Türkiye'nin

tarımsal ürün ihracında,
lokomotif
konumunda olan ve Karadeniz Bölgesi'nde
8 milyon insanın
geçimini doğrudan etkileyen
fındık fiyatındaki
düşüş nedenleri,
her bakımdan irdelenmeye
değer bir süreçtir...
Bir üründe,
rekolte-fiyat
ilişkisi
içinde
rekolte az ise
fiyat yukarı çıkar,
yüksek rekoltede ise
düşer...
Ekonominin temel kuralı,
fındıkta işlemiyor. Rekolte az,
fiyat düşük...
Fındık fiyatı;
devlet
destekleme alımlarının
kaldırılmasının
ardından
serbest piyasa
koşullarında belirlendiğine göre,
bu çelişkinin
içinde bir "bit yeniği"
aramak gerekmez mi?..
Ziraat odaları
cephesi,
sezon başında
kilosu 15
liraya yükselen
fındığın "tekelci yapı"nın
kontrolüne geçmesi
nedeniyle
9.5 liraya kadar
düşürüldüğü
iddiasında...
İhracatçılar cephesinde,
"malcı" ve "açıkçı" diye
tabir edilen iki kesim var.
Malcı, fiyatın yükselmesini
"Alivreci" yani açığa satan da
aksini düşünür...
İşin özünde,
biri üreticiyle birlikte kazanır,
diğeri ise nalıncı keseri gibi
sadece kendine
yontar...
İstanbul'da yapılan
Türkiye Spor Yazarları
Derneği'nin Olağanüstü Genel Kurulu'ndan
dönerken, uçakta TİM toplantısına katılan
Ordulu bir fındık ihracatçısıyla
görüştüm ve
nabız yokladım...
Bildiğim cevabı aldım. Anladım ki
o da açıkçıydı. Ne var ki,
ilginç bir bahanesi vardı:
"Sezon başında fındığın 15 liraya
kadar yükselmesi
bir beklentiydi. Ancak, beklentilerin
gerçekleşmeyeceği anlaşılınca
panik yaşayanlar,
elindeki fındığı çıkardı ve fiyat da böylece düştü."
Panik algısını üreten
merkezi, zaten biliyordum...
Avrupalıya
"acele etmeyin"
deyip, onların
ihtiyaçlarını
zararına bir bedelle peyderpey
karşıladığınızda,
kredi maliyetleri
ve dövizdeki
artış
karşısında
dayanamayan
ihracatçının,
panik yaparak,
az zararla fındığı elinden
çıkarması,
kaçınılmaz olacaktır...
Açıkçılara da
asla sözüm yok!..
Onlar açısından
oyun kuralına
göre oynanıyor...
Mesele; "Milli ürün" olan
fındığı,
serbest piyasa
canavarının
dişlerine teslim etmemektir...
Nitekim, hükümet
geçmişte TMO'yu devreye alarak,
üretici ve ürünün değeriyle ihraç edilmesinden
yana olan ihracatçıyı
bu yöntemle korumuş,
fındık fiyatı 1 lira 80 kuruşlardan
4 liraya kadar yükselmişti...
Bu sayede,
üretici, ihracatçı ve sonuçta
devlet de kazanmıştı...
Hükümet, benzer bir uygulamayı
Fiskobirlik üzerinden de
yapabilir ama
birliğin geçmişteki
yönetim karnesinin
zayıf oluşunun endişesi var...
Özerk bir kurum olan
Fiskobirlik'e
kredi verme riskini
üstlenecek banka
neyi ipotek alacak?..
Bu tür sıkıntılar
aşılamadığı için
"panik havası"
açıkçıların
akciğerlerine bayram
yaptırıyor...
İddia ediyorum;
fiyattaki spekülatif
hareketlerin
sona erdirilmesi,
hükümetin
bir sözüne bakıyor. Hükümet
açıklamalarında,
"Fiskobirlik"in
adı zikredilse
bile "yeter" diyorum...