Neşesi ve enerjisi hiç bitmeyen Samsunlu sempatik oyuncu Ünal Yeter, HaberHayat'a çok özel açıklamalar yaptı. Oyunculuk kariyerinden, yeni projelerine, tiyatrodan, televizyona kadar pek çok konuyu konuştuğumuz Yeter ile yaptığımız keyifli sohbet sizlerle

HABERHAYAT: Samsunlu bir sanatçı olarak Samsun'u nasıl buluyorsunuz?

ÜNAL YETER: Samsun çok güzel şehir. Şehre her geldiğimde kültür, sanat hayatı, mimari yapısı ve yaşam biçimi olarak değiştiğini hissediyorum. Ama öte yandan da sevdiğimiz, tarihi değeri olan kimi yapıların da hızla dönüştürüldüğü görüyorum. Bu sadece Samsun'a özgü bir şey değil. Hemen hemen gördüğüm, yaşadığım şehirlerde bu dönüşüm yapılıyor. Kaçınılmaz mı yoksa rant için mi dönüştürülüyor çok da bilgim yok. Siyasete girmeden konuyu böyle bağlayabilirim.

HABERHAYAT: Oyunculuğa nasıl başladınız?

ÜNAL YETER: O kadar eski ki. Artık ben bile hatırlayamıyorum. Çocukluğumdan bu yana oyunculuk yapıyorum. Samsun'da sanat hayatını önemli ölçüde yönlendiren Erhan Başoğlu'nun Belediye Konservatuarı'nda başlattığı çocuk bölümüyle başladım tiyatroya. İlk olarak hafta sonları bir iki saatlik dersler vardı. O zamanlar 13 yaşındaydım. Daha sonra Oda Tiyatrosu ile çalışmaya başladık ve zamanla işler büyüdü. Hafta sonu kurslarından, büyük oyunlarına, derken Samsun'dan Ankara Üniversitesi Dil Tarih Tiyatro Bölümü'ne ve oradan da İstanbul'a kadar uzanan bir serüven

HABERHAYAT: 3G adlı skeç programınız oldukça keyifliydi. Ekran macerası neden kısa sürdü?

ÜNAL YETER: BKM'nin yaptığı bir programdı 3G. Çok eğlenceli bir işti. Çekerken biz de çok eğleniyorduk. Ancak uzun soluklu olmadı. Bazen keyifli programların da ömrü kısa olabiliyor.

HABERHAYAT: Sadece televizyonda değil, beyaz perdede de aranan bir isimsiniz. Film projelerinizden bahseder misiniz?

ÜNAL YETER: Kahpe Bizans 2'den sonra Küçük Esnaf filmini çektik. Şimdi de bir arkadaşımın yazdığı Boşu Bir Yerde adlı televizyon filmi çekiyoruz. Oldukça eğlenceli ve sürprizlerle dolu bir film oluyor.

HABERHAYAT: Genelde komedi oynuyorsunuz. Bunun bir nedeni var mı?

ÜNAL YETER: Özel bir sebebi yok. Genelde komedi geliyor, komedi oynuyorum. Dram geliyor da ret ediyor değilim. Elimden geldiğince çok iş yapmaya çalışıyorum. Televizyon işi, hızlı tüketim ve fabrikasyon işler oluyor. Televizyonda oyunculuk böyle bir şey.

HABERHAYAT: Peki tiyatroda durum nasıl?

ÜNAL YETER: Tiyatroda para kazanmayı gözetmediğin için biraz daha seçici davranıyorsun. Orada metni okuyup beğenmezsen ret ediyorsun. Daha lüks diyebilirim. Ama televizyonda öyle değil. Ne gelse oynuyorum.

HABERHAYAT: Televizyonda durum o kadar vahim mi?

ÜNAL YETER: Çoğu kişi önüme proje geldiğinde çok heyecanlanıyorum falan diyor. Heyecanlanırsın, çünkü para kazanacaksın o işten. Ama önüme onlarca proje geliyor da ben bir tanesini seçiyorum diye bir şey yok. O yalan. Zaten piyasada o kadar proje olmuyor. Senin uygun olduğun, seni düşündükleri bir iki bir şey oluyor. Sen en işine geleni seçiyorsun. Bunun da seni heyecanlandırması normal. Aman aman herkes peşinden koşuyor, bir sürü proje masana yığılıyor da sen arasından seçiyorsun diye bir şey yok.

HABERHAYAT: Popülerliği nasıl değerlendiriyorsunuz?

ÜNAL YETER: Popülariteyi şöyle değerlendirmek lazım; Sen bir şey yapıyorsun. Bir sürü insanın takdirine sunuyorsun ve o insanlar senin sana hoşlandığın ya da hoşlanmadığın her şeyi söyleyebileceklerini sanıyor. Bununla ilgili sadece eleştiriye değil, hakarete varan, istemeyeceğin muameleye maruz kalabiliyorsun. O insanlar seni televizyonda görüyor. Televizyon salonun ortasında. İnsanların evine giriyorsun. Onlar da aynı şekilde senin hayatına girip, seninle ilgili her şeyi söyleyebileceklerini düşünüyor. İnsanlar seni küfür ederek seviyor. Aynı şeyi gelip sana da söylüyorlar. Senin ailenin yanın da yapıyorlar bir de bunu. Seni sevdiği için yaptığı gibi sevmediği için de yapabiliyor. Trafikte giderken, camı açıp sana bir şey söylüyor. Sosyal medya hesaplarında yazıp çiziyor. Popülersen insanlar sana müdahale ediyor.

HABERHAYAT: İyi yönü yok mu?

ÜNAL YETER: Var tabi. insanlar senle fotoğraf çektiriyorlar. Seni sevdiklerini söylüyor. Bunlar da oldukça güzel şeyler.

HABERHAYAT: Beğendiğiniz oyuncular var mı?

HABERHAYAT: Bu işi yapıyor olup da birini beğenmiyor olmak, bana çok hakça gelmiyor. Televizyonda ya da sinemada gördüğünüz adam o rolün gerekleri içerisinde performansını tam olarak gösteremeyebiliyor. Ama aynı adamı tiyatro sahnesinde harikalar yaratabiliyor. Bu memlekette bu işi yaptıkları için meslektaşlarımın hepsine hayranım. Bu coğrafyada oyunculuk yapmak çok zor. Yaptığımınız iş küçümseniyor. Üstüne üstlük herkes bunu çok kolayca yapabileceğini düşünüyor. Evet herkes oyuncu olabilir. Ama bunun için zeki ve algının açık olması gerekiyor. Televizyonda görüp de bunu bende yaparım diyenlere yapamazsın kardeşim diyebilirim.

HABERHAYAT: Oyunculuk için eğitim şart mı?

ÜNAL YETER: Oyunculuk kimsenin tekelinde değil. Şu konservatuvarı bitirmezsen olmaz diye bir şey yok. Ben bunu okulsuz da yaptım. Samsun'da yılarca amatör tiyatroda oynadım. Bu işi burada yapa yapa öğrendim. Usta hocaların elinden yetiştim. Sonra okulunu da okudum. Arasındaki farkı da biliyorum. Şunu söyleyebilirim, iyi adamların yanında bu işi yapa yapa gayet güzel öğrenebilirsiniz. Yani bir ustanın elinde yetişmek şart.

HABERHAYAT: Şu rolü de oynasam dediğiniz oldu mu?

ÜNAL YETER: Çok da düşünmedim açıkçası. Ben bu işi para kazanmak için yapıyorum. Bu benim işim. Bakkal gibi, tornacı gibi. Dükkanı açıyorsun ve ne yapıp ne yapamayacağına bakıyorsun. Ben de daha çok yaptığın şeyin hakkını verebilir miyim? O işin altından kalkabilir miyim? Endişesi var. Her seferinde karşına farklı bir şey çıkıyor ve sen o işi cebinden yemekle yeni bir şey yaratmak arasında çok kısıtlı bir zamanda sen ne yapacağına bakıyorsun. O yüzden şunu oynayayım ya da bunu oynanayım gibi bir düşüncem olmadı.

HABERHAYAT: Oyuncu olmak isteyenlere neler söylemek istersiniz?

ÜNAL YETER: Karadeniz'de beklenilenden çok daha fazla sanatsal yatkınlığı olan insan var. Bu işi yapabilmek istiyorlarsa bütün engellemelere rağmen kendilerini ortaya koysunlar. Başkalarının dediklerine kulak asmasınlar. Ben başkalarının dediklerini yapsaydım, şu anda annemin üst katında 3-4 çocukla hayata küfrederek yaşıyor oluyordum. Ve oyuncu olmak isteyen arkadaşlar bol bol okusunlar.

HABERHAYAT: Son olarak neler söylemek istersiniz?
ÜNAL YETER: Böyle güzel bir dergi çıkarmanızı çok takdir ediyorum. Bu tür işler hakikaten hiçte kolay yapılmıyor. Büyük ihtimalle büyük zorluklar çekiyorsunuz. Bir de üstüne haber kovalıyorsunuz. Böyle bir şeyi yapıyor olma cesareti gösterdiğiniz için sizleri kutluyor ve tebrik ediyorum.

Ayşe KUŞCU