AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Samsun Milletvekili Çiğdem Kaaraslan, katıldığı TV programında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Anayasa değişikliğinin bir zorunluluk, acil bir gereksinim olduğunu belirten Karaaslan, "1982 darbe Anayasasıyla ülkemiz 34 yıldır yönetiliyor, tartışılıyor. Bu zamana kadar bütün siyasi partilerin vaatlerinde bu var. Siyasi partiler darbe Anayasası'ndan ülkeyi kurtaracağız demişler ama ne yazık ki, iktidara geldiklerinde, gücü ele geçirdiklerinde değişikliği yapmamışlar, yapamamışlar. Bu arayışı iktidara geldiğimiz günden beri sürdürüyoruz. Daha önce, bir Anayasa değişikliğini gerçekleştirdik. Yeni değişiklik inşallah gelecek. MHP ile uzlaşma gerçekleşti. 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi' diyoruz. Çok önemli, büyük ve güçlü bir ülke olan Türkiye, giydiği kıyafete sığmıyor. Üzerine biçilen kıyafetlere dar geliyor. Uçuşa geçen bir ülkenin, ağırlıklarımızdan kurtulması gerekli. Hain bir darbe girişimi yaşadığımız bu süreçte, artık darbe Anayasasıyla yaşamak istemiyoruz" dedi.


ŞEFFAF BİR SÜREÇ
"Süreç çok şeffaf ve kamuoyunun gözü önünde yaşanıyor" diyen Karaaslan, şunları söyledi: "Başkanımız Sayın Binali Yıldırım, MHP Lideri Devlet Bahçeli ile görüştü. Ardından görevlendirilen heyet çalışmaya devam etti. Bir taslak hazırlandı, genel başkanlara sunuldu. Son buluşma sonrasında iki lider açıklama yaptı. Bundan sonrası düzenlemenin önce komisyona ardından meclise gelmesini kapsıyor. Yeter sayısını bulsak bile halka gitme taraftarıyız. Mutlaka halka sormaktan yanayız. Halkın senini dinlemek tüm icraatlarımızda, var olma sebeplerimizdendir. Bu süreç en kısa zamanda yerine getirilecektir. Uzlaşma zeminini muhafaza edip, aynı birliktelikle darbe Anayasası'ndan ülkemizi kurtaracağız."

AVRUPA'NIN GERÇEK YÜZÜ

Avrupa'nın Türkiye'ye karşı tutumunu ve politikalarını eleştiren Karaaslan, Avrupa Birliği'nin gerçek yüzünün ortaya çıktığını, iki yüzlü tutumunun devam ettiğini söyledi.
"53 yıldır Avrupa Birliği'nin kapısında bekliyoruz" diyerek süreci anlatan Karaaslan, "Türkiye sözünün eri davrandı. Ön görülen düzenlemelerin çoğu yerine getirildi. Biz sözümüzde durduk. Tüm bunlara rağmen Avrupa iki yüzlü, samimiyetsiz tavrını sürdürüyor. 15 Temmuz hain darbe girişimini Avrupa'da farklı yansıtmaya çalıştılar. Bu kadarını açıkçası beklemiyorduk. Bu hainliğe sessiz kaldılar. Türkiye'nin sergilediği tavır her zaman samimiydi. Darbeyle karşı karşıya kalmış bir ülke, şehir merkezinde darbe gerçekleşiyor. Avrupa tepki için bile sürece dahil olmadı. Bu onların samimiyetini belirmemek için ayrı bir net tabloydu. Yetmedi, Avrupa Parlamentosu'nun terörist başı ve teröristler için başlattıkları süreç, tavsiye kararları ise kabul edilecek türden değildi. Bu kadar acıların yaşandığı bir ülke yalnız bırakıldı, yaşananlara duyarsız kalındı. Demokrasi, insan hakları gibi evrensel kuralları sürekli kullananlar, ülkemizdeki tüm ihlalleri görmezden gelmesi bizleri üzdü. Evrensel kavramlar üzerinden bugün bizi eleştirenler 15 Temmuz gecesi en temel insan hakkı olan yaşam hakkı elimizden alınırken neredeydi ?" şeklinde konuştu.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN DAĞ GİBİ ARKAMIZDA

Türkiye'nin güçlenmesi, Avrupa Birliği süreci hakkında soru üzerine açıklamalarını sürdüren Karaaslan, şöyle devam etti: "Türkiye el pençe divan duran, boyun eğen bir ülke değil, hiç olmadı. Eskiden bazı yöneticiler buna izin verdi. Şuan güçlü bir Türkiye var. Kendi geleceğimi, kendim tayin ederim diyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, gerçekten dağ gibi arkamızda, dolayısıyla biz onun gücünden güç alıyoruz, millet olarak. Özgüvenimiz arttı. Baktığımızda bugün vatandaş kendi geleceğine sahip çıkıyor her konuda. Güçlü ve geleceğe atılımlar yapmayı hedefleyen bir ülke olarak Şanghay Beşlisi veya başka ülkelerle de görüşmelerde gerçekleştirebiliriz. Biz her zaman dedik ki, muhasır medeniyetler üzerinde bir ülke olmayı hayal ediyoruz. Avrupa Birliği bunu gerçekleştirmek için bir vesiledir. Avrupa Birliği'ne üye olmak için bunu yapmıyoruz. Olsak da, olmasak da o seviyeye geleceğiz. 2023'de 2053'de 2071'de bunu hayal ediyoruz."