AK Parti Grup Başkanvekili Turan, TBMM'de Anayasa Mahkemesi'nin kanun hükmünde kararnameler ile ilgili kararını değerlendirdi. Turan, Anayasa'nın 148. maddesinin açık olduğunu belirterek, bu maddeye göre Anayasa Mahkemesi'nin bu konuyu değerlendirme yetkisinin olmadığını, CHP'nin başvurusunu reddedeceğini söylediğini hatırlattı. Turan, 'Anayasa'da kanun hükmünde kararnamelerin dava konusu olamayacağı net olmasına rağmen, 148. maddeye rağmen başvurmuş olması bir problemdir. Bu problemi Anayasa Mahkemesi, Anayasa'ya uygun olarak reddetmiştir' ifadelerini kullandı.
Turan, CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvurmasının ve 'Meclis'te kanun hükmünde kararnameleri görüşelim' demesinin samimiyetten uzak olduğunu vurguladı. CHP'nin yöneticilerinin kararı skandal olarak değerlendirdiklerini hatırlatan Turan, şunları söyledi:
'Aslında bu talebin, yaklaşımın bile Anayasa Mahkemesi kararının kendi beklentileri doğrultusunda olmadığı zaman nasıl yaklaştıklarının, hukuka ne kadar uzak olduklarının göstergesi. 367 ile ilgili başvuruda o zamanın CHP'li yöneticileri, 'Eğer Anayasa Mahkemesi beklediğimiz bir karar vermezse, sokaklar sıkıntı olur' şeklinde garipsediğimiz açıklamalarda bulunmuşlardı. Gösteriyor ki, eğer Anayasa Mahkemesi bu talebi kabul etseydi, CHP'nin mantığıyla baktığımızda o zaman bizim 'skandal' dememiz lazımdı. Mahkeme kararı skandal olur mu? Mahkeme CHP'nin başvurusunu görüşmüş ve reddetmiştir. Anayasa'ya uygun davranmıştır kanaatindeyiz. KHK'lar Olağanüstü Hal döneminde FETÖ'yle mücadelemizde en önemli argüman. Buna zarar veren yaklaşımlar, öncelikle FETÖ'ye destek anlamına geleceğini ifade etmek isterim. Aslında CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne gitme süreci bile 'KHK'ları Meclis'te görüşün' talebine rağmen başvurması, bir samimiyetsizlik göstergesi.'
MHP lideri Bahçeli'nin açıklamasının ardından Başbakan Yıldırım'ın yaptığı açıklamalara ilişkin soru üzerine Turan, Anayasa değişikliğinin gündemde olan bir konu olduğuna dikkat çekerek, 'Fiili bir durum var. Çok uyumlu, Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımız arasındaki uyumdan kaynaklı Türkiye'de bir başkanlık modeli olduğunu hissettiriyor. O yüzden bugün Sayın MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin fiili durumun resmi duruma gelme teklifini zaten daha önce bizim de yaptığımızı, şu andaki fiili durumun resmileştirilmesinin herkesin yetkilerini ve sorumluluklarını revize edeceğini ve Türkiye'nin geleceği adına daha makul olacağını ifade ediyoruz' ifadelerini kullandı.
Turan şöyle devam etti:
'Siz yüzde 51 ile seçileceksiniz, yüzde 20-30 ile seçilen hükümetle beraber uzlaşırken, konuşurken tavrınızın farklı olmasını bekleyeceksiniz. O yüzden halk demokratik kazanım içerisinde. Artık bu ülkede Cumhurbaşkanlığı seçimleri halk tarafından yapılıyor, konu kapanmıştır. Bu saatten sonra Cumhurbaşkanı'nı Meclis'in seçmesi ihtimali yok.'
'Model ne olacak?' sorusuna ise Turan şöyle cevap verdi:
'Şu anki sistem kriz üretmeye yatkın bir sistem. Şu anki sistem farklı kültürlerden gelen insanların kavga etmesini öneren bir sistem. O yüzden bu sistemin değişmesi ilk iddiamız. Hangi sistem olacağı tartışılıp, karara bağlayacağımız, diğer partilerle görüşeceğimiz bir mesele. Biz başkanlık sistemini öneren partiyiz. Başkanlık sisteminin bu ülkenin istikrarı adına önemli olduğunu düşünüyoruz.'
MHP ile AK Parti arasında gizli bir gündem olup olmadığına ilişkin soruya Turan, 'O zaman CHP ile HDP'nin başka bir gündemi mi var' sorusunu sormak lazım. Kapalı kapılar ardında pazarlık var eskimiş söylemlerin şık olmadığını düşünüyordum. Biz açık, şeffaf olmayı hep önemsemiş bir partiyiz. Biz MHP'nin talebini değerlendirilebiriz diye açıyoruz. Biz açık bir şekilde tüm partilerle görüşüp, yeni dönemin nihayete ermesini isteyeceğiz' karşılığını verdi.