Son günlerde Türkiye ile ilgili olumsuz çıkışları ile gündeme gelen Avusturya, Türk iş adamının verdiği gazete ilanı ile Türkiye'de yaşanan gerçekleri öğrendi. İş adamı Semih Durmuş, Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerinin sonlandırılması için Avrupa liderleriyle görüşeceğini söyleyen Avusturya Başbakanı Christian Kern ve Avrupa Birliği'nin sığınmacılar konusunda Türkiye ile anlaşmaya ihtiyacı olmadığını savunan Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz'a hitaben Avusturya'nın en yüksek tirajlı gazetesine 2 gün boyunca verdiği ilanlar ile cevap verdi.

'Bunu tamamen Türkiye için yaptım'

Avusturya kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla Başbakan ve Dışişleri Bakanına hitaben verdiği ilanda Türkiye ile ilgili yapılan açıklamaların yanlış olduğunu, iç politikaya dönük sebeplerden dolayı böyle bir yol izlendiğini belirten Semih Durmuş, '2 gün Avusturya'nın en büyük tirajlı gazetelerinden birisinde bir sayfaya yakın kendi çabalarımla bir ilan verdim. Bunu tamamen Türkiye için yaptım' dedi.

Avusturya yöneticilerinin Türkiye'ye yeni fasıl açılmaması ve Türkiye'nin adaylık üyeliği konusundaki söylemleri ve sebep olarak 15 Temmuz'da Türkiye'de olanların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisini güçlendirmek için kendisi tarafından yapılmış bir girişim olduğunu söylediklerinde hayretler içinde kaldığının altını çizen Durmuş, 'Sorum şuydu; bizim ülkemizde bir hadise oldu, 240 şehit ve 2 bin 500 yaralı var. Darbe girişiminde bulunanlara karşı halkın elinde hiçbir silah olmadan demokrasiyi korumak adına yaptığı bu girişim sizin ülkenizde olsa siz nasıl değerlendirirdiniz? Kamuoyuna verdiğiniz beyanatların tam tersi siz nasıl demokrasi aşığısınız? Darbeciler başa gelseydi AB ve sizin ülkeniz darbecilerle nasıl anılacaktı?' dedi.

Verdiği ilanda Türkiye'deki yaşananları tamamıyla anlattığını kaydeden Durmuş, ilanın ardından çok olumlu tepkiler aldığını dile getirdi. Semih Durmuş'un Avusturya gazetesine verdiği ilan şöyle:
'Sayın Başbakan Kern, Sayın Dışişleri Bakanı Kurz, Avrupa Birliği'nin (AB) muhtelif düzeydeki toplantılarında ve özellikle Vaduz'daki toplantıda AB'nin Türkiye ile ilgili yeni fasılları açmasını veto edeceğinizi kararlı bir şekilde açıkladınız. Almanya ve Lüksemburg Dışişleri Bakanlarının bu fikre karşı çıkmaları üzerine ise 16 Eylül 2016 tarihinde yapılacak AB zirvesinde Türkiye ile müzakereleri sonlandırmak için hükümet başkanlarını ikna edeceğinizi' söylüyorsunuz. Bu eyleminize dayanak olarak da Türkiye'de olup bitenlerin Avrupa'nın Temel değerleri ile bağdaşmadığını gösteriyorsunuz. Sayın Kern ve Sayın Kurz, Avusturya'da, yani sizin ülkenizde 15 Temmuz günü illegal bir örgütün küçük bir askeri kolu demokrasi ile iş başına gelmiş hükümeti silahla devirip darbe yapsa, parlamento ve devlet dairelerine el koyup kendi yandaşlarını iş başına getirip demokrasi yerine cunta yönetimini getirse idi siz ne yapardınız? Biz Türk halkı olarak demokrasiye ve evrensel değerlere sahip çıktık. Bu uğurda 240 şehit ve 2 bin 500 yaralı verdik. Darbe girişimi sırasında Türkiye'de neler olup bittiğini kısaca özetlemek gerekirse; Türk halkı sokağa çıktı, tanklara göğsünü siper etti. Ellerinde bayrakla kurşunların hedefi oldu. Türk parlamentosu bombalandı. Buna rağmen milletin vekilleri bu binada toplantı yaptı ve darbeyi kınadı. Darbeciler basın ve yayın organlarına el koymak istedi. Ancak halkın direnişi ile karşılaştı ve emellerine ulaşamadan geri çekilmek zorunda kaldı. Seçilmiş Cumhurbaşkanını esir almak, belki de öldürmek için tatil yaptığı otele darbeciler tarafından gönderilen özel harekat komandoları halk ve asayiş kuvvetleri tarafından püskürtüldü. Darbeciler kendilerinden olmayan Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ve Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri dahil pek çok bürokratı elleri ve gözlerini bağlayarak tutukladılar. 24 saat içerinde legal hükümet güçleri bu insanları darbecilerin elinden kurtardı. Türk hükümeti, darbe girişiminin engellenmesini müteakip, ''Olağanüstü Hal'' ilan ederek gerekli yasal düzenlemeler ve idari tedbirleri aldı. Ve almaya da devam etmektedir. Olağanüstü Hal Avrupa Birliği'nin müktesebatında da mevcut hukuki bir düzenlemedir. Çok yakın tarihte Fransa ve Almanya da terör hadisesinden dolayı bu düzenlemeyi getirmek zorunda kalmıştır. Sayın Kern ve Sayın Kurz, şimdi size sormak istiyorum; 'Türkiye'de iyi şeyler olmuyor' sözünüzü bu resmin neresine koyabilirsiniz? Evrensel demokratik değerleri savunan Türk halkını yüzüstü bırakarak demokrasi ve ortak değerlerin korunması sınavında sınıfta kaldınız. Gerçekleri saptırmakta, iç politika malzemesi yaparak Avusturya halkını yanlış bilgilendirmektesiniz. Size son bir soru sormak istiyorum; darbe başarılı olsa idi tutumunuz nasıl olurdu? Eminim AB ve cunta hükümetini aynı cümle içinde kullanmak bile sizi ürkütüyordur. Dost bir ülke olarak Türkiye'yi ziyaret edip moral verseydiniz çok daha faydalı olurdunuz diye düşünüyorum. Bunu yapmadığınız gibi bir de Türkiye'yi tehdit ediyorsunuz. Türk halkı her acıya katlanır ama tehdit ve şantajla terbiye edilmeye asla. 78 milyonu bir sömürge ülkesi insanı gibi görmemenizi ve Avusturya ile Türk halkının yüzyıllara dayanan bir dostluğunun olduğunu unutmamanızı rica ederim.'