İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca

yeniden açılan Hırant Dink cinayeti davasında
Samsun Emniyet Müdürlüğü'nde Ogün Samast'ın elinde
Türk Bayrağı ile çekilen fotoğrafın;
cinayetin jandarmadaki ulusalcıların üzerine
atılarak, Ergenekon'a zemin hazırlanması için
FETÖ tarafından tezgahlandığı
ortaya çıkınca; gazeteci Ercan Gün ile Trabzon Jandarma
İstihbarat Müdürü Metin Yıldız
tutuklanmıştı...
Okuduğunu anlamayan
birilerinin,
hamamdaki kadın
muhabbetlerinden
esinlendiği
gibi yazmaya
kalkışmam...
Ama daha anasının
karnında bile yokken
gazetecilik yapan
birine meslek öğretmeye kalkışıyorsa,
ona mesleğin adabıyla
cevap vermek de bir derstir...
Çaresizlik içinde ucuz lafların
arkasına sığınarak
demagoji
yapmayacağım,
sadece hafızaları
tazeleyeceğim...
FETÖ'den tutuklanan Ercan Gün,
Hırant Dink cinayetinin
olduğu tarihte TGRT Haber'deydi...
Ogün Samast otogarda
yakalandıktan sonra
Samsun'a gelmiş ve
'Jandarma Noktası'nı
göstererek, ifadelerin burada alındığını
canlı yayında söylemişti. Hatta, Ogün Samast'ın Türk Bayrağı'nı
elinde tuttuğu
fotoğrafının da
yine otogar içindeki jandarma noktasında çekildiğini iddia
etmişti...
O günlerde, Habertürk TV'den arandım. Canlı yayında fotoğrafın
jandarmada değil, Emniyet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şubesi'nin
çay ocağında çekildiğini söyledim...
Nitekim, 20 Ocak 2007 tarihli Hürriyet Gazetesi'nde
"Kamera depremi" sürmanşetinde,
Ogün Samast'lı fotoğrafın,
jandarma karakolunda
çekildiği ve bu yüzden ortalığın karıştığı yazılmıştı. Aynı gazete,
2 Şubat 2007 tarihinde de
"Ortalık toz duman" başlığıyla
durumu düzeltmeye kalkıştı ama
iddiasını da kıyıdan köşeden sürdürdü:
"Dink'in katil zanlısı Samast'ın yakalanmasının hemen ardından ortaya çıkan ve gündeme bomba gibi düşen Türk bayraklı kahramanlık fotoğrafının gizemi konusunda TGRT'nin haberinde fotoğrafın, Samsun Otogarı'ndaki jandarma karakolunda çekildiği iddia edildi. Görüntülerde, katil zanlısına, Türk Bayrağı'nın önünde de poz verdiriliyor. Bu sırada katil zanlısının her iki yanında da jandarmalar var."
Hürriyet, daha önce yazdığının aksine
aynı haberde,
"fotoğrafın nerede çekildiğini"
soruyor:
"Katil zanlısını 'kahraman gibi' gösteren o fotoğraf nerede çekildi? TV haberinde söylendiği gibi jandarma karakolunda mı, Samsun Emniyet Müdürlüğü'nde mi?"
Aslında, Hürriyet,
oyuna getirilmişti...
O görüntülerin Terörle Mücadele Şubesi'nin
çay ocağında çekildiğini
Emniyet'ten bihaber, "Emniyet Muhabiri"
hariç(!) her gazeteci biliyordu...
Ancak, ona fotoğrafı verenler;
böyle olmasını istemişti...
Şimdi yeniden dönelim başa...
Hırant Dink cinayeti dosyasını
açan Cumhuriyet Başsavcılığı,
söz konusu fotoğrafın, FETÖ'cü polisler tarafından
basına "jandarma karakolu"nda
çekilmiş gibi kurgulanarak
yayınlanması
şartıyla verildiğini ve
bu yolla da Ergenekon'a zemin hazırlanmak istendiğini
açıkladı...
Bu iki gazeteciden
biri Ercan Gün
ya diğeri?..
İşte o diğeri, şimdilerde "maval" okuyor.
"Entarisi al basma,
alıp duvara asma..."
Neyse...
O fotoğrafı
veren polis ya da polisler,
görüntülerin "Jandarma Karakolu"nda
çekildiği algı yaratılması
şartını koştuğu için
Hürriyet Gazetesi'nin sürmanşetinde de
"Jandarma karakolu"
ifadeleri yer aldı..
Bunu ben değil, dosyayı açan
Cumhuriyet Savcısı açıklıyor. FETÖ'nün,
Ergenekon için
ulusalcı askerleri suçlama
kumpası olarak nitelendiriyor...
Bu fotoğrafın, kim ya da kimler tarafından
basına sızdırıldığının, cinayetin aydınlatılmasında
çok önemli olduğunu; en son
6 Ağustos'ta yazmıştım...
Daha önce de bu konuda
yazdığım yazılar var...
Maksat, gazeteciyi değil,
onu kukla yapan
elleri bulmak!..
23 Ağustos'ta,
Cumhuriyet Başsavcılığı,
"Ogün Samast fotoğrafının arkasından FETÖ'nün çıktığını" ve
bu cinayetin Ergenekon'a zemin hazırlamak amacıyla
örgütün ilk silahlı eylemi olduğunu
açıklaması, haklılığımı
ortaya çıkardı...
Bu ülkede; bin yıllık kardeşliğe, barışa ve aydınlığa sıkılan
kahpe kurşunu sıktıran
gerçek faillerin, bu hain cinayeti,
vatansever insanların
üzerine atarak,
binlerce asker, polis, bilim adamı, gazeteci ve
yazara
kurduğu
kumpası
ortaya çıkarmak
için devlete yardımcı olması;
herkesin görevidir...
"Gazeteci haber kaynağını açıklamaz, açıklamaya zorlanamaz"
ifadesi doğrudur...
Ancak, bu olay sıradan
bir olay mıdır?..
"O fotoğraf, düğümü çözecek"
diye ısrar etmekte
ne kadar haklı olduğum da
anlaşıldı sonuçta...
Fotoğrafı
algı oluşturmak için
şartlı servis edenlerin
amacının, bu ülkeyi
karanlığa götürmek olduğunu
15 Temmuz gecesi şehitler vererek
gördüğümüz halde,
böylesine önemli bir
bilgiyi, "Kaynak açıklanmaz"
diye saklamak;
hem mesleğe hem vatana ihanet sayılır...
Sonra, bu mesele, aynı zamanda "Milli" bir
meseledir ve böyle hallerde
önce "gazeteci" değil,
önce "vatansever" olunur!..