Bafra Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Ali Kemal Ayan, bu yıl altıncısı açılacak olan Kızılırmak Deltası Doğa Eğitimi ve Bilim Okulu ve devam eden diğer projeler hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Ayan, yaptıkları projelerin ortak amacını da 'İnsanlar üzerinde olumlu ve kalıcı etkiler sağlamak' olarak ifade etti

1- 10 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan ve Kızılırmak Deltası ile Kuş Cenneti'nin sınıf olarak kullanılacağı projeye, okul ayrımı olmaksızın ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrenciler ve öğretmenler katılabilecek. Hem dokunarak, hissederek, gözlemleyerek eğitim almak hem de benzersiz bir deneyim yaşamak isteyen öğretmen ve öğrenciler, 'kizilirmakdeltai.net' adresinden başvuru yapabilecek.

Burcu DÜZGÜN: Sizi tanıyabilir miyiz?

Ali Kemal AYAN: Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Aynı zamanda da Bafra Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü'nü yürütüyorum. Esas akademik çalışmalarımın yoğunluğu organik tarım üzerinedir. Samsun'un batısındaki coğrafyada daha fazla çalışıyorum. Yani 19 Mayıs, Bafra, Alaçam, Yakakent bölgelerinde daha ağırlıklı çalışıyorum. Haber Medya Grubu'na çalışmalarımızı duyurduğu için teşekkür ediyorum.

Burcu DÜZGÜN: Birçok projenin mimarı olduğunuzu biliyoruz. Dilerseniz 'Tütün Yorgunu Çocuklar' projesiyle başlayalım. Bu projenin çıkış noktası nedir, neler yapıldı bugüne kadar, proje amacına ulaştı mı?

Ali Kemal AYAN: Bu proje OMÜ, Büyükşehir Belediyesi ve Karadeniz Yeni Ufuklar Derneği ile ortaklaşa hayata geçen aynı zamanda da AB tarafından desteklenen çok önemli bir proje. Biliyorsunuz Samsunumuz tütün ile ilgili çok önemli bir şehir. Şehrimizin 150 yıllık bir geçmişi var. Birçok aile de tütün ile birlikte büyüyor ve bu bir kültür aslında. Bizler de bu ailelerin hayatlarına bakmak istedik. Bu ailelerde yaşayan çocukların hayatlarını gözlemledik. Oradan da bir çıkış noktası oldu. Karadeniz bölgesinde tütünün çocukların eğitim hayatını irdelediğimizde bu projenin temellerini attık. Özellikle kız çocuklarının eğitim hayatında bazı aksamalar ve olumsuzluklar tespit ettik. Proje yedinci ayında, iyi ki böyle bir proje yazdık. Biz sahada gördük ki hakikatken bu yoğun tütün tarımının altında belki bazen farkında olarak belki bazen farkında olmayarak eğitim ve kişisel gelişim hayatı olumsuz etkilenen çocuklar var. Bu projeyi Karadeniz Bölgesi'nde üç ilde yürütüyoruz. Bu iller Samsun, Tokat ve Amasya. Bu iller tütünün yoğun olduğu alanlar. Bu illerde bulunan altmış köyde çalışmalar yapıyoruz. Bu proje toplamda 150 tütün üreticisi ailesi kapsıyor. Bu aileleri birebir ziyaret ediyoruz. Şuanda ön testleri bitirdik. Gittiğimiz yerlerde ilk olarak o ilçenin idari amirlerine projemizi anlatıyoruz. Sonra diğer kurumları ziyaret ederek devam ediyoruz. Akabinde de önder çiftçilerimizle ziraat odasında bir toplantı düzenliyoruz. Ayrıca okullara gidip öğretmenlerle tek tek görüşüp projemizi anlatıyoruz. Bu çalışmalarımızı psikologlar, sosyologları ve ziraat mühendisleriyle beraber yapıyoruz. Yaklaşık 12 kişilik bir uzman ekibimiz var. Ön test eğitim çalışmalarımızı zannediyorum eylülde tamamlarız ve ailelerin durumlarını içeren raporlarımızı hazırlayacağız.

Burcu DÜZGÜN: Sürmeli Organik Köyü Projesi'nden bahsedecek olursak?

Ali Kemal AYAN: Bu proje Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ndeki organik tarım öğrencilerimin uygulama yapmaları için başlayan bir arayışın sonucu. Bundan beş yıl önce böyle bir alan ararken Bafra'ya altı km uzaklıkta olan bu mübadil köyünün genel coğrafi yapısı, tarihi evleri, kültürü ve demografik yapısıyla uygun olduğunu gördük. Ayrıca bu köyün tütün üretiminden dönmesi ve köye yeni bir sulama sisteminin gelmiş olması da bir diğer faktör oldu. Tüm bunların neticesinde 'evet burada ortak ve çok keyifli bir çalışma yapabiliriz' diye düşündük. Ayrıca bu köyün insanları da çok farklı güzel ve özel insanlar. Başlangıçta 6 aylık organik tarım eğitimi söz konusu oldu. Bu çalışma 32 kişiyle başladı şu andaysa 21 kadın çiftçimiz organik tarıma geçmiş durumdalar. Her Pazar köyde organik Pazar açılıyor. Bu pazarda çalışmanın çok güzel sonuçları ortaya çıkıyor. Daha önce hiç satış yapmamış insanlar bu pazarda insanlarla buluşuyor ve tüm ürünler saat 15.00'de bitiyor. Hem üreticiler hem de bu ürünleri satın alanlar çok mutlu. Bu köy Samsun'un tek organik köyü. Bizlerde öğrencilerimle birlikte bu köyle ilgilenmekten çok mutluyuz. Bu çalışmanın bir özelliği de çiftçilerimizin yüzde doksanının kadın olması. Aslında Sürmeli Organik Köyü hareketi bir kadın girişimi hareketidir. Altıncı yılında olduğumuz bu proje için çok mutluyuz ve bir hayalimiz de var. Samsun'un 17 ilçesinin her birinde en az bir tane organik köy olsun istiyoruz. Kirlenen bu dünyada sağlıklı ve ekolojik ürün tüketmek isteyen insanların da ulaşabileceği ürünlere o köyler aracılığıyla ulaşmalarında da büyük fayda var aynı zamanda da bir kültür alışverişi söz konusu.

Burcu DÜZGÜN: Bu pazarda neler var?

Ali Kemal AYAN: Bu pazarda hayvansal ürünlerden sebze yoğunluklu ürünlere kadar hatta bazı bitkisel ürünlerin mamule dönüşmüş halleri de mevcut. Kışın yirmi beş çeşit yeşillik ürününü, marmelat, reçel gibi ürünleri, Bafra'nın yöresel ürünlerini de bu pazarda bulmak mümkün. Yaklaşık yüze yakın ürün bu pazarda var. Bu çeşitliliği arttırmaya da çalışıyoruz. Mutlaka görmenizi tavsiye ederim.

Burcu DÜZGÜN: Bu proje sayesinde insanların hayatlarına dokunduğunuzu da görüyoruz bu köyde yaşayan insanların hayatları nasıl değişti neler gözlemlediniz?

Ali Kemal AYAN: Açıkça itiraf etmek gerekirse bazen ümitsizliğe kapıldığımız hatta 'bırakalım' dediğimiz zamanlar da oldu. Fakat köyün muhtarlığı, köyde bulunan danışma heyeti ve SÜRDER adlı dernek bizim bağlarımızı biraz daha güçlendirdi. Bafra da bulunan bir platform ve Bafra Genç İşadamları Derneği da yine destek oldu. Ticaret Odası ve Belediyede işin bir ucundan tuttu. 'biz başardık' dememizse iki noktada gerçekleşti birincisi kadın girişimcilerin umutsuzluğumuzda bizi elimizden tutup kaldırdığı o noktadadır. Diğeriyse Büyükşehir Belediyesinin durumu fark edip 'burada güzel şeyler oluyor' dediği o noktadır. O andan sonra büyükşehir belediyesi bize çok büyük destek verdi. Bütün pazarı yeniden organize etti. Kısacası bu köy için çok keyifli bir buluşma noktası oldu diyebilirim.

Burcu DÜZGÜN: Bafra Tıbbi Bitkiler Merkezi çalışmanızın içeriğinde neler var?

Ali Kemal AYAN: İstanbul'da Zeytinburnu Belediyesi'nin Merkez Efendi tıbbi bitkiler merkezi var. Bu merkez Osmanlı döneminde ilaç ihtiyacını karşılayan bir merkez. Bizlerde gördük ki Karadeniz Bölgesi'nde böyle bir nokta yok. Bafra Meslek Yüksekokulu'nda Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Programı var. Orada bulunan 300 öğrencimizle ne yapabiliriz diye düşündük. Önce Merkez Efendi'yi ziyaret ettik. Oradaki tıbbi bitki çeşitliliğini gördük. Son yıllarda da modern tıbbın yanında tıbbi bitkiler ve tıbbi ilaç yapımıyla ilgili çalışmaların yapılması ve Sağlık Bakanlığı'nın bu konuya yoğunlaşması bu konuda yeni gelişen sektörlerin ihtiyaç talepleri de çok hızlı bir şekilde arttırıyor. Bizler de Karadeniz Bölgesi'nde tıbbi bitki çeşitliliği nedir ve bunları nasıl bir araya toplarız diye bir değerlendirme yaptık. Bafra'da yaklaşık 50 dönüm arazi içerisinde böyle bir merkez oluşturduk. Üniversitemiz, rektörümüz bizi destekledi. Bu alanda şu anda ellinin üzerinde fide formunda, yirmi beşe yakı çalı formunda ve ağaç formundaki tıbbi bitkilerle doksan beşe yakın tıbbi bitkimiz bu merkezde mevcut. Merkezde bulunan bitki çeşitliliğini üç yüze çıkartmayı hedefliyoruz. Merkezin hemen yanına bir laboratuvar bir atölye merkezi ve bir kafeterya da yapıp bu alandaki bitkilerden krem yapımı, yağ çıkarımı parfüm yapımına kadar çalışma ortamını oluşturmak istiyoruz. Ayrıca bölgemizde tıbbi bitki üreten çiftçilerimiz var onlarda bu bitkinin tohumunu nerede üreteceklerini tarımını nasıl yapacağını da bilmiyor. O merkez aynı zamanda o çiftçilerimizin de eğitim uygulama ve materyal temin etme merkezi olacak. Dolayısıyla burası tarım bakanlığı desteğiyle bir buluşma noktası olacak. Şu anda üç te biri tamamlandı. Diğer projelerimize göre daha yeni bir proje olduğunu söyleye bilirim.

Burcu DÜZGÜN: Kızılırmak Deltası'nda Doğa Eğitimi ve Bilim Okulu konusuna gelecek olursak, geçtiğimiz yıllarda eğitim veren bu okul bu yıl da açılıyor. Bu okulun sınıfı Kızılırmak Deltası. İsterseniz konuyu anlatmaya da deltadan bahsederek başlayalım…

Ali Kemal AYAN: Kızılırmak Deltası bana göre Samsun'un çok özel bir coğrafyası. Hatta Türkiye'nin çok özel bir coğrafyası. Aynı zamanda da Samsun'un çıkış noktası. Çok güzel özellikleri olan özel bir alan.

Burcu DÜZGÜN: Okul fikri nasıl oluştu?

Ali Kemal AYAN: Biz 2010 yılında bu alanda üniversite olarak eğitim adına neler yapabiliriz diye düşündük. Buradan yola çıktık o yıl birinci doğa ve bilim okulunu açtık. Bu okulu TÜBİTAK da destekliyor. Bu da bize hem maddi anlamda hem de bakış açısı anlamında çok güven veriyor. Orman ve Su işleri Bakanlığı Milli Parkalardan, büyükşehir Belediyesi'nden de bu konuda destek alıyoruz projeyi üniversitemiz yürütüyor. Şunun farkına varılmasını çok arzu ediyorum: bizler eğitimi sınıflarda dört duvar arasında yapıyoruz. Fakat Samsun çok farklı bir şansa sahip merkeze on beş dakikalık bir mesafede çok önemli bir açık hava laboratuvarı bulunuyor. Burasıda Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti. Ve bu alanı kesinlikle bilimin dokunarak hissederek uygulamalı yapıldığı bir alan haline dönüştürmemiz gerekiyor. Bizlerde bu düşünceyle yola çıktık. Artık orada kurbağayı slaytlardan anlatmak yerine ona dokunarak anlatıyoruz. Bu sayede bilimi daha kalıcı hale getirmiş oluyoruz. Bu çalışma çok önemli ve olumlu sonuçlar elde ettiğimiz bir çalışma. Bu yıl okulların beşincisini açıyoruz. Beşinci okulumuzun adı Kızılırmak Deltası Bilim Işığında Doğa Okulu. Biz bu okula ön lisans, lisans, lisansüstü öğrencilerini ve öğretmenleri kabul ediyoruz. Öğretmenleri katma amacımız projenin devamlılığının sağlanması çünkü onlarda çalışmayı öğrencilerine anlatıyorlar. Bu yılda okulumuza otuz öğrenci kabul edeceğiz. Okul 1-10 Eylül arasında açık olacak. Katılmak isteyen insanlar kizilirmakdeltai.net adresinden başvuru formunu dolduruyorlar. Onun üzerinden değerlendirme yapıyoruz. Bunun sonucunda da otuz kişiyi belirleyip doğa ve bilim okulumuza davet ediyoruz. Bize ulaştıktan sonra konaklama dahil bütün masrafları proje ve TÜBİTAK karşılıyor.

Burcu DÜZGÜN: Bütün öğrenciler katılabilir mi okul kıstası var mı?

Ali Kemal AYAN: Bir okul ayrımı yok. Bütün öğrenciler başvuru yapabilir. Onların içerisinden cinsiyet eşitliğini, bölgesel ve iller arasındaki dağılımı dikkate alarak seçim yapıyoruz. Seçilen şanslı öğrencileri yirmi hocayla birlikte on iki rehberle buluşturuyoruz. Toplam otuz iki kişilik bir eğitim kadromuz var. Bu eğitim gece gündüz doğada devam ediyor.

Burcu DÜZGÜN: Eğitimin yanı sıra farklı bir deneyim de söz konusu öyleyse.

Ali Kemal AYAN: Kesinlikle çok farlı bir deneyim söz konusu. Çünkü her gün Kızılırmak Deltası'ndaki bir habitatı inceliyoruz. Örneğin ilk gün bir profesör hocamız geliyor ve bize Kızılırmak Deltası'nın oluşumunu anlatıyor. Fakat bu anlatım slayt aracılığıyla değil bizzat görerek, dokunarak, doğada adım adım yürüyüp ırmağı takip ederek gerçekleşiyor. İkinci gün balık üzerine çalışılacaksa akşamdan ağ atıyoruz ve sonrasında o ağda bulunan balıklarla ilgili hocamızın anlatımı söz konusu oluyor. Diğer günlerde de benzer şekilde devam ediyor. Konu yelpazesi çok geniş. Ben istiyorum ki Samsun'dan özellikle de delta çevresindeki belde ve köylerden üniversite öğrencileri böyle keyifli bir okula mutlaka katılsın. Dolayısıyla her zaman gördükleri doğaya farklı gözle bakabilsinler. Bu sayede koruma bakış açısı da değişecek. Artık çevrecilere kalmadan o insanlar orayı koruyacaklar. İlk yıllarda şartlar çok daha zordu. Şimdi iki yıldır Büyükşehir Belediyemiz Kızılırmak Deltası'nda güzel kontrollü çalışmalar yapıyor. Bu alanı eğitimin önemli bir alanı haline getirme noktasında da bu çalışmalar kolaylık sağlıyor. Geçmişte doğa ve bilim okulunda öğrencilerle dolaşırken silah sesleri duyuyorduk. Kuşlara ateş ediyorlardı. Düşünsenize laboratuvarda ateş eden biri. Artık böyle şeylerle karşılaşmıyoruz. O alanda gereğinden fazla ya da yanlış kullanılan zirai ilaçlar söz konusu onları da kimyasal silah olarak değerlendiriyoruz. Onlarda gölleri ve toprağı ciddi anlamda olumsuz etkiliyor. Şimdi onları konuşmaya başlıyoruz 'acaba buradaki çeltiği, mandayı, tarımı nasıl organiğe dönüştürürsek buradan göllere ve deltaya kirlilik akmaz'ı konuşuyoruz. Bu dönüşüm eminim gerçekleşecek. Biz Samsun'un çok önemli bir değeri olan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'ni aynı zamanda da benim için bir açık hava laboratuvarı olan bu alanı kesinlikle bu kimyasallardan arındırmamız ve ya korumamız gerekiyor. Samsun'un bir eğitim, kültür ve turizm değerinden söz ediyoruz. Son yıllarda da bildiğiniz gibi UNESCO'ya başvurusu yapılmış bunula ilgili de güzel gelişmeler olmasını bekliyoruz.

Burcu DÜZGÜN: Bu çalışmanıza benzer başka projeler var mı?

Ali Kemal AYAN: Düşündüğümüz şeyler var. Ancak bu projeleri sağlıklı bir şekilde sona erdirmek ve insanlar üzerinde olumlu ve kalıcı etkiler sağlamak bizim için çok önemli. Tüm projelerimizde amaçlarımız arasında bunlar var. Daha sonra bu çalışmaları Samsun'un sürekliliği olan okulları ve projeleri haline getirmek istiyoruz. TÜBİTAK bilim merkezleri yapıyor. Bana göre en büyük bilim merkezi Kızılırmak Deltası. Bunu bu şekilde kurgulayıp oluşturursak hakikaten çok daha sağlıklı olur. Eğitim duvarlarını aşarak çok daha kalıcı bir seviyeye ulaştırabiliriz. Bu sistem dünyada da çok hızlı gelişen ve yol alan bir eğitim modeli. İnşallah bizim bu Kızılırmak Deltası'ndaki açık laboratuvarımız sayesinde bu mekan dışı eğitim noktasında da Samsun çok önemli farklar oluşturacak.

Burcu DÜZGÜN: Teşekkür ederiz.

Röportaj: Burcu DÜZGÜN

Fotoğraf: Çılga GÜREL