Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu olarak 15 Temmuz darbe kalkışması sırasında Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı olan Kurmay Albay Murat Koçak, Harekat ve Asayiş Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Murat Yılmaz, tanıklar Erzurum İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Mustafa Çelik ile Olcay Özer katıldı.
Kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından savunmasını veren Mustafa Koçak, kalkışmanın başladığı sıralarda kendisinin evde olduğunu, nöbetçi amir Mustafa Yıldız'ın kendisini bilgilendirmesi üzerine Jandarma Bölge Komutanlığına geldiğini söyledi.
Yılmaz'dan Sıkıyönetim direktifiyle ilgili mesaj geldiğini öğrenmesi üzerine yaklaşık 30 kişilik personele karargahta mevzi alarak güvenlik alması emrini verdiğini ifade eden Koçak, kimseye harekat emri vermediğini savundu.
Koçak şunları söyledi: 'Karargaha geldiğimde ilgili emri gördüm. Mesaj Genelkurmay ve Jandarma Genel Komutanlığından geliyordu. Mesajda Yurtta Sulh Konseyi ibaresi yer alıyordu. Sıkıyönetim ilan edildiğini o mesajda gördüm. 9'uncu Kolordu Komutanını sürekli arayarak kendisiyle görüştüm. Gelen mesajı Dumlu'daki Jandarma Özel Harekat Tabur Komutanlığınca uygulanmasını emretmedim. Sadece emniyet alınması için emir verdim ve bunun dışında idari bir işlemim olmadı'
İsmimi yazandan şikayetçiyim
Sıkıyönetim Komutanı olarak isminin geçmesinin sorulması üzerine Koçak, 'Bilgim, görüşmem olmadı. Öyle bir şey olmadı. İsmimi kim yazmış bilmiyorum yazandan da şikayetçiyim. Bu emirde benim adımın yazılı olması 'acaba bir şey yapacak mı' algısı oluşturdu. Mevzi aldırdım ama kimseyi dışarıya çıkartmadım. Böyle bir şeyden bilgim olsa sıkıyönetim komutanı olsam benim planlarım olması gerekirdi ve buna bağlı talimat ve işlemler yapmam gerekirdi. Ben bunu yapacak olsam Kolordu Komutanının defalarca aramazdım' dedi.
Televizyon izledim
Harekatla ilgili emrinin olmadığını yineleyen Koçak, 'Fetö örgütü ile hiçbir bağım yok. İddiaları kabul etmiyorum. Anlattığım süreçten 3.30'a kadar olan sürece kadar televizyon izledim' diye konuştu.
Harekat ve Asayiş Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Murat Yılmaz ise, olay gecesi nöbetçi amir olduğunu, Şenkaya ilçesindeki PKK operasyonlarıyla ilgili çalışma yaptığını belirtti.
10 dakikada 4-5 kere 'Harekat Yıldırım' emri geldi
'Harekat Yıldırım' mesajı gelince komutanı Murat Koçak'ı aradığını söyleyen Yılmaz, 'Komutanımızı aradım durumla ilgili bilgi verdim. Kendisini evinden araçla aldırmasını emretti. Karargaha geldiğinde mesajı kendisine ilettim. Daha sonra komutanımız odasına geçti. Ben gelen diğer mesajları da kendisine aktardım. O da benden bu mesajları incelememi istedi. Ben de mesajların birden fazla geldiğini görünce mükerrer olduğunu düşündüm. Çünkü 10 dakika 4-5 kere mesaj geldi. Ben mesajları kendimce dikkate almadım. İçeriğinde Valinin görevden alınması, TBMM'nin görevden alınması, siyasi partilerin kaldırılması bana doğru gelmedi. Zaten komutanımız da güvenlik tedbirleriyle ilgili görev almamızı emretti' ifadelerini kullandı.
Değiştirilen nöbetlerle ilgili olarak tatile çıkmasını gerekçe gösteren Yılmaz şunları belirtti: 'Komutanımız Ali Lapanta'nın yanına 15 Temmuz'dan itibaren izin almak için gittim. Kendisi de bana bir başka komutanımızın izinden dönmesinin ardından tatile çıkmamın uygun olacağını söyledi. Bende 23 Temmuz'dan itibaren izin alacaktım ama 22 Temmuz nöbetimi yola yorgun çıkmamak için 15 Temmuz ile değiştirdim. Bunun dışındaki 17 Temmuzdaki nöbetimi 10 Temmuzla 25 Temmuz'daki nöbetimi de 3 Temmuz ile değiştirdim. Eğer istediğim tarihte izin alabilseydim o gece orada olmayacaktım'
Telefonunda Bylock programının kullanıldığının sorulması üzerine Yılmaz, 'Ben öyle bir programı kullanmadım. İncelemenin yeninden yapılmasını istiyorum' dedi.
İl Jandarma Komutanı tanık olarak dinlendi
Olay gecesi Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın programlarına eşlik ettiğini söyleyen İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Mustafa Çelik, yaşanan süreci anlattı: '22.00 sıralarında eve geldim. Nöbetçi amir bir mesaj geldiğini söyledi. Teyit edilmesini istedim. 15 dakika sonra mesajın Genelkurmay'dan geldiği yönünde teyit edildiğini öğrendim. Mesajın eve getirilmesini istedim. Valimiz Seyfettin Azizoğlu beni arayarak Polisevi'nde buluşalım dedi. Bunun üzerine mesajın Polisevi'ne getirilmesini istedim. Orada valimizle birlikte gelen mesaja baktık. Mesajın uyumsuz olduğunu anladım. Mesajda Yurtta Sulh Konseyi ibaresi yer alıyordu. Mesajdaki atama listesinde sıkıyönetim komutanı olarak Murat Koçak'ın ismini gördüm. Bunun FETÖ tarafından yapılan bir kalkışma olduğu kararına vardık. Validen izin alarak İl Jandarma Komutanlığına geçtim. Orada bana mesajların tekrar tekrar geldiğinin söylenmesi üzerine mesaj sisteminin kapatılmasını emrettim. Ayrıca harekat merkezine gelen telefonlara cevap verilmemesi hususunu ilettim. Bu sırada izinde olan Jandarma Bölge Komutanımız Ali Lapanta beni arayarak bana bağlı birliklerde bir sorun olup olmadığını sordu. Kendisine birliğimde herhangi bir sorun olmadığını söyledim. Daha sonra bana Jandarma Bölge Komutanlığını sorması üzerine bir bilgimin olmadığını ilettim. Kendisi de bana oraya gidip bakmamı emretti'
Personelin silahlı ve teçhizatlı mevzi aldığını gördüm
'Jandarma Bölge Komutanlığına sivil olarak gittim. Nizamiyeden girerken personelin silahlı ve teçhizatlı olarak mevzilendiğine şahit oldum. 60' a yakın personel ve 3 servis aracı vardı. İçeriye girdiğimde Mustafa Koçak merdivenlerden inerek yanıma geldi. Kendisine MEBS komutanının nerede olduğunu sorunca bana sert bir üslupla 'Ne yapacaksınız komutanım' dedi. Kendisine Genelkurmaydan abuk subuk mesajlar geldiğini söyledim ve mesaj sisteminin kapatılmasını istedim. Bana 'burayı kapatamayız' diyerek sert tutumla cevap verdi. Ortam gerildiği için bu konuları odasında çay içerken konuşalım teklifini kabul ettim. Murat Koçak'ın odasına gittiğimizde oda kilitliydi ve daha sonra açıldı. İçeride Murat Yılmaz vardı. O esnada haberlerde bazı komutanların derdest edildiğini duyunca odaya girmekten vazgeçtim'
Emre uyulmamasını söyledim
'Karargahtan bahçeye inen merdivenlerdeyken buna uyulmamasını söyleyince Murat Koçak bana aynı mesajın Jandarma Genel Komutanlığından da geldiğini söyledi. Bahçeye çıktıktan sonra dağınık halde bulunan rütbeli personele bu emre uyulmamasını, bunun bir kalkışma olduğunu, başlarına iş açacağını telin ettim. Bahçedekileri uyarmaya devam ettim ve araçlardan birisine binen bazı askerler araçtan inmelerini ve araçların anahtarlarının toplatılmasını emrettim. Bu esnada Murat Koçak yine emrin uygulanması gerektiğini bana söyledi. Ben de bu emre uyarsa vatan haini olacağını söyledim'
'Biz zaten Valiyi görevden aldık'
'Jandarma Bölge Komutanlığı bahçesindeki personeli ikna ettiğimi emin olduktan sonra İl Jandarma Komutanlığına geçtik. Buradan üzerimize silah alarak tekrar Bölge Komutanlığına döndük. Murat Koçak'a Vali Bey'in toplantı yapacağını, kendisini de çağırdığını ilettim. Toplantıya katılmayacağını söyledikten sonra 'Biz zaten valiyi görevden aldık' dedi. Bunun üzerine kendisine 'ne zaman' ve 'kim' tarafından valinin görevden alındığının sormam üzerine 'Siz emirlerimi okumadınız mı?' dedi. Bu süreç içerisinde Binbaşı Mehmet Karaman da Koçak'ın yanındaydı. Koçak yanındaki Mehmet Karaman ile personele 'Bu emri isteyen uygular istemeyen uygulamaz. Uygulamayanlar sonucuna katlanır' diyerek karargaha çıktı. Ben de gelişmeleri Valiye ilettim'
'Askeri savcılığa bildirdim'
Kalkışmaya destek veren veya engellemeye çalışmayan 4 personelle ilgili askeri savcılığa bilgi ileterek haklarında gözaltı kararı verilmesini istedim. Daha sonra bir hakim üsteğmen beni arayarak ilgili işlemlerle ilgili olarak, 'Derhal geleceksin. Sen kanun kitap bilmiyor musun? Sana gelmeni emrediyorum' dedi. Durumu Jandarma Bölge Komutanımıza sürekli olarak telefonda ilettim'
'20.15'de İstihbari olarak bunu biliyordum'
Sanık avukatının 'Bunun bir kalkışma olduğunu nasıl anladınız? Ya da FETÖ ile ilgili olduğuna nasıl karar kıldınız' sorusuna Mustafa Çelik, '20.15'de Ankara'daki istihbari kaynaklarımdan şahsen öğrendim' dedi.
Duruşma sanıklarının tutukluluk hallerini devam etmesi kararıyla 23 Aralık tarihine ertelendi.

Erzurum’da ilk FETÖ davası görüldü