyoruz. Şunu da söylemeliyim halkımız çok fedakar ve inançlı, doğru bir şekilde anlatıldığında organ bağışı konusunda elinden geleni yapıyor.

Burcu DÜZGÜN: Artış olduğunu söylediniz. Rakamlar nedir peki bölgede ve ülkemizde kaç kişi organ bekliyor?

Mehmet KAZAK: Bizim kapsadığımız bölgede yani organ bağışı yapılan merkezler bazında (Samsun, Trabzon ve Erzurum) yaklaşık 3 bin kişi, Türkiye genelinde ise 30 bin kişi organ ve doku beklemekte.

Burcu DÜZGÜN: Dünya ile kıyas yaptığımızda bu rakamları nasıl değerlendiriyoruz?

Mehmet KAZAK: Bizim bekleme süresiyle ilgili bu sürelerin uzun olduğunu söylemeliyim. Buradaki en büyük sıkıntımız organ bağışlama sayılarımızdaki yetersizlik. Beyin ölümü sonrasında aile ile yapılan görüşmede ailenin izin verme oranları ülkemizde yüzde yirmi beşte bu oran İspanya Amerika gibi ülkelerde yüzde doksanlarda. O nedenle ülkemizde yapılan nakillerin çoğunluğu canlıdan yapılan nakiller.

Burcu DÜZGÜN: Bir canlıdan bir de kadavradan nakil var. Bu ayrımı ve oranları anlatacak olursak?

Mehmet KAZAK: Organ nakli, kadavradan ve canlıdan yapılan bir operasyondur. Tedavisi tıbben mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle görev yapamayacak derecede hasar gören organların yerine, canlı veya ölüden alınan yeni, sağlam organın konularak hastanın tedavi edilmesine organ nakli denilmektedir. Organ naklinin iyi bir tedavi şekli olduğunu da gerçekleştirilen nakillerin sonuçları itibariyle söyleyebiliriz. Ülkemizde böbrek nakli sonrasında iyileşme oranları yüzde doksanlarda. Bu çok ciddi bir rakam ve birçok Avrupa ülkesinden de daha yüksek. Canlıdan nakilde böbreğin bir tanesi bağışlanırken karaciğerinde bir kısmı nakil ediliyor. Ancak organ bağışı ile ilgili yürütülen tüm faaliyetlerin temel amacı kadavradan nakili arttırmak. Kadavradan nakil için kişinin organlarını bağışlamış olması, beyin ölümünün gerçekleşmiş olması ve ailesinin organ bağışı konusunda izin vermiş olması şart. Geçen sene ülkemizde dört yüz bine yakın insanımız öldü ancak bu kişilerin yalnızca iki bin iki yüz tanesi beyin ölümü. Beyin ölümü haricindeki hiçbir ölümde organ nakli olma ihtimali yoktur.

Burcu DÜZGÜN: Beyin ölümü ve bitkisel hayat kavramlarından ne anlamalıyız?

Mehmet KAZAK: Beyin ölümü ile bitkisel hayat kavramları birbirinden farklıdır. En önemli fark, bitkisel hayattaki hastaların solunumlarının devam etmesidir. Bitkisel hayattaki hastalar aylarca ya da yıllarca yaşamaya devam etmekte ve bazı durumlarda iyileşerek normale dönebilmektedir. Beyin ölümünde ise geriye dönüş mümkün değildir! Tıbbi ölüm halidir. Beyin ölümü teşhisi almış bir kişinin bir daha hayata dönmesi mümkün değildir. Hatta bakın kelimenin içinde dahi 'ölüm' ifadesi var. Diğer ifade de ise 'hayat' ifadesini görüyoruz adı üzerinde aslında. Beyin ölümü gerçekleşen kişinin beyin dışındaki organları da 24-36 saat gibi bir süre içerisinde fonksiyonlarını yitirir. Kişi kendi kendine soluk alamaz.

Burcu DÜZGÜN: Organ bağışı yapan kişi 'sağlık problemi yaşadığımda organlarımın alınmasına yönelik müdahale yapılır mı' korkusu taşıyabiliyor…

Mehmet KAZAK: Hekimler insanları yaşatmak için var. Hiçbir hekim birisi ölsün diye beklemez. Tüm sağlıkçılar kişiyi yaşatmak adına müdahale eder. Ayrıca kişi bağış yapmış olsa bile ailesiyle görüşülüp onay alınmadan organlarının alınması söz konusu dahi olamaz.

Burcu DÜZGÜN: Bu görüşme sırasında neler yaşanıyor?

Mehmet KAZAK: Hayatta yapılacak en zor görüşmelerden biri olduğunu söyleyebilirim. Bu görüşmede zamanla yarış var. Beyin ölümü şeklinde gerçekleşen ölümler çok ani ölümlerdir. Dolayısıyla ailelere o acı haber veriliyor sonrasındaysa organ nakli anlatılıyor şüphesiz bu hiç kolay değil.

Burcu DÜZGÜN: En çok hangi organ ve dokular nakil ediliyor ve en çok hangi organ ve dokuya ihtiyaç var?

Mehmet KAZAK: Otuz bin kişi organ bekliyor dedik. Bunların içinde en çok böbrek bekleyen sayısı söz konusu bu rakam yirmi iki bin. Daha sonra iki bin beş yüz iki bin civarında karaciğer, akciğer, kalp şeklinde devam ediyor. Dokudaysa en fazla korneaya ihtiyaç var, en çok nakil yapılanlarda böbrek ve karaciğer. Tabii böbrek ve karaciğerde canlıdan nakil şansı var. Ancak kalp, pankreas gibi organlar sadece öldükten sonra bağışlanabilir. Ne yazık ki bu beraberinde şunu getiriyor; kalp, pankreas akciğer bekleyen hastalarımız organ bulunamadan hayatını kaybediyor. Geçen sene ülkemizde iki bin iki yüz kişi organ beklerken hayatını kaybetti. Bu insanların en azından bir kısmını kurtarmak bizim elimizdeydi. Nasıl elimizdeydi organ bağışlayarak elimizdeydi o insanlar eğer nakil olabilselerdi hayatlarına devam edebileceklerdi. Tıpkı nakil olan insanlarımızın hayatlarına devam ettikleri gibi, son iki senede iki yüz elli civarında organ ve doku dağıtımı yaptık. Bu insanlarımızın pek çoğu bugün sağlıklı bir şekilde yaşamaktalar. Örneğin böbrek nakli olan bir insan için kana kana su içmek büyük nimet onlar bunun mutluluğunu yaşıyorlar ve yeni bir hayata başlıyorlar. Ölüm benden uzak diye düşünmemeliyiz. Her an organ bekleme sırasına bizlerde gire biliriz ki bizler bunların örneklerini görüyoruz. Aniden ortaya çıkan bir hastalık bizi bir organa ihtiyaç duyar hale getirebilir. Bakın şu an altmış bin tane diyaliz hastamız var ve bu rakamın önümüzdeki yıllarda yüz bine çıkması öngörülüyor.

Burcu DÜZGÜN: Organların insandan insana nakil edildiğini biliyoruz bu noktada yapay organ çalışmaları ne durumda ayrıca hayvandan nakil söz konusu olabilir mi?

Mehmet KAZAK: Bahsettiğiniz konularla ilgili deneysel anlamda çalışmalar olduğunu biliyoruz. Ama hala dünyanın her yerinde temel nakil canlıdan veya kadavradan yapılan nakildir. Dünyanın birçok ülkesinde de kadavradan nakil canlıdan nakilden çok daha fazla. Bizim çok iyi nakil hocalarımız olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Avrupa'nın birçok yerindeki hekimlerden daha değerli hekimlerimiz var bizim. Ülkemizde çok başarılı nakiller yapılıyor. Ulaşım noktasında da çok başarılı bir ağ oluşturulmuş durumda. Burada tabii 112 de bizler için çok büyük önem arz ediyor. Karda kışta dahi yoğun şekilde çalışılıyor.

Burcu DÜZGÜN: Organ nakli ameliyatında cenazenin bütünlüğü bozulur mu?

Mehmet KAZAK: Bu nakili yapan o organları çıkartan arkadaşlarımız insan vücudunun ne kadar kutsal olduğunu bilen arkadaşlarımız. Ayrıca arkadaşlarımız ailenin öz verisinin de son derece farkında, bir kalp, mide ameliyatı nasıl yapılıyorsa bu işlemde tıpkı öyle yapılıyor. Estetik dikişler kullanıldığı için dışarıdan bir kişinin, şahsın organlarının alındığını anlaması mümkün değil. Cenazenin bütünlüğü hiçbir şekilde bozulmaz ve cenaze aileye öyle teslim edilir.

Burcu DÜZGÜN: Organlarını bağışlamak isteyen insanlar nasıl bir yol izlemeli, aranan şartlar nelerdir?

Mehmet KAZAK: İl ilçe sağlık müdürlüklerimiz, özel ve kamu hastanelerimizin tamamı, toplum sağlığı merkezlerimiz, aile sağlığı merkezlerimizde insanlarımız organlarını bağışlaya bilir. Bahsettiğim merkezlerin tamamında konu ile ilgili yetkili arkadaşlarımız mevcut. Onun dışında bizler birçok yerde stantlar açıyoruz örneğin alışveriş merkezlerinde, meydanlarda, üniversitelerde… Şartlara gelinde 18 yaşını bitirmiş akli melekeleri yerinde her Türk vatandaşı organlarını bağışlaya bilir. Bu bağış 'beyin ölümüm gerçekleştikten sonra ben organlarımın alınmasına izin veriyorum' anlamına geliyor. Bu aileye bırakılmış bir vasiyet gibi, aileden bir kişi dahi bağışa izin vermezse organlar alınamaz. Bu konuyu anlatmak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Örneğin geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığı dizi yapımcılarıyla bir araya geldi ve dizilerde konuya farkındalık yaratılması için adım atıldı. Yanlış mesajların da önüne geçilmesi adına bu tür çalışmalar büyük öneme sahip. Samsun'da da basının büyük desteği olduğunu söylemeliyim. Haber Medya Grubu'na da çok teşekkür ederim.

Burcu DÜZGÜN: Kişi tek bir organını örneğin sadece böbreklerini bağışlaya bilir mi?

Mehmet KAZAK: Tabii bu tamamen kişinin doldurduğu formda hangi organları işaretlediğiyle alakalı bir durum, kişi sadece karaciğerini işaretleye bildiği gibi böbrek seçeneğini de işaretleye bilir. Tabii kişi tüm organlarını bağışlamak istediğini de aynı şekilde belirte bilir. Ayrıca kişi organ bağışı yaptıktan sonra vaz geçebilir. Bu seçenekte her zaman mevcuttur. Sistemden çıkartılabilir. Samsun'daki on bin bağışçıya bir kez daha şunu söylemek istiyorum; bizim asıl bağışçılarımız ailelerimiz lütfen organlarınızı bağışladığınızı ailelerinizle paylaşın.

Burcu DÜZGÜN: Organ bekleme sırası ile ilgili bilgi verir misiniz, sistemin kontrolü ve işleyişi nasıl?

Mehmet KAZAK: Ulusal koordinasyon sistemimiz gerçekten, çok adil, güvenilir ve dışarıdan müdahale edilemeyen bir sistem. Dokuz tane bölgemiz var. Her bir bölgenin kendi içindeki hastanelerinde bekleyenleri var. Bizim bölgemizde iki tane nakil hastanemiz var bir tanesi Samsun OMÜ diğeri Trabzon KTÜ her iki merkezde de diğer merkezlerde olduğu gibi başarını nakiller yapılıyor. Organ bekleyen kişi muhakkak bir merkeze kayıt olmak zorunda, eğer kayıt olmazsa ne kadavradan ne de canlıdan nakil olma ihtimali yok. Kadavra çıktığı zaman öncelik acilindir. Örneğin bir karaciğer çıktığında acil durumda olan hatta nakil yapılmazsa hayatını kaybedecek nitelikte olan bekleyenimiz önceliğimiz oluyor. Ondan sonra öncelik bölgedir, ağ kurulmuş durumda hız çok önemli. Bu sistemde hiç kimse kimsenin önüne geçemez kimsenin bu konuda bir endişesi olmasın. Sistemdeki herkes sırayı görebiliyor. Ayrıca koordinatörlerimiz, nakil hocalarımız bu işe gönül vermiş insanlar ve onlar çalışmalarını böyle sürdürüyor. Hiç görmediğimiz insanlara yardım ediyoruz. Bu manevi bir duygu bizim tüm koordinatör arkadaşlarımı da bu bilinçle çalışıyor. Çalışmalar neticesinde de istediğimiz ölçüde olmasa da organ bağışında artış yaşıyoruz.

Burcu DÜZGÜN: Teşekkür ederiz.

Röportaj: Burcu DÜZGÜN

Fotoğraf: Çılga GÜREL