Kimileri; Kızılırmak

Deltası'nda
yıkılan evlerin yerine
Araplara lüks konutlar
yapılacağını,
kimileri; Büyükşehir
Belediyesi'nin
bu alanları
turizm yatırımlarına
açacağını,
kimileri;
belediyenin
bölgedeki subar ormanların
içine bünyesindeki
şirkete ait
betonarme
tesisler inşa edeceğini,
kimileri de deltaya yol açılmasıyla
avcılıkla alakası olmayan
kişilere "katliam" imkanı verileceğini
öne sürmüştü...
Başka şeyler de söyleyenler vardı...
Onlara göre de sık sık Kızılırmak Deltası'na
giden Vali İbrahim Şahin ile Büyükşehir Belediye Başkanı
Yılmaz, burada sefa sürüyordu...
Dün, Büyükşehir Belediye Başkanı
Yılmaz, Golf Sahası'nda
gazetecilere yaptığı açıklamada,
Kuş Cenneti'nin "UNESCO'nun
doğal miras geçici listesine alındığını"
ifade ettiğinde;
söz konusu iddialar da
çürümüş oldu...
Çünkü, bundan böyle Kuş Cenneti'nin
doğal dokusunu
bozacak, tek bir çivi
çakılması mümkün değildi...
UNESCO'nun doğal miras daimi listesine
girildikten sonra gözlem ve denetimler
devam edecekti...
Yani, bu listeye girmek ne kadar zor ise
çıkarılmak da o kadar kolaydı...
Yıllardır; Bafra ve Ondokuzmayıs'taki
bu alanlar;
yerli-yabancı tarafından av sahası olarak
kullanıldı. Sahte avcıların
ne katliamlar yaptıklarını
yöre insanları biliyor...
Uzun bir aradan sonra kontrollerin yoğunlaştığı
delta;
Büyükşehir Belediyesi'nin
yoğun çalışmaları, Samsun Valiliği'nin
desteği sonucunda,
gerçekten de kuş cennetine dönüştü...
Şimdi o doğa harikası deltada,
ellerde tüfek yerine
fotoğraf makineleri-kameralar
bulunan yerli-yabancı turistler
foto-safari yapacak...
Elbette bu durum;
Bafra ve Ondokuzmayıs ilçelerinde
yeni otel, restoran ve
çeşitli turistik mekanların
açılmasını da sağlayacak...
Bu işin maddi tarafı elbette....
Ya kuşlar, balıklar, çiçekler ve
böcekler...
Çocuklar; o güzelim göçmen kuşlar
bir yana
serçe görmeden büyüyor...
Şu sözü çok seviyorum:
"Dünya bize atalarımızdan
kalmadı, biz torunlarımızdan ödünç aldık"
Bu anlamda, "Kuş Cenneti"ni, sadece Samsun'a değil,
dünyaya kazandıran
herkesin ellerine sağlık...