İstanbul'daki o kahpe saldırıda

hayatını kaybedenlerden biri de
Trabzon'un
köklü ailelerinden
Seymenoğulları'nın
torunu Mustafa Sezgin Seymenoğlu'ydu...
Yılbaşı gecesi, Ordu'da
ailemle birlikteydim.
Saldırı haberi daha
ekranlara yansımadan
yeğenlerimi
bir telaş almış,
telefon trafiği artmıştı." Ne oldu?"
diye sorduğumda,
arkadaşları Mustafa Sezgin
Seymenoğlu ile nişanlısının da
Reina'da olduğunu öğrendim.
Nişanlısı, olaydan
hemen sonra Mustafa'nın yakınlarını
arayıp, "Tuvalete gittiğini, henüz dönmediğini" söylemiş...
Bütün aile merak içindeydik,
Mustafa ve oradaki insanlar
için dua ediyorduk...

Mustafa'nın dedesi rahmetli Kadir abi,
rahmetli babamın yakın arkadaşıydı. Nüktedan kişiliğiyle
Ordu'nun sevilen insanlarından biriydi.
Damadı Mehmet Çebi
dostumuzdu. Onun oğlu Hasan Çebi de
yeğenlerimin kardeşi gibiydi. Mustafa'nın babası Sezgin Seymenoğlu ile amcası Nadir
de ağabeyimin yakın arkadaşıydı...

TV ekranlarında,
10 yaralı olduğunu
belirten haber bantı geçerken,
telaşımız biraz olsun
azalmıştı. Ancak,
dizi dizi cankurtaranları
görünce kuşkulanmıştık...
İstanbul Valisi Vasip Şahin,
olay yerinde açıklama yapmadan;
acı haberi almıştık...
Reina'da, Mustafa'nın
nişanlısı ve o geceye birlikte
katıldıkları
arkadaşlarına
bir şey olmamıştı...
"Keşke, tuvalete gitmeseydi"
diyecek olduk...
"Kader" denilen alın yazısı
buydu işte...
Elbette orada hayatını kaybeden
diğer insanlar için de
içimiz yanmıştı...
Hele de nişanlısı
Sezen Arseven'in
paylaştığı şu sözleri
okuyunca,
yüreklerimiz dağlandı:
"Birlikte gittiğimiz yerden sensiz dönüyorum.
Bana en güzel bakanım.
Beni en çok sevenim
Aşk dolu olanım.
Uykumda bile beni öpenim.
Artık biz resimlerde kaldık.
Beni hep görmek istediğin Sürmene'de beklicem.
Biz yarım kaldık.
Eşimi, hayat arkadaşımı ve sevdiğim aşkımı kaybettim..."

Mustafa Sezgin Seymenoğlu, dün
Sürmene'de gözyaşları arasında
toprağa verildi. Allah, mekanını cennet etsin,
geride kalanlara da sabırlar versin!..

Bu ülkeyi kan ve gözyaşına boğanlar;
evlatlarına
doyamayan
ana ve babaların,
annelerinin karnındayken
yetim bırakılan
yavruların,
anne-baba
sevgisine
hasret bırakılan
çocukların,
hayatlarını
yaşayamayan
ve aşkları
yarım bırakalan
gençler
ile bir fidan gibi
toprağa düşen
yiğitlerin
yakınları
ve gazilerimizin
ahıyla kahrolacaklardır...
Çünkü, Allah; kimsenin ahını
kimsede bırakmaz!..