Doğa, bizlere verilmiş en güzel armağan. Üstümüze düşense onu korumak. Bunu bireysel olarak yapabileceğimiz gibi sivil toplum örgütleriyle de birlikte çalışabiliriz. Bizler de konuyu bir doğa aşığı ile konuştuk sayfamızın bu haftaki konuğu, Samsun Doğayı Koruma Derneği Başkanı Mustafa Eyüpoğlu oldu.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Sizi ve derneğinizi tanıyabilir miyiz?

Mustafa EYÜPOĞLU: İlk olarak derneği tanıtarak başlamak isterim. Derneğimiz 1980 yılında kuruldu. Ayrıca 1994 yılında kamu yararı ibaresi alan bir dernek. Bu ibareyi alabilmek için Bakanlar Kurulu kararı gerekiyor. Türkiye'de yüz on bine yakın dernek var. Ve bu derneklerin haricinde üç yüz doksan üç kamu yararına dernek var. Biz de bu derneklerden biriyiz. Buradaki dernekler masasına bağlıyız, ama denetimimizi İçişleri Bakanlığı yapıyor. Dernek vasıtasıyla Samsun'a hayırlı hizmetler yapmayı istiyoruz.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: 'Kamu yararına' ifadesini biraz açacak olursak?

Mustafa EYÜPOĞLU: Devlet destekli, yani yarı devlet adına iş yapıyoruz diyebilirim. Bazı ayrıcalıklarımız var bu ayrıcalıkları da hep beraber kullanalım istiyoruz. Samsun için bu gerekli diye düşünüyorum.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: İlerleyen günler için neler var planlarınızda?

Mustafa EYÜPOĞLU: bildiğiniz gibi klasik bir söz vardır 'doğa sevgi ile korunur bekçi ile değil' biz de bu doğa bilincini; ilkokuldan başlayarak gençlerimize kazandırmak istiyoruz. Bunu yapmak zorundayız. Biz doğada piknik yapmayı, gezmeyi çok seviyoruz. Ama korumuyoruz. Sevgimiz sadece sözden ibaret. Doğa, intikamını mutlaka alıyor. Bunu felaketlerle yaşadık.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Siz geçtiğimiz günlerde yaptığınız basın açıklamasında, ' Doğaya en çok, onu sevenler zarar veriyor' dediniz. Bu açıklamanızın amacı neydi, nasıl zarar veriliyor doğaya?

Mustafa EYÜPOĞLU: Maalesef, kimse kendisine bulaşılmasını istemiyor. Yani dernekleri sevmiyoruz biz. Ne yazık ki bazı dernekler, başka amaçlarla da kurulabiliyor. İnsanların duygularını suistimal eden bu derneklerde kumar oynatılıyor. Ya da başka olumsuzluklar yaşanıyor. Biz dernek olarak boşluğu doldurmak istiyoruz. Bazı marjinal gruplar da var tabii onların da doğruları olduğunu söylemek isterim. Ancak biz orta noktada buluşmayı hedefliyoruz, çözüm üretmenin derdindeyiz. Hep yanlışı görmek değil, Samsun'da yapılan çok güzellikler var. Bizler bunları da dile getirmek istiyoruz. Bizim anlatacağımız çok şeyler var.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Bu cümleyi kurma amacınız da bunlara dikkat çekmek miydi?

Mustafa EYÜPOĞLU: Esas maksatlarımdan biri de bencilliğimize dikkat çekme isteğiydi. İnsanlar menfaatleri uğruna farklı davranışlar sergileyebiliyor. Bu noktada bir örnek vermek isterim. Bir profesör ile sohbet ediyoruz. Bana bir çalışma ile ilgili 'bu konu hayvanlara büyük zararlar verecek' derken. Aynı profesör o çalışmayı yapan insanla yan yana geldiği zaman 'bu çalışma hayvanlar için büyük fayda sağlayacaktır' diyebiliyor. Ama bu durum yarın öbür gün çocuklarımıza yansıdığı zaman, bunun cezasını hep beraber çekeceğiz. Mesela asit yağmuru yağdığı zaman Ahmet, Mehmet ayrım yapmadan hepimizi birden etkiliyor. O yüzden orta noktada buluşmamız gerekiyor diye düşünüyorum.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Öyleyse kişisel çıkarlar bir kenara bırakılmalı.

Mustafa EYÜPOĞLU: Kesinlikle bunu biri para kazanmak için yapıyor, başka biri farklı bir nedenle. Tüm bunların bir kenara bırakılması şart. Doğa ile alakalı hep beraber hareket etmeliyiz. Her şey belediyelerden bekleniyor. Bu da yanlış. Doğa ile alakalı çalışmalar, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü aracılığıyla sürdürülüyor. Kamuoyuna özellikle belirtmek istiyorum belediyeler çok töhmet altında kalıyor. Bizim belediyelerden bazı beklentilerimiz de var tabii özellikle geri dönüşüm konusunu çok önemsiyoruz. Geri dönüşüm çalışmalarının hem belediyelere katkısı var hem vatandaşlarımıza hem de tabii doğaya.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Bu noktada derneğinizin yerel yönetimleri denetler nitelikte bir işlevi olduğunu da belirtelim. Bunun ile alakalı neler yapılıyor?

Mustafa EYÜPOĞLU: Bu konuda bir projemiz var. Bu projenin ayrıntılarını sizin aracılığınız ile de paylaşacağız. O projeyle göreceksiniz daha işlevsel hale geleceğiz.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Ayrıntılarında neler var bu projenin?

Mustafa EYÜPOĞLU: Hem belediye hem de kamuya yönelik bir çalışma olacak. Bu projeyle onlara not vereceğiz. Bir nevi karne, örneğin aylık olarak en temiz belediyeyi seçeceğiz. Şimdilik bu kadarını paylaşalım.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Şu anda ne aşamada bu çalışma ne zaman hayata geçer?

Mustafa EYÜPOĞLU: Biz bu projeyi yeni sunduk. Şu anda Ankara'da inceleniyor. Bu aşamada bizlere yardımcı olan isimler de var. Özellikle AK Parti Samsun milletvekillerimiz Fuat Köktaş ve Çiğdem Karaaslan'a teşekkür ediyorum.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Geçtiğimiz günlerde de özellikle bu isimlere teşekkür ettiğinizi duyduk. Şehirden gerekli desteği görüyor musunuz?

Mustafa EYÜPOĞLU: Ben destek konusunda bir sıkıntı yaşamayacağımızı düşünüyorum. Çünkü siyasetten gelen bir kişiyim. Marifet iltifata tabidir. Bu şehirde Fuat Köktaş gibi bir ismin varlığı, bence çok büyük bir şanstır. Köktaş kendi tırnaklarıyla bir yerlere gelmiş bir insan. Bizden ziyade bu ismin Samsun'a katkıları da çok büyük. Bunları anlatmamız lazım. Diğer taraftan Çiğdem Hanım da bize müthiş bir destek veriyor. Bu isimlere teşekkür ediyorum diye derneğimiz AK Parti'nin derneğiymiş gibi algılanmasın. Bizim içimizde farklı görüşlere sahip çok değerli arkadaşlarımız da var.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Görüyoruz ki derneklerde olması gerektiği gibi Doğayı Koruma Derneği de siyaset üstü bir yapı bu noktada üye profilinden bahseder misiniz?

Mustafa EYÜPOĞLU: 237 üyemiz var. Bir diğer yandan üye sayımız artıyor. Son günlerde yaptığımız açıklamaların ardından bizleri arayan kişiler de oldu. Ancak, yollarımızı ayıracağımız arkadaşlarımız da var. Derneğimizi sahilde bulunan yeni binasına taşıdık. Resmi bir açılış da planlıyoruz hatta Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel Eroğlu'nu da davet edeceğiz bu açılışa. Sizleri de bekliyoruz.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Dernekte çalışmalara katılım için aranan bir şart var mı?

Mustafa EYÜPOĞLU: Derneğimize üye olmak için aradığımız bir şart yok. Samimi olmak yeterli. Önemli olan biraraya gelip çalışmaları sürdürebilmek. Mesela ben çevre mühendisi değilim ama derneğimizdeki çevre mühendisi hocalarımızdan çok değerli bilgiler öğreniyorum. Önemli olan da bu.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Yerel yönetimlerden söz ettik. Bazen şehrimizde yerel yönetimlerin yaptıkları bazı projeler eleştirilebiliyor. Bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mustafa EYÜPOĞLU: Öncelikle Samsun'u tanımak gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar gitmedikleri, görmedikleri yerlerle alakalı yorumlar yapabiliyor. Biraz kulaktan dolma bilgilerle de hareket ediliyor. Mesela Kızılırmak Deltası'nda eksikler vardır ya da yoktur, orada altmış yetmiş tane ev yıkıldı ve bu eleştirildi. Yani evler varken bu kuşlar gelmiyor muydu ya da kuşlar bu evlere mi geliyor. İnsanlar mı yem veriyor o kuşlara. Bizler eleştirmeyi çok seviyoruz ve hep eksik tarafı görmekten yanayız. Doğrulukları güzellikleri de görelim yapılan çok fazla güzellikler de var. Görmeden ahkam kesmek çok kolay, ama gördükten sonra da mahcubiyet yaşanıyor. Hataları ilgili kişilere tabi ki söylemeliyiz ki o ilgili kişilerin de kendilerine göre danıştıkları mühendisleri oluyor. Sahil yolunu da örnek gösterebiliriz, bence o yol çok güzel oldu. Eksikleri var mıdır tabii olabilir. Yapılan her şeyde bir eksiklik vardır. Ama şimdi eleştirenler de o yolda geziyor akşamları gittiğinizde iğne atsanız yere düşmüyor. Miliç, yine aynı şekilde bence müthiş bir yer oldu. Bizler Antalya, Muğla, Marmaris gibi yerlerdeki güzellikleri görüyor onları merak ediyoruz. Ancak yakınlarımızda da çok güzel doğal ilçelerimiz mevcut. Bu ilçelerimize gidenler, o para tuzağı illere gitmek dahi istemezler.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Eleştirel bakmamak gerektiğini söylediniz, ancak bazen yapılan yanlışların dile getirilmesi için de insanlar eleştirebiliyor. Bu eleştirileri ilgili ve yetkili isimlere ulaştırmak gibi bir misyonunuz söz konusu mu dernek olarak?

Mustafa EYÜPOĞLU: Tabii, bu bizim esas amaçlarımızdan biri. Bizim ÇED raporlarını inceleyen bir komisyonumuz var. Bu komisyon incelemelerini yapıyor örneğin taş ocakları ile ilgili ÇED raporunda 'yapılan taş ocakları doğaya kazandırılmalıdır' diye bir ifade var ve bunun yapılmadığını gördük. Hemen fotoğrafladık. Bunu yapacak olan bürokratlar. Bakanlığın çıkardığı yönetmeliklere baktığımızda, bu yasaların halka yönelik olduğunu görüyoruz. Fakat yasalar çıkarılırken atlanan bazı noktalar var, mesela Karadeniz'in yapısıyla Akdeniz'in yapısı arasında çok büyük farklar var bu farklar göz önünde bulundurularak hareket edilmeli. Bizim müdürlerimiz, bakanın söylediklerini onaylar şekilde hareket ediyor bizler de çoğu zaman bu ülkede bürokratların sıkıntısını çekiyoruz. Bürokratlar her şeye 'olur efendim, tamam efendim' diyor 'hayır efendim siz bunu Ankara'ya göre uyarlıyorsunuz ama Samsun'da olmaz' da demeleri gerekiyor. Biz bu bürokratlardan çekiyoruz. Sıkıntıların ana kaynağı bürokratlar. Tabi çıkan yasaların uygulanıp uygulanmadığı da denetlenmeli.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Taş ocaklarından bahsederken; birebir tespitler yaptığınızı söylediğiniz bu çalışmalar devam edecek mi?

Mustafa EYÜPOĞLU: Evet, Alanlı Mahallesi'nden söz etmek istiyorum. O mahalle taş ocaklarının sıkıntısını yaşayan bir mahalle, bozulan yollar nedeniyle toz toprak oluyor mahalleli perişan halde. İstedikleri taşlar taşınsın ama bozulan yollar yapılsın. Biz de bu konulara dikkat çekmeyi sürdüreceğiz.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Bazen ortaya çıkan problemlerde vatandaşlar protesto yolunu seçebiliyor. Hatta zaman zaman gerçekleştirilen eylemlerde vatandaş polis ya da jandarma ile karşı karşıya gelebiliyor. Siz hakların bu şekilde aranmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mustafa EYÜPOĞLU: Mesela Terme Belediye Başkanı oradaki kitle ile birlikte bir mücadele verdi ve termik santralin açılmasını engellediler. Samimi olduktan sonra bu hükümet, milletin dediğini yapıyor. Millet adına ne varsa hükümet bunun yanında. Ama unutulmamalıdır ki doğa art niyetli kişiler tarafından da çok basit kullanılabilecek bir argüman insanlar doğayı kullanarak yönlendirmeler yapabiliyor. Bizler öncelikle kendi kapımızın önünü temizlemeliyiz. Doğru neyse orada buluşmalıyız. Biz çözümden yanayız. Kavga gürültüyle işimiz yok.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Doğa farklı amaçlarla da kullanılabilir diyebilir miyiz öyleyse?

Mustafa EYÜPOĞLU: Kesinlikle en basit kullanılan şey doğa diye düşünüyorum. İnsanlar doğa ile ilgili konulara samimi olarak inanıyor bu da, onları kolaylıkla yönlendirebiliyor. Bizlerin üzerine düşen görevlerimiz var örneğin baraj yapımına karşı çıkıyoruz ama elektrik israfı yapıyoruz. Biz bundan bir yıl önce Kardoğa Federasyonu'nun başkanlığını biz Samsun'a getirdik. Bu federasyon çok sayıda doğa derneğini kapsıyor. Ama bu federasyon değerlendirilmiyor. Buradaki yetkililere özellikle bu soruyu sormak istiyorum: bu federasyon neden değerlendirilmiyor?

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Sizce neden değerlendirilmiyor peki?

Mustafa EYÜPOĞLU: Çünkü kimse ayağına bulaşacak bir şey istemiyor. Biz kamu yararına bir derneğiz ama hangi belediyenin kent konseyinde bizden bir adam var? Buradan bu soruyu vali beye de yöneltmek istiyorum neden biz federasyon veya dernek olarak komisyonlarda yokuz? Neden çağrılmıyoruz? Bizim de anlatacaklarımız var bizler de kamuoyunu bilgilendirmek istiyoruz.
Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Önümüzdeki günlerde de çalışmalarınızı bu doğrultuda sürdüreceksiniz…

Mustafa EYÜPOĞLU: Birilerinin canı yanacak. Bunu çok açık bir şekilde söylüyorum. Tehdit olarak algılanmasın. Bizler vatandaşlarımızın taleplerine göre hareket ediyor ve sorunları bizzat gözlemliyoruz. Örneğin ayda üç dört sefer Kızılırmak Deltası'na gidiyoruz. Eksikleri gözlemliyor, yazıyoruz ve konu ile ilgili olan kişilere danışıyoruz. Ben, tıpkı bir basın sözcüsü gibi problemleri yetkili isimlere iletiyorum.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Birilerinin canı yanacak ifadesini biraz açabilir miyiz?

Mustafa EYÜPOĞLU: Biz konuları Ankara'ya taşıyacağız. Bazı sıkıntılı konular var bazı ÇED raporları da yine sıkıntılı bunu samimiyetle söylüyorum. Biz iyi niyetle gidip eksikliği dile getireceğiz, düzeltilmezse Ankara'ya kadar taşıyacağız.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Eksikler ya da sıkıntıları muhataplarıyla paylaşmaya başladınız mı?

Mustafa EYÜPOĞLU: Evet görüştüklerimiz var.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Nasıl geri bildirimler alıyorsunuz?

Mustafa EYÜPOĞLU: Konuşup anlattıktan sonra anlaşılmayacak hiçbir şey yok. Yeter ki samimi ol. Biz gidip insanların iyiliği için konuşuyoruz. Yapıcı eleştirilerde bulunuyoruz.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Sessiz kaldığınız konular da oluyor mu?

Mustafa EYÜPOĞLU: Evet bazı konularda sessiz kalmayı tercih ettiğimiz de oldu. Mesela Gezi Parkı olaylarında sesiz kaldık. O zaman ben başkan değildim ve sordum 'bu olayda neden derneği kullanamadık?' 'sıkıntı almak istemedik' dendi. Ama artık gerekirse sıkıntıyı alacağız. Zahmet olmadan rahmet olmaz.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Son yıllarda Arap turistlerin tatil için Karadeniz Bölgesi'ni tercih ettiklerini görüyoruz. Tabii bu durum doğa tahribatına da sebep olabilir bununla alakalı bir çalışmanız olacak mı?

Mustafa EYÜPOĞLU: Daha çok Doğu Karadeniz'i tercih eden Arap turistlerin bölgemize gelmeleriyle alakalı bir sıkıntımız yok. Yatırım amaçlı da gelebilirler ama yapılan yatırımların doğayı bozmadan mantık çerçevesinde yapılması taraftarıyız. Örneğin tarım arazilerinin imara açılması konusu, zaman zaman gündeme geliyor buna kesinlikle karşıyız.

Burcu DÜZGÜN ÇOBAN: Çok teşekkür ederiz.


RÖPORTAJ: BURCU DÜZGÜN ÇOBAN
FOTOĞRAF: ÇILGA GÜREL