15 Temmuz Cuma gecesi FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi sonrasında halk sokaklara döküldü tankların önüne yatanlar da oldu, terör örgütü üyelerinin üzerine korkusuzca gidenler de…

Darbe girişiminin net şekilde hissedildiği İstanbul ve Ankara'da bunlar yaşanırken Samsun ve diğer şehirlerde de halk meydanlardaydı. Hemen o akşamdan itibaren sokaklara dökülen vatandaşların tek bir amacı vardı demokrasiye sahip çıkmak. Belki de yıllardır özlem duyduğumuz o anlar işe şimdi hem Samsun'da hem de tüm Türkiye'de yaşanıyordu.

Samsun Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Hacı Eyüp Güler, Eğitim Bir Sen Samsun Şube Başkanı Nejdet Güneysu, Samsun Genç İşadamları Derneği Başkanı Savaş Gömeç, Petrol Ürünleri İş Verenler Sendikası Samsun Şube Başkanı Zafer Güler konu ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

Burcu DÜZGÜN: 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşananları Samsun Genç İş Adamları Derneği olarak nasıl yorumladınız?

Savaş GÖMEÇ: Tabi ki 15Temmuz tarihindeki kalkışımı, darbe girişimini lanetliyoruz. Bu durumun ülkemize devletimize milletimize çok ciddi bir ihanet olduğunu düşünüyoruz. Kesinlikle kabul edilemez bir harekettir. Devletim, milletim adına da bunu söyleyebilirim. Biz Samsun Genç İşadamları Derneği ve bu ülkenin bir ferdi olarak şehitlerimize Allah'tan rahmet yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyoruz. Bu konuda sokaklara dökülen, tankların karşısına çıkıp zarar gören milletimizin yaralarının bir an önce sarılmasından yanayız. Bu konuda üzerimize düşen ne görev varsa, bir dernek başkanı ve Türk Vatandaşı olarak yapmaya hazırız. Derin mihraklar her zaman olduğu gibi karşımıza çıkıp büyümemize engel oluşturmaya çalışıyor. Birliğimizi beraberliğimizi bozmak adına çalışıyorlar. Bu kesinlikle ve kesinlikle kabul edilemez. Bunu kabul etmediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Türk Milleti Türk Devleti güçlüdür. Çanakkale savaşında da 250 bin şehit verdikten sonra bunu zafer ilan etmiş ve ülkemizi korumuş insanların torunlarıyız. Vatan söz konusu olduğunda hepimiz birer askeriz bunu kimse unutmasın.

Burcu DÜZGÜN: Bildiğiniz gibi OHAL ilan edildi bu konu ile ilgili neler söyleyeceksiniz?

Savaş GÖMEÇ: Madem devletimizin, milletimizin içinde uzun zamandır çöreklenmiş hatta bizleri dinlemeye almış, hayatlarımızı incelemiş ve Türk Milletini gözaltında tutmaya gayret gösteren bununla da kalmayıp bir darbe girişiminde bulunan terörist bir grup var, Bu grubun her bir bireyinin hukuksal kurallar çerçevesi içinde, Türk Milletine Devletine yakışır şekilde devletimizin milletimizin içinden temizlenmesi bizimde en büyük hedefimiz ve en büyük isteğimizdir. Ancak özellikle belirtmek isterim ki bu tür durumlarda dikkatli ve vakur olmak lazım. Devlet büyüktür. Devlet bu konuda insani olarak, anayasa, insan hakları kuralları içerisinde yaklaşım gösterecektir. OHAL süreci de günlük yaşamımıza, ekonomimize darbe vurmadan doğal olarak yürüyor. Ben bu sürecin yıllar önceki OHAL süreciyle karıştırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Biraz daha yumuşatılmış normal hayatımız devam eder şekilde süreç işliyor. Bu süreç sadece devletin alacağı kararları hızlandıran bir süreç. Devlet büyüklerimize de seslenmek isterim bu süreç kesinlikle hukuki kurallar çerçevesi içerisinde milletimizin gururu, onuru ön planda tutularak devam ettirilmeli. Benim bu şekilde süreceği konusunda da hiçbir şüphem yok. Şunu da iletmek isterim ki biz STK'ların sağduyu çağrısı yapması gerekiyor. Ben bu süreçlerin, ilerleyen günlerde vatandaşımı milletimi birbirine düşürmek için yine hainler tarafından küçük küçük oyunlarla kullanılabileceğini düşünüyorum. Bu konuda sağduyulu davranmalıyız. Dikkatli olmalıyız biz Türk Milleti olarak biriz. Bizim ayrılığımız, gayrılığımız yoktur. Türk Milleti Türk Bayrağının altında hep beraber hareket ediyor. Bu süreçler geçici süreçler. Biz de işadamları olarak bu süreçte milletimizin, devletimizin yaralarını sarmak adına bizlere ne görev düşüyorsa onu yerine getireceğiz. Çünkü bu darbeler devletin milletin özgürlüğüne yönelik olduğu gibi ülke ekonomisine de yönelik. Malumunuz dünyada ekonomi yarışları var. Ülkelerin isimleri kadar ekonomileri de yarışıyor. Dolayısıyla bu hareket Türkiye'nin büyüyen ekonomisine karşı da yapılan bir harekettir. Biz bu durumunda karşısındayız. Ben birlik ve beraberlik çağrımızı yineliyorum. Türk Milleti büyüktür. Bu durumu milletçe aşacağız. Ekonomi özgürlükten birlikten beraberlikten sonra gelen bir terimdir. Önce vatandaş önce toplum ondan sora ekonomi. Ekonominin çok büyük zararlar görmeyeceğine inanıyoruz gördüğü zararı yok etmek adına da elimizden gelen gayreti göstermeye hazırız.

Burcu DÜZGÜN: 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Samsun Cumhuriyet Meydanındaki demokrasi nöbetlerinde Samsun Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı olarak sizi ve üyeniz olan esnafları gördük. Bu noktada neler söyleyeceksiniz kenetlenmeyi siz nasıl yorumladınız?

Hacı Eyüp GÜLER: Vatanı, toprağı, bayrağı için canını vermeye hazır olan bir milletiz biz. Türkiye Cumhuriyeti Milletinin birlik beraberliğine açıkça kasteden 15 Temmuz darbe girişimi karşısında ahilik gelenek ve kültüründen gelen, her zaman devletinin milletinin yanında yer alan ve aileleriyle birlikte ülkemizde 20 Milyonluk büyük bir camiayı temsil eden esnaf ve sanatkarlarımız hiç düşünmeden canları pahasına cesaretle kararlılıkla dimdik ayakta durmuştur. Ülkesine sahip çıkan vatandaşların sokaklara ve meydanlara korkusuzca çıkarak demokrasi nöbeti tutmaları böylelikle demokrasiye sahip çıkmaları bugünün olduğu gibi geleceğimizin de en büyük teminatıdır. Demokrasiyi sahiplenme noktasında esnaf ve sanatkarlarımız her zaman olduğu gibi sarsılmaz bir iradeyle ülkemizin bölünmez bütünlüğü, huzur ve güvenliği için devletimizin ve milletimizin yanında yer alıyor. İlk günden beri bütün işlerimizi bırakarak meydanda nöbetimize devam etmekteyiz. Hiç kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti demokrasi ve cumhuriyetin temel ilkelerine bağlı kalarak tek bayrak tek vatan tek millet ve tek devlet olarak ebediyete kadar varlığını sürdürecektir. Birlik ve beraberliğimizi bozmaya yönelik bu menfur darbe girişimine karşı canlarını ortaya koyarak şehit düşen kahraman güvenlik kuvvetleri mensuplarımıza ve demokrasiye bağlı yurtsever vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet kederli ailelerine ve milletimize baş sağlığı diliyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar etmenli ediyoruz.

Burcu DÜZGÜN: Nöbetler sırasında oluşa bilecek provokasyonlara karşı da uyarılar yapıldı. Neyse ki olumsuz bir durum ile karşılaşılmadı…

Hacı Eyüp GÜLER: Devletimize, milletimize, bayrağımıza, toprağımıza herhangi bir tehlike oluştuğu zaman şer odakları her zaman karşılarında bizi buldular. Bizler kanımız canımız ile dimdik ayaktayız. Demokrasi nöbetlerinde de hep var olduk. Esnaf ordusu her zaman malı ile canı ile hazır vaziyettedir. Benim esnafım zaman zaman kamu kuruluşları ya da yerel yönetimler ile karşı karşıya gelmiştir. Esnaf evine ekmek götürmek için çalışıyor Samsun'da 50 bine yakın küçük esnaf vardır. Bu küçük esnaf ve sanatkarlarımız tıpkı bir emekli, asgari ücretle çalışan kişi gibidir. Evine akşam ekmeğini götürmek için uğraşır onun için esnafım belediyelerle kamu kuruluşlarıyla zaman zaman karşı karşıya gelse de gün birlik beraberlik günüdür. Benim esnafım ekmek teknelerini de arabalarını da canlarını da devlete vermeye hazırdır.

Burcu DÜZGÜN: Ülke olarak kritik bir süreç yaşıyoruz Petrol Ürünleri İş Verenler Sendikası Başkanı olarak yaşananları siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Zafer GÜLER: Birbirimize kenetlenmenin, sahip çıkmanın büyük önem taşıdığı bir dönem içindeyiz diye düşünüyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Ülkemiz konum olarak önemli bir yerde olduğu için dış güçler tarafından sürekli bu tür şeylere muhatap bırakılabiliyor. Bundan tabii ekonomik olarak zarar görüyoruz. İnşallah bu tür olaylar ülkemizde bir daha olmaz. Ekonomik sıkıntılarımızı bir kenara koyarak toplumsal barışı sağlayarak yekvücut halinde demokrasiyi mutlaka yüksek bir erdem gibi görüp darbe girişimine karşı mücadele etmek mecburiyetindeyiz. Vatandaşımızın da tavrını Cumhuriyet ve ilkelerine sahip çıkma örneği olarak görüyorum ve hepsini, canı gönülden kutluyorum.

Burcu DÜZGÜN: Bir diğer yandan demokrasi nöbetleri söz konusu bu nöbetler de de müthiş bir birliktelik gördük…

Zafer GÜLER: şunu kabul etmek lazım ki Cumhuriyet tarihinden bu yana hep birliktelik ile kazanmışız. Bu ülkeyi bugüne kadar getirenlere bizler vefa borcunu bu gibi birlikteliklerimizle göstermeliyiz. Bu ülke bize çok kolay teslim edilmedi. Nice canlar yitirdik. Bunları bilmeliyiz. Cumhuriyetin buraya kadar nasıl geldiğini okursak eğer nasıl sahip çıkılması gerektiğini de öğreniriz. Bir söz vardır ya bana dokunmayan yılan bin yaşasın artık durum böyle değil çevredeki komşulara baktığınız zaman demokrasiyle yönetilmenin hukukun üstünlüğünün ne demek olduğunu artık gördük. Artık gençlerimiz yetişti okuyor. Ülkemize sahip çıkmalıyız. Ailemize devletimize sahip çıkmalıyız çünkü başka bir Türkiye yok. Ben meydanlara çıkan tankların önlerine yatan insanları tebrik ediyorum. Tabi ki asker de bizim onlara da saygı duyuyoruz ama kandırılmış insanlar, tatbikat var diye çıkartılan o erler onlarda bizim evlatlarımız. Asıl mesele bu yapının başındaki insanların önünü kesmek lazım. Devleti bu hale düşürenleri tespit etmek lazım diye düşünüyorum.

Burcu DÜZGÜN: Eğitim Bir Sen Samsun Şube Başkanı olarak 15 Temmuz günü ve sonrasında yaşananları siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Nejdet GÜNEYSU: Tabii biz bunu tam anlamıyla bir darbe değil de daha ziyade bir terör saldırısı olarak algılıyoruz. Bunca gözü dönmüşlüğü nefretle kınıyoruz. Sendika olarak daha ilk saatlerden itibaren tüm Türkiye'de olduğu gibi Samsun'da da alanlardaydık. Şunu ifade etmek isterim ki sap ile saman birbirine karıştırılmadan, birilerine haksızlık yapılmadan bunların arkasında kim varsa mutlaka açığa çıkartılmalı en kısa zaman da da cezalandırılmalıdır. Uzun süredir bu paralel yapıyı devlet bir terör örgütü olarak tanımlamıştır. Bunun üzerine gidilmeliydi maalesef yeterince gidilmediği endişesi bizde uyandı. Böylesine olumsuz, talihsiz bir olay başımıza geldi. Her şeyden önce milletimize ülkemize bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz. Biz Memur- Sen ve Eğitim Bir Sen olarak bu ülkenin milletin iradesinin hayat bulmasını istiyoruz. Bu ülkeyi yönetmek isteyenlerin vatandaşın karşısına çıkarak sandık başında kendilerini ifade etmesi gerektiğini düşünüyoruz bunu da en başından beri defalarca dile getirdik. Birileri siyaset yapacaksa üniformasını çıkartarak siyaset yapmalıdır. Ne istediğini halka ifade etmeli ve halkın seçimiyle iş başına gelmelidir. Maalesef bunlardan umudunu kesenler arkadan dolaşarak, yüzlerce vatandaşımızın canına kastederek, hunharca, hiçbir insani değerin öne çıkartılmadığı bu duruma vesile olarak ülkemize bir kaos yaşattılar. İnşallah adalet önünde hesap sorulur. Milletçe sokaklarda caddelerde kenetlendik.

Burcu DÜZGÜN: 3 ay süreyle OHAL ilan edilmesi konusunda neler söyleyeceksiniz?

Biz milletçe, şunu istiyoruz, Bundan sonra bir daha bu ülkede hiç kimse bu tür menfurca terörist saldırıya kalkışmayacak şekilde dizayn edilmelidir. Özellikle askeri okullarımızda müfredat bir an önce değiştirilmeli. Askeri okullarımızda yetişen gençlerimize ülkemizin değerleri anlatılmalı. Sivil iradenin ne olduğu müfredat ile ifade edilmelidir. Hiçbir zaman bu ülkede bir kurum kutsal değildir. Ortak değerlerimiz ve insanın canı kutsaldır. İnşallah bir daha yaşadığımız bu kaosları yaşamayı ülkemiz için hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Yakınlarına sabır diliyoruz. Sokaklardayız. Milletimizin iradesinin hakim olması için canla başla mücadele edeceğiz. İlk andan itibaren milli iradeye olan saygı ve sevgimizi güvenimizi ortaya koyduk. Her şey normale dönünceye kadar teyakkuzdayız. İnşallah ülkemizde hayırlara güzelliklere vesile olur. Öyle olacağımı da umuyoruz. Diliyoruz ki OHAL aracılığıyla daha güzel günlerin temelleri atılır.

Burcu DÜZGÜN: Teşekkür ederiz.

Röportaj: Burcu DÜZGÜN