İstanbul 2 Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma, dosyada bin 280 şikayetçinin bulunması nedeniyle adliyenin en büyük salonunda görüldü.

Sanıklar Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya duruşmaya avukatlarıyla birlikte katıldı. Duruşmada 21 şikayetçi ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ailesinin avukatı Hatice Özay'ın da bulunduğu avukatlar da hazır bulundu.

O ZAMAN NİYE BENİM YANIMDA OLMADINIZ?

Çetinkaya, 50 yıllık gazeteci olduğunu belirttiği savunmasını şikayetçilerin yüzlerine bakarak yaptı. Çetinkaya, 'Biz yazarız. Kendi köşemizde yazdıklarımızdan sorumluyuz. 50 yıllık gazeteciyim. Bu 50 yıllık süreçte demokrasiyi, özgürlükleri, din ve vicdan özgürlüklerini savundum. 28 Şubat sürecinde, korkularından okullarının anahtarlarını Çevik Bir paşaya teslim edenlerin gerçek kimliklerini ben biliyorum. 40 yıl onlarla mücadele ettim. 250 davada yargılandım. Bugün Türkiye terörle iç içe yaşıyor. Her gün onlarca asker polis şehit düşüyor. İki ateş arasında kalan Kürt yurttaşlarımız eşyalarını alıp kaçıyor. Terör nereden gelirse gelsin insanlık suçudur. Bu adliyede savcı Mehmet Selim Kiraz DHKP-C terör örgütü tarafından öldürüldü. Yarın çıkacak yazımda yine terörü yazdım. 12 Mart, 12 Eylülleri işkencelerle geçirdim. O zaman niye benim yanımda olmadınız? Düşmanınız mıyım ben sizin?' dedi.

DURUŞMADA GERGİNLİK

Çetinkaya'nın bu sözleri üzerine salonda bulunan şikayetçiler ve avukatları tepki gösterdi. Şikayetçiler, Çetinkaya'nın savunmasını kendilerine doğru değil, hakime doğru yapmasını istedi. Hakim, şikayetçileri susturarak, duruşmayı kendisinin yönettiğini belirterek, 'Sanığın sözünü kesmeye çalışmayın. Bunu neden yaptığını anlamaya çalışıyoruz' dedi.

"VİCDANIM RAHAT"

İfadesine devam eden Çetinkaya, 'O çizimi neden koydum? Odamda, televizyondan Fransa'nın bir kanalını izliyordum. Bir polisin saldırgan tarafından vurulurken, ellerini açmış 'Beni öldürme' diye yalvarırken gördüm. Ben vicdan sahibi bir insanım. O çizimi koyma nedenim, vicdanım. Bugün terörle yaşıyoruz. Şuradan çıkınca başımıza ne geleceğini bilmiyoruz. 1966 yılında Cumhuriyet Gazetesi'nde başladım. FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) yapılanmasının nerende başlayıp nerelere geldiğini anlatan kitaplar yazdım' diye konuştu.

'O KARİKATÜRDEKİ KİŞİ PEYGAMBER EFENDİMİZ DEĞİLDİ'

Çetinkaya, 'Teröre her yazımda değinmeye çalışıyorum. Ama ülkemizde her gün terör var. Terör adres sormaz, Fransa gibi aydınlanmanın, sanatın, hoşgörünün, demokrasinin, inanç özgürlüğünün olduğu yerde de terör var. Onun için biz halk olarak terörle mücadele etmeliyiz. Gazetemiz, daha önce bombalandı. Bombalayan şahıs daha sonra Danıştay saldırısını üstlendi. Şu an gazetemiz abluka altında, polis koruması altında yaşıyoruz. Öğretmenlerim bana İslam dinin barış ve hoşgörü dini olduğunu öğretti. Ben bu suçu işlemedim. O karikatürdeki kişi peygamber efendimiz değildi. O IŞİD terörünü lanetleyen bir Müslümandı' dedi.

'BEN İNANÇLI BİR İNSAN DEĞİLİM'

Çetinkaya'nın ardından sanık Ceyda Karan'ın ifadesine geçildi.

Karan, 'Ben yazımı yazdım. Ben Müslümanları her şeyden tahrik olan şahıslar olarak algılamak istemiyorum. Her insan gibi teröre karşı çıkmışımdır. Bizler şeriatla değil laiklikle yönetilen bir ülkede yaşıyoruz. Daha önce İran gibi farklı ülkelerde peygamberin suretleri yayınlanmıştır. Yani bu ilk değildir. Ben inançlı bir insan değilim. O inancın kuralları da, o inanca inanan insanları kapsıyor ' diye konuştu.

'GAZETE BİNASINI YAKIP YIKMAK İSTEDİM'

IŞİD'in yaptığı bir eylemden dolayı HZ. Muhammed'in karikatürünün yapılamayacağını söyleyen şikayetçi Ali Mazharkul, 'Ben 28 Şubat'ta müebbetle yargılandım. Dün beraat kararını Yargıtay ilamıyla birlikte aldım. O gün o gazeteye baktığımda, gazeteyi yakıp yıkmak geldi içimden. Hukuka kaydım var diye yapmadım. Şimdi bu yazı beni tahrik etti mi etmedi mi?' dedi

'GAZETENİN ADI KALDIRILSIN'

Duruşmada daha sonra avukatlar söz alarak, sanıklar Karan ve Çetinkaya'ya sorular sordu. Zaman zaman gerginliklerin yaşandığı salonda, bir avukat 'Bunların Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar casusluk suçundan tutuklanmıştır. Ayrıca, 'cumhuriyet' kelimesi bizim yönetim şeklimizdir ve özel bir isimdir. Bu gazetenin adının ilgili yerlere yazı yazarak kaldırılmasını istiyoruz' dedi.

4,5 YILA KADAR HAPİSLERİ İSTENİYOR

İddianamede Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya'nın "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme'' suçlarından ayrı ayrı 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniliyor.