Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Al-Jubeir ile görüşme gerçekleştirdi. Dışişleri Resmi Konutta gerçekleşen görüşme sonrası Bakan Çavuşoğlu ile Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Jubeir ortak basın açıklaması yaptı.

Toplantıda Suriye konusunda önemli değerlendirmelerde bulunan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Al-Jubeir, "Suriye muhalefeti dün çözüm konusunda bir vizyon ortaya atmıştı. Bu çözüm vizyonu Cenevre 1 görüşmeleri çerçevesinde olmasını öngörmektedir. Bu, Suriye'de yeni bir gelecek kurma açısından çok önemli çözüm belgesidir. Çok hassas ve kapsayıcı bir şekilde hazırlanan bir vizyon. Dün Londra'da katılan bütün ülkeler tarafından da gayet olumlu bir şekilde karşılanmıştır. Muhalefetin ciddi bir şekilde siyasi operasyonlara katılmasını ve siyasi yönden bu olayın çözülmesini istediklerini gösterdi bize. Ancak maalesef Esad yönetimi ve yandaşları bunu reddetmektedir. Bu vizyonun yapılabilmesi için pratik çözümler konusunda burada çok ciddi adımlar atılması gerekmekte. Suriye'nin bütün bölgelerine insani yardımların ulaşabilmesi için güvenli yolların yapılması gerekmekte. 2254 numaralı BM kararının uygulanabilmesi için de görüşmelerin çok ciddi bir şekilde yapılması gerekmekte. Burada her şey Suriye yönetimine bağlı. Ateşkese bağlı kalmadı ve olayı geciktirmek için elinden gelen çabayı gösterdi. Siyasi bir çözüme varmamak için bir sorumluluk almak istemiyor. Suriye muhalefetinin vizyonu ve görüşü çok açıktır Esad'ın ayrılması konusunda. Bir insan düşünün ki 400 bin insanın ölümünden sorumlu, 12 milyon Suriyelinin yerinden edilmesi ve aynı zamanda Suriye'yi bu hale getiren insan. Mümkün değildir bu insanın orada kalması ve devam etmesi. Şuan da askeri direnişi devam etmektedir. Ancak Allah'ın izniyle buna bir son verilecektir. İki yöntem olduğunu düşünüyorum. Bunlardan bir tanesi siyasi yöntem, aynı zamanda yumuşak bir şekilde ilerleyerek sonuca ulaşması. İkinci şıksa askeri yönüdür. Sonuçta özgür bir Suriye olacaktır. Toprağıyla, her yönüyle birleşik bir Suriye olacaktır ve içerisinde Esad yoktur" diye konuştu.

"DAEŞ'e karşı yönelik operasyon devam edecek"

Suriye konusunda Adil Al-Jubeir'in söylediklerine tamamen katıldığını belirten Bakan Çavuşoğlu ise, "Esad'lı bir çözüm olmaz. 600 bin insanın ölümüne sebep olan, daha dün klorin gazı kullanan bir kişinin yönetimde kalması demek Suriye'de kaosun devam etmesi demektir. Esad, siyasi dönüşüm konusunda, halkın talepleri olduğu zaman bunlara silahla cevap vererek bu fırsatı en başında kaçırmıştır. Şuanda sınırımızın diğer tarafında devam eden Cerablus'tan başlayıp sınırımızı şuanda kapatan DAEŞ'e karşı yönelik operasyon devam edecek, bizim de desteğimiz devam edecek. Kuzeyden güneye yönelik operasyonların devam etmesi gerekiyor. Menbiç denilen bölgenin DAEŞ'e tamamen kapatılması gerekiyor. Böylelikle bu alanın güvenli bölge olması da sağlanacaktır. Gönüllü bir şekilde Türkiye'de yaşayan Suriyeliler eğer dönmek isterlerse onların dönmesi için gerekli şartların oluşması konusunda da Suudi Arabistan'la birlikte çalışacağız. Daha şimdiden dönüşler başladı. Dün sadece Cerablus'a 200'den fazla Suriyeli geçti" açıklamasını yaptı.

Almanya bizim beklentimizi karşıladı

Almanya milletvekillerinin İncirlik'teki Alman birliğini ziyaret etmesine Türkiye'nin yeşil ışık yakıp yakmadığı ile ilgili bilgi de veren Bakan Çavuşoğlu, 'Almanya Federal Meclisinin Savunma Komisyonu Üyelerinin İncirlik'i ziyaret etmeleri için gerekli izinleri vermemiştik ve bununda sebebi belliydi. Meclis'te, sözde soykırım ile ilgili aldıkları karardan dolayı bu izni vermedik. Bu izni verebilmemiz için Almanya için ortaya koyduğumuz şartta belliydi. Almanya'da bu şartı yerine getirdi. Yaptığı açıklama ile bu kararın hiçbir hukuki bağlayıcılığının olmadığını vurguladı. Dünyada herkese, özelliklede parlamentolara örnek olabilecek bir açıklama yaptı. Yani, soykırım tabiri hukuki bir tabirdir, jenerik ve siyasi bir tabir değildir. Bunun içinde mahkeme kararı gerekir dedik. Bu anlamda Almanya bizim beklentimizi karşıladı. Biz istediğimizi yaparız istediğimizi de alırız anlayışının Türkiye için geçerli olmadığını, Türkiye'den alamayacaklarını gördüler. Türkiye'ye yönelik nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini, Türkiye'ye istedikleri gibi muamele edemeyeceklerini anlamış oldular. Türkiye'ye yönelik olumlu adım atan herkese bizde adım atarız. Adam gibi davranan herkese bizde olumlu bakarız. Aksi yönde düşüncesi olan ve tavır içinde olana da gerekli cevabı veririz' diye konuştu.