Mersin'de düzenlenen meslek içi eğitim seminerine katılan Türkiye Barolar Birliği (TTB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar tarafından protesto edildi. Grup 'Tayyip seninle gurur duyuyor' sloganını atması ile birlikte birkaç avukat da 'Kahrolsun PKK' sloganı attı.

Bu durum karşısında diğer konuşmacıların yanına geçen Feyzioğlu, grup arasında bulunan Çağdaş Hukukçular Derneği Şube Başkanı Mehmet Altuntaş'ı kürsüye davet etti.

KÜRSÜYE GERİ DÖNDÜ

Ardından kürsüye geri dönen Feyzioğlu, şöyle devam etti:

"Kuşkusuz ben eleştirilmeliyim. Çünkü bir yöneticiyim. Sorun şu ki, benim düşünce özgürlüğüne gösterdiğim önemi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak benim düşünce özgürlüğüme gösterilmesini talep ediyorum. Bir bildiri gördüğümde arkasında hangi uluslararası hukuk taleplerinin bulunduğunu görebiliyorum. Akademisyenlerin imza attığı bildiride gözlemci diye tabir edilen heyetler uluslararası Kızılhaç'ı işaret ediyor. Kızılhaç'ın ülkeye gelmesinin şartı ise savaşan taraflar statüsünün kabulüne bağlıdır. Ülkeye gelecek Kızılhaç'ın da Türkiye'ye barış gücü gönderilmesini tavsiye edebileceğini bilecek kadar uluslararası hukuk içerisinde yetişmiş bir meslektaşınızım. Bilgiye dayanan çıkışımın, düşünce hürriyetini yok sayarak sosyal linçe dönüşmesine karşı çıkıyorum."

Feyzioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Terör örgütüne, 'Neden 3 yıl boyunca hendek kazdın, keskin nişancı eğitimleri verdin, asfaltların altına bombaları hangi barışçıl amaçla döşedin' diye sorgulamadan, varsa yoksa 'Devlet suçludur' dendiğinde, kusura bakmayın ben de şunu söylüyorum; bu devlet yıkılırsa, hepimiz ve demokrasimiz devletin altında kalırız. Bu devletin yıkılmaması için adaleti mülkün temeli haline getirmek lazım. PKK'ya terör örgütü dedim, bu kanlı savaşın bir numaralı sorumlusu ilan ettim diye ben baskıcı faşist, anti demokrat mı oluyorum? Eğer bu gidişe bir son verilmez ise, Türkiye'de herkes birbirinin etnik kökenini, mezhebini sorar hale getirilirse, ne hale geleceğimize Suriye'ye, Yugoslavya'ya bakarak anlayabiliriz. Türkiye, doğmamış evlatları, kaptanı, yolcusuyla uçurumun kenarında yuvarlanıyor. Vakit geç değildir. Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olanlara 'gelin yapmayın' diyelim ama doğruları yanlışlardan ayıralım."