Olacak iş değil...

FETÖ operasyonundan
tutuklanan
Av. Cem Şenocak'ın
hukuk bürosuna kayyum
olarak atandığı
ve Şenocak'ın
banka hesaplarında
800 milyon liranın
bulunduğunu teyit ettiği
belirtilen
Av. Hasan Ölçer'in
dün twiter hesabından
paylaştıklarını
okuyunca,
"pes" dedim...
Dünkü, "Devlete inanmak"
yazımda; böyle bir paranın olmadığına dair 21 Ağustos tarihli "800 milyon nerede?"
başlıklı köşe yazımı,
24 Ağustos'ta AK Parti Milletvekili Fuat Köktaş'ın
basın sohbetindeki
söylemleri
ve 26 Ağustos'ta Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı'nın
açıklamalarını referans göstererek,
iddianın inanılır olmadığını
belirtmiş, Ölçer; "MİT'in, polis ve MASAK'ın
bulamadığı bir bilgiye mi
ulaştı?" diye sormuştum...
Av. Hasan Ölçer,
Akasyamhaber'e
dün bir açıklama yaptı:
'Bu paranın varlığını Sabah Gazetesi'nden öğrendim ve Sabah Gazetesi'ni kaynak göstererek bu açıklamayı yaptım. Daha sonra Sabah Gazetesi muhabiri beni arayarak, paranın varlığını teyit ile alakalı ikinci bir haber için sizi kaynak göstereceğim dediğinde; ben seni kaynak gösteriyorum sen beni. Bu böyle olmaz diye itiraz ettim."
İşin bir başka tuhaf yanı daha vardı...
Onu da Av. Hasan Ölçer'in, twiter hesabından
paylaştığı şu sözlerle öğrendik:
"Şenocak'ın bürosuna ve kişisel mallarına kayyum atanmam gibi bir durum da söz konusu değildir"
Haydaaaa...Hayali paraya... Hayali kayyum...
"Duble
asparagas" bu olsa gerek!..
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın
açıklamasından sonra
söz konusu haberde ısrar
etmek,
belge yoksa bile çok emin olmayı
gerektirir...
Bu gelişmelerden
sonra, gazetecinin
haber kaynağının
güvenilirliğini
gözden geçirmesi gerekir...
Herkes için geçerli
bir durum aslında...
FETÖ medyasının;
Balyoz, Ergenekon, Oda Tv, Devrimci Karargah ve Poyrazköy
gibi kumpas davalarda
yaptığı gibi
gerçeğin dışında
haberlerle
insanların
canını yakmak,
gazetecilik değildir...
Sırça köşkte oturan
komşusunun camına taş atmadan
önce düşünmek zorundadır...