Suudi Arabistan'dan Prens Turki Bin Talal Bin Abdulaziz Al Suud, Cumhurbaşkanlığı himayesinde Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen 'Küresel Gelecek: İnsan Odaklı, Akıllı Ekonomi' temalı 7'nci Boğaziçi Zirvesi'ne katıldı. Zirvede konuşma yapan Prens Al Suud, Türkiye ve Suudi Arabistan halklarının güzel tarihi anılarının olduğunu belirterek, 'Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşı'na girdiği sıralarda Sultan Abdülaziz, henüz yeni kurulan ülkesinin savaşa girmesini istemedi. Fakat Osmanlı Devleti'nin ve inancı doğrultusunda limanlarını ve yollarını kullanmasına izin verdi. Osmanlı elçilerine Suudi Arabistan topraklarından Yemen'e geçme izni verildi. Aynı zamanda Arap devrimi 1916'da başladığı zaman o zaman kesin bir şekilde hilafet devletine karşı çıkmayı reddetti' dedi.

'Harameyn'in korunması iki devlet arasındaki özel ilişkiyi göstermektedir'
Osmanlı Devleti'nin 400 yıl boyunca İslamiyet'in bayrağını taşıdığını ifade eden Al Suud, 'Osmanlı'nın iyiliklerle yad edilecek başlıca özelliklerinden biri de Harameyn-i Şerif'in korunmasını sağlamalarıdır. Hac görevinin rahatça yerine getirilmesini de sağladılar. Bu onur sonrasında Suudi Arabistan Krallığı'na geçti. Bugüne kadar da devam ediyor. Şanlı bayrak, bir onurlu elden diğer bir onurlu ele geçti. Bu onurlu geçiş, özellikle de Harameyn'in korunmasına ilişkin olarak, iki devlet arasındaki ilişkileri özel bir şekilde ortaya sermektedir. Bu husus, özellikle de iki devletin idarecilerinde açıkça görülmektedir. Türkiye, Necid Sultanlığı ve Hicaz'ı tanıdıktan sonra her iki ülkenin liderleri iki taraf arasında ilk anlaşmayı 1929'da imzaladılar. Bu anlaşmanın en önemli maddesi; barış ve istikrarın sağlanmasıydı' ifadelerini kullandı.

'İlişkilerimiz aracısız olmalı, araya kimse girmemeli'
2 ülkenin birbirine yakın olduğunu ve Filistin gibi konularda ortak bakış açısının olduğunu kaydeden Al Suud, 'Bölgede güvenlik ve refahın sağlanmasında Türkiye ve Suudi Arabistan birer eksen oluşturuyor. İki ülke arasındaki uyumun daha da yükselmesi gerekmektedir. İki ülke liderleri arasındaki ilişkiler aracısız olmalı, tıpkı eskiden olduğu gibi. Herhangi bir tarafın araya girmesine izin verilmemeli. Biliyorsunuz ki yıkıcıların sayısı çoktur. Ümmetin ihtiyacı olduğu büyük gücün seferber edilmesi ki her iki ülke de buna sahiptir. İslam ümmeti ve Arap meselelerine ilişkin bunun seferber edilmesi canlı bir özellik taşıyor. Her taraftan düzenlenen desiselerle ancak bu şekilde mücadele edebiliriz' şeklinde konuştu.
Al Suud, 'İki ülke arasındaki stratejik koordinasyonun gerçek ekonomik çıkarların bağlantısının sağlanması gerekiyor. Bunun iki ülkenin refahına yansıması gerekiyor. Bizim de Türk kardeşlerimizin de tek amacı Suriyeli kardeşlerimize yardım sunmaktır. Türk kardeşlerimizden geçen 4 yıl içinde gerçekten kardeşlik, samimiyet ve yardım elinin uzatılması gibi yüce değerleri gördük' diye konuştu.
Konuşmanın ardından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Orta Ddoğu'dan sorumlu Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü, Al Suud'a günün anısına bir plaket verdi.