CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, dün gece Mudanya Ketendere'de çıkan yangını Meclis'e taşıdı. Kayışoğlu, yağmur ertesinde yaklaşık 300 dönüm arazinin yanmasının şüphe uyandırdığına dikkat çekti. Söz konusu bölgeye Ro-Ro iskelesi yapılmak istendiğine dikkat çeken CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, 'Sivil toplum örgütleri, çevreciler, Büyükşehir Belediye Meclisi'nde yer alan muhalefet partilerine mensup meclis üyelerinin karşı çıktığı bir projenin yapılacağı alanda yangın çıkması doğal olarak şüphe uyandırıyor. Hepimiz biliyoruz ki İstanbul'un trafiğini hafifletmek için Mudanya, dolayısıyla Bursa bir arka bahçe gibi muamele görüyor. Ketendere gibi tarihi niteliği olan bir bölgenin hedef seçilmesi ve yargıya taşınan bir kararın hemen ardından yağmur ertesinde hem de gece meydana gelmiş olması iyi irdelenmesi gereken bir durum arz etmektedir' ifadelerini kullandı.
'İstanbul'u kamyon ve TIR trafiğinden kurtarmayı amaçlayan proje için önce Gemlik'in gündeme geldiğini, artan tepkiler sonrasında soğumaya bırakılan projenin yeniden ama bu kez Bursa'nın bir başka ilçesi üzerinden devreye sokulmasını doğru bulmuyoruz' diyen Kayışoğlu şunları kaydetti:
'Bursa'nın sahibi ne İstanbul'un karar vericileridir ne de Bursa'da onların destekleyicileridir. Bursa, Bursa'da yaşayanlarla bu topraklara hayatını adayan insanlarındır. Onların fikirleri alınmadan doğanın, tarihin rant uğruna birilerine peşkeş çekilmesine gönlümüz razı olmaz. Bu tip kararlar gayrimeşrudur. Bu nedenle Kentedere'de bir gece vakti yangın ihtimalinin olmadığı bir havada çıkan yangını manidar buluyoruz. Eğer yangının nedeni soru işaretleri arkasında bırakmadan kamuoyunu tatmin edecek şekilde ortaya çıkarılmazsa, oraya Ro-Ro iskelesi yapmak isteyen zan altında kalacaktır. Böyle bir durumun oluşmaması için bu yangının nedeni 'amasız' bir şekilde ortaya çıkarılmalıdır.'
CHP Bursa Milletvekili Av. Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması istemiyle verdiği yazılı soru önergesinde ise şu ifadelere yer verdi:
'Yaz mevsiminin bittiği, sonbaharın başladığı bir süreçte yargıya taşınan bir bölgede 300 dönüme yakın bir arazinin gece vakti yanması şüphe oluşturmuyor mu?, Yağmurlu bir günün ertesinde 300 dönüme yakın bir arazinin yok olmasından sonra yangının söndürülebilmiş olmasında bir ihmal söz konusu mudur?, Yangında kaybedilen 300 dönüm arazinin Ro-Ro iskelesi yapılacak alanda meydana gelmiş olması bir sabotajın sonucu mudur?'