Tüfek, Türk Ceza Kanunu'nda cezaların arttırılmasının caydırıcı olacağına inandığını ancak tamamıyla önleneceğini sanmadığını söyledi.

HABERHAYAT: Sizi tanıyabilir miyiz?
KÜBRA TÜFEK: Samsunluyum. 2005 yılında Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldum. Kısa bir süre İstanbul'da çalıştım. 2006 yılından beri Samsun'da avukatlık yapıyorum. 2014 yılından beri Kadın ve Çocuk Hakları Komisyon Başkanı olarak görev yapıyorum.

HABERHAYAT: Kadına şiddet her geçen gün artıyor. Daha geçen aylarda Doktor Aynur Dağdemir, kadın çalışanını korumak isterken bir erkek tarafından öldürüldü…
KÜBRA TÜFEK: İnsanlarla yakın temas içerisinde bulunan sağlık personeli bunun bedelini hayatları ile ödememeli. Doktorumuz ne yazık ki yanında çalışan sekreteri korumaya çalışırken şehit edildi. Yaşananlar ciddi bir güvenlik boşluğu olduğunu göstermektedir. Umut ederiz ki ilgili birimler gereken tedbirleri alır.

HABERHAYAT: Kadına yönelik şiddet sadece bir kadın sorunu mu?
KÜBRA TÜFEK: Kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir. Dolayısıyla asla sadece bir kadın sorunu değildir. Kadına yönelik şiddet, toplumsal bir sorun olarak çok yönlü ele alınmakta ve çözüm üretmek için sosyoekonomik koşullar, politik gelişmeler ve kültürel etkenlerle birlikte değerlendirilmektedir.

HABERHAYAT: Bu şiddetin önüne nasıl geçeceğiz?
KÜBRA TÜFEK: Kadının güçlenmesi, ailede ve toplumda birey olarak dikkate alınması, toplumda zihniyet değişikliğinin sağlanmasına yönelik eğitimin toplumun her kademesine verilmesiyle şiddetin önüne geçebileceğimizi düşünüyorum. Bunun yanında kadına şiddetin önlenmesi konusunda önemli çalışmalar yapılmakta. Türk Ceza Kanunu'nda cezaların arttırılmasının caydırıcı olacağına inanıyorum ama şiddetin tamamıyla önleyeceğini sanmıyorum.

HABERHAYAT: Bu konuda Türkiye'de hukuksal anlamda yapılan çalışmalardan bahseder misiniz?
KÜBRA TÜFEK: Bir erkek karısını, çocuğunu ya da bir yakının öldürdüğünde ya da şiddet eğiliminde bulunduğunda Türk Ceza Kanunu'nda bunlar ağırlaştırılmış suç olarak düzenleniyor. Bunun yanı sıra tabii ki Türkiye'de önemli adımlar atılıyor. 4 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul Sözleşmesi'ni kabul ettik ve imzaladık. Bu sözleşmeye baktığımızda 4 tane temel unsur var. Önleme, koruma, kovuşturulması ve en önemlisi politikalar geliştirilme. Yani şiddet olmadan önce şiddeti önleyelim, kadını koruyalım. Bir şiddet meydana geldiyse gizli kalmasın kovuşturalım. En önemlisi politikalar yani her ne kadar cezaları arttırsak da önemli olan insanların psikolojisine inmektir. İstanbul Sözleşmesi'nin yanı sıra Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi 'ne dair 6284 Sayılı Yasamız da kabul edildi. Medeni Kanun'a ve Türk Ceza Kanunu'na paralel olarak bu kanun da uygulanıyor.

HABERHAYAT: Peki komisyon olarak verdiğiniz hizmetler neler?
KÜBRA TÜFEK: Komisyonumuz danışmanlık hizmeti vererek kadınları yönlendirmeye, şiddet karşısında ne yapmaları gerektiği hakkında bilgilendiriyoruz.

HABERHAYAT: Son olarak neler söylemek istersiniz?
KÜBRA TÜFEK: Derginize, gösterdiğiniz duyarlılıktan dolayı teşekkür ediyorum.

RÖPORTAJ: AYŞE KUŞCU