Öğretmenler
Günü nedeniyle
bugün
herkes
güzel şeyler
söyleyecek!..
Siyasiler,
eğitimle ilgili sendika, dernek ve
vakıf yöneticileri,
öğretmenleri
yere göğe sığdıramayan
söylemlerde bulunacak...
Elbette
onlar için
ne söylesek,
haklarını
ödemek mümkün değil!..
Geçenlerde,
her iki evladı da
kendisi gibi
öğretmen olan
rahmetli Hüseyin Çelik
ağabeyimizin cenazesindeydim...
Samsun Büyükşehir
Belediyesi Mezarlıklar
Müdürlüğü'nde görevli
imam Hasan Demir,
rahmetli Hüseyin
Çelik'i yakından
tanıyan biriydi...
Hasan Demir, tezkiye sırasında
üç insana
saygı ve sevgide
kusur edilmemesi
gerektiğini anlattı...
Birincisi, asker ve polislerdi. "Onlar vatanı-
milleti korumasa,
hür olamayız. Hür olmayan bir insan
ibadet yapamaz" dedi...
İkincisi doktorlardı. İmam Hasan Demir,
sağlık olmayınca da
ibadetin yapılamayacağını söyledi...
Üçüncüsü ise öğretmenlerdi. Öğretmenler
olmasa bilmeyen insanların da
ibadet yapamayacağına işaret etti...
Hasan Demir,
ne güzel de
örnek vermişti...
Aslında, örnekleri
çoğaltmak mümkündü...
Patronun işçisine
işçinin patronuna,
memurun müdürüne müdürün
memuruna, doktorun hastasına
hastanın doktoruna,
bakkalın müşterisine
müşterinin
bakkala,
şoförün yolcusuna
yolcunun şoföre,
öğretmenin
veliye velinin de
öğretmene
sevgi ve saygı
çerçevesi içinde davranmasıyla
toplumda,
tatsızlıklar ve haksızlıklar
en asgari düzeye inebilirdi...
Belirli gün ve hafta kutlamalarını
unutmayalım elbette...
Ancak, söylendiği günden
sonra unutulan
övgü dolu ifadeler yerine
gerçekçi
ve samimi söylemlerle
toplumda sevgi ve saygıyı
yükseltecek
davranışları
çoğaltmak gerekir...
İnsanı; mesleği, varlığı,
giyimi ve kuşamı
gibi değerlerle değil,
yaradılmışların
en mükemmeli ve üstünü
olarak sevdiğimizde,
her şey daha güzel olacak!..
Ve sevmekle
başlayacak her şey!..