Terör örgütü FETÖ mensupları tarafından yapılan 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yapılan soruşturmalarda FETÖ'ye yönelik ilginç bilgiler gelmeye devam ediyor. FETÖ soruşturmasında örgüt mensuplarının telefonlarından yaptıkları mesajlaşmalarda açıkça yalan söylemeleri istenirken, bu yalanlara dayanak olarak sahabelerden Hazreti Ammar Bin Yasir'in bile alet edildiği ortaya çıktı.

FETÖ kapsamında Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturmada ele geçirilen ve şoke eden telefon mesajlaşmalarında şu ifadeler geçiyor:

" - İnternet programlarını sorarlarsa, ben normal görüşme yapıyorum, internet programı falan bilmem dersin.
- Tamam abi
- Bir de eagle, by lock bunları indirdin mi derlerse ya da indirmişsin derlerse kabul etme. Belki merak edip indirmişimdir hatırlamıyorum ama bu programları hiç kullanmadım de. Zarf atabilirler elimizde mesajların var falan gibi inanma.
- Ama küfür hakaret et yoksa bu adamlar bırakmaz
- Kime abi
- FETÖ'ye, FETÖ örgütüne
- Ok
- Adamlar böyle bir örgüt olduğunu söylüyor, biz kabul etmiyoruz ki problem olsun. Ammar Bin Yasir gibi dilinle söyleyeceksin
- Tamam sen rahat ol, Allah yardımcın olsun. Sen de biraz küfür falan et.
- Yok artık
- Ne olursa olsun geri adım atma.
- Abi teli kapatıyorum
- 'Etkin pişmanlık yasasından faydalan' derler, öyle şey yok. 'Konuşmazsan 10 yıl yatarsın falan derler' öyle bir şey yok."

Hz Ammar Bin Yasir kimdir?

Bir gün müşrikler Ammar'ı gaddarca işkencelere uğrattılar, tatbik etmedikleri işkence kalmadı. Hz Ammar, bu korkunç ve dayanılmaz işkenceden kurtulmak için, onları hoşnut edici birkaç söz söylemek zorunda kaldı. Kafirler, mustas'af ve himayesiz bir adama yaptıkları eza ve cefalarla söylettikleri sözlerden memnun olarak onu serbest bıraktılar. Hz. Ammar, müşriklerin elinden kurtulur kurtulmaz, koşa koşa Resulullah'ın huzuruna vardı ve olanları anlattı. Kendisini kızgın kumlara yatırdıklarını ve kuyuya sarkıttıklarını, eğer Lat ve Uzza lehinde ve Resulullah aleyhinde konuşursa bırakacaklarını, aksi takdirde öldüreceklerini, durumun ciddiyetini görünce de sırf kendini kurtarmak için diliyle bazı şeyler söylemek zorunda kaldığını anlattı.

Bunları anlatırken bir taraftan da gözlerinden yaşlar boşalıyordu. Bu manzara karşısında Resul-u Ekrem (SAS) şöyle buyurdu:

'- Ammar, kalbine sor, kalbini nasıl hissediyorsun?
- Ya Resulallah, kalbim imanın verdiği zevkli duygularla dopdolu
- Ammar, tekrar böyle muamelede bulunurlarsa, sen de onların dediklerini yap'
Resulullah'ın bu ruhsatı vermesinin ardından şu ayet-i kerime nazil oldu:
'İnandıktan sonra Allah'ı inkar eden, kalbi imanla yatışmış olduğu halde inkara zorlanan değil, fakat küfre göğsünü açan, küfürle sevinç duyan kimselere Allah'tan bir gazap iner. İşte onlar için büyük bir azap vardır.'