Uluslararası Doğa Koruma Birliği'nin (IUCN) Kırmızı Listesinde durumu tehlikede olarak belirtilen orfoz balığının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yayınladığı tebliğ ile 1 Eylül 2016-31 Ağustos 2020 tarihleri arasında avlanması, toplanması, gemilerde bulundurulması, karaya çıkarılması, nakledilmesinin ve satılmasının yasaklanmasına balıkçılardan tepki geldi.

Side limanında bir araya gelen balıkçılar bakanlığın yasağına tepki gösterirken, yasağın bu kadar uzun süreli uygulanması durumunda balıkçıların para kazanamayacağını, evine ekmek götüremeyeceğini dile getirdiler.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Antalya Bölgesi Su Ürünleri Birliği ve Yeni Liman Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Cengiz Balta, diğer kooperatif başkanları, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yayınlamış olduğu tebliği gözden geçirmesi gerektiğini belirterek, 'Balıkların üreme döneminde avlanma yasağı konulması bizim de en büyük talebimiz. Ne var ki balıkçıların avladıkları balıklarla balık neslinin azalmasına ve tükenmesine neden olduğunu iddia etmek kadar saçma bir şey olamaz. Balıkçılardan önce tirollerin önüne geçmek gerekmektedir. Balıkçılar balığı ağlarıyla veya oltalarıyla tutarken tirol yoluyla yapılan balık avında balıkların yuvası dahil her şey ortadan kalkmaktadır. Yetkililerin bize yasak koymak yerine tirole yasak getirmesi gerekmektedir. 4 yıl gibi bir yasak balıkçıların aç kalmasına, evlerine ekmek götürememesine, çoluk-çocuğunu geçindirememesine neden olacaktır. Bu insanların yıllardır yaptığı tek iş balıkçılıktır. Bu insanlar göz göre göre kaderiyle baş başa bırakılmaktadır. Yetkililerden yasak kararını yeniden gözden geçirmelerini talep ediyoruz' diye konuştular.

Geçimini balıkçılık yaparak sağlayan Onur Karaçobanoğlu konuyla ilgili olarak yetkili mercilerle yaptığı görüşmelerde, avlanmalar nedeniyle lagos ve orfoz miktarının alabildiğine düştüğünü bundan dolayı da yasağın gündeme geldiğini söylediklerini kaydetti. Karaçobanoğlu, "Bu genelgenin kolay kolay değişme şansı bulunmuyor. Bu durum burada balıkçılığa yıllarını vermiş ağabeylerimiz başta olmak üzere tüm balıkçıları yakından ilgilendirmektedir. Bu genelge ile biz balıkçılara başınızın çaresine bakın, bu işten size ekmek yok denilmektedir. Burada balıkçılık yapan arkadaşlarımız devlete birçok konuda büyük miktarlarda para ödemektedir. Karadeniz'de balıkçı teknesi alan balıkçılara devlet desteği verilirken Akdeniz'de böyle bir şey söz konusu değil. Yetkililerden bu konuyu da gündeme almalarını Karadenizli balıkçılara tanınan ayrıcalıkları bizlere de tanımalarını bekliyoruz" şeklinde konuştu.

Balıkçı Salin Can ise, "Biz çocukluğumuzda, gençliğimizde kıyılarda denize girerken, deniz kestanesinden taşların üzerine basamıyorduk. Son yıllarda turizm arıtmalarından, otel arıtmalarında bilhassa Manavgat arıtmalarından hiç arıtılmadan defalarca akan sular görüyoruz. Hiç kimyasal arıtmamız yok. Denize her gün porçöz, yağçöz gibi kimyasal maddeler dökülüyor. Bunun önlemini alacakları yerine lagosun yasaklandığını söylüyorlar. Bu insanlar bu kimyasalları içerse kesinlikle hayatından olur ama biz denizlere tonlarca bu kimyasalları döküyoruz. Ayrıca burada o kadar çalışan insan var bu insanlar nasıl geçimini sağlayacak bunu öğrenmek istiyoruz ve kimyasal arıtma istiyoruz" dedi.