MTSO Başkanı Aşut, yazılı bir açıklama yaparak, terör örgütlerinin Türkiye üzerindeki emellerini ve Türk milletinin bu planlara karşı duruşunu değerlendirdi. 1980 darbesi sonrasında sivilleşen Türkiye'de, Özal ekonomisi ile bir üretim ve sanayi atağı başlattığını, tarımdan sanayiye geçişin devrimsel adımlarının atıldığını ifade eden Aşut, 'Ancak, bu radikal büyüme, hatta sosyal anlamda birçok tabuyu yıkarak özgürleşmeye başlayan, kendi iç sorunlarını kendi konuşmaya ve çözmeye başlayan Türkiye, özellikle GAP Projesi ile bölgeye zenginlik getirmeyi planlayan bir Türkiye rahatsızlık verdi ve bu gelişmelere paralel bir PKK terörü ortaya çıktı. 90'lı yıllar ve 2000 başlarına kadar Türkiye tüm sosyal, siyasal ve ekonomik sermayesini, birikimini bu terör mücadelesine harcadı. Yapay siyasi krizlerle bu sıkıntılar bir istikrarsızlığa dönüştürüldü. Sonuç; bölgede zenginleşmesinin, huzurun önü kesilen, 50 yıl geri atılan bir Türkiye' dedi.
'Zenginleşen Türkiye, birilerini rahatsız etti'
Türk milletinin bir aşiret, Türkiye'nin ise dış güçlerin kurduğu bir kabile devleti olmadığının altını çizen Aşut, 2002 yılında yeni bir hükümetle yeni bir başlangıç yapıldığını anımsattı. O dönemde toplumun ihtiyacı olan yapıcı söylemler, birleştirici dil, ekonomik tedbirlerden taviz verilmemesi, iç toplumsal huzuru sağlayan açılımlar, ekonominin birinci gündem yapılması ve AB ilişkilerinde çok çok olumlu bir noktaya gelinmesi ile Türkiye'nin huzuru yakaladığını dile getiren Aşut, 'Bölgesinde örnek ve rol-model olarak görülen bir Türkiye, kişi başına düşen milli geliri artan ve zenginleşen bir Türkiye tekrar birilerini rahatsız etti. Sonuç; tekrar çok iyi bildiğimiz o senaryolar oynanmaya başlandı. Bölgemizdeki terör örgütleri bir anda tekrar palazlandırıldı. Orta Doğu istikrarsızlaştırılarak Türkiye dahil bölgenin tüm ülkeleri tekrar birbirine düşürüldü. Buna ek olarak 40 yıldır dış güçler tarafından beslenen ve desteklenen terör örgütlerine FETÖ gibi yenileri eklendi. Tek amaç Türkiye'nin büyümesini, zenginleşmesini, huzurunu sağlayan tüm payandaları ikinci plana attırmak ve ilk gündemin tekrar savaş, terör, iç çekişmeler olmasını sağlamaktı. Çünkü dış güçlerin çok iyi bildiği bir şey vardı; Türk milleti ve Türk devleti tarihi boyunca dışarıdan yıkılamamıştı. Eğer bu ülkenin iç huzuru bozulursa, ekonomisi çökertilirse, yalnızlaştırılırsa işte o zaman Türkiye'nin büyümesine engel olunabilirdi' ifadelerini kullandı.
'Türk milleti, üst aklın oyunlarını bozan en üst akıl oldu'
'Son 4-5 yıldır bir anda zirve yapan terör, savaş, iç çatışma senaryolarının ve FETÖ denen hain taşeronların, DAEŞ denilen ve kimin ne amaçla kurduğunu hepimizin iyi bildiği taşeron örgütlerin ortaya çıkmasının nedeni budur' diyen Aşut dış güçler tarafından bölgenin bir kaosa ve mezhep çatışmalarına yol açması amacıyla oluşturulan başta DAEŞ olmak üzere bu örgütlerin bir anda Türkiye'yi hedef almaya başladıklarına dikkat çekti. Bu olayların, Türkiye'nin, güney koridorunda bir yapay Kürt koridoruna izin vermemek için başlattığı dış operasyonlarla aynı zamana denk geldiğine işaret eden Aşut, şöyle devam etti: 'Ancak Türk milleti, üst aklın oyunlarını bozan en üst akıl oldu, planları bozdu. FETÖ darbesini engelledi, iç çatışma planlarını boşa çıkardı, bir oldu, beraber oldu. Bombalar patladıkça daha çok birbirine sarıldı. Türkiye'de eğer bu kadar çabaya rağmen bir iç çatışma, mezhep çatışması, kaos yoksa bunun arkasında büyük Türk milletinin üst akılları yenen feraseti, cesareti, birlik ve beraberlik ruhu, binlerce yıldır ayrışmaz bağlara dönüşen kardeşlik ruhu vardır. Ülke olarak bu hain planlara teslim olmak istemiyorsak bu şer cephesinin gerçek hedeflerimizi unutturmasına izin vermemeliyiz. Onların esas yok etmek istediği şey gelecekten umudu kalmayan bir Türkiye'dir. Onların bize biçtiği, bize layık gördüğü sanal dünyada değil, kendi yarattığımız dünyada yaşarsak bu zorlukları atlatırız. Terör, bize demokrasiye daha çok sarılmamızı sağlamalıdır.'
'Terörün bizi ikinci dünya ülkesi yapmasına izin vermemeliyiz'
Terörün, Türkiye'de ekonominin ikinci plana atılmasını sağlamaya çalıştığını da belirten Aşut, şunları kaydetti: 'Bu tuzağa düşmeden ekonomiyi, ülkenin toplumsal huzuru ve zenginliği olan iş ve aşı birinci sıraya almak zorundayız. Terör bize 'eğitimi, bilimi, yüksek teknolojiyi unutun' diyor. Aksine biz bunlara daha çok önem vermeliyiz. Ülkemizin önünü açacak şeyleri ikinci plana attırmak isteyen terörün bu tuzağına düşmemeliyiz. Terör bize 'evrensel insanlık değerlerini boş verin' diyor, aksine biz demokrasiye, hukuka daha çok sarılmalıyız. Terörün bizi ikinci dünya ülkesi yapmasına izin vermemeliyiz.'
MTSO'nun terör konusunda devletle omuz omuza olduğunu, terör olaylarının hedeflerine engel olmasına izin vermeyeceklerini ve çalışmaya devam edeceklerini vurgulayan Aşut, 'Hangi meslek, hangi sektör, hangi alan olursa olsun herkes yaptığı işe dört elle sarılmalıdır. Her kişi, her kurum, her firma hedeflerine yürümelidir. 2017 yılının elbette zorluklarını yaşayacağız ama umudumuzu koruyarak bu engellerin üstesinden hep birlikte geleceğiz. Son yaşanan İzmir'deki terör eyleminde hayatını kaybeden şehit polis memurumuza ve adliye görevlisi kardeşimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Milletimize baş sağlığı diliyoruz. O polis memurumuzun ölüme koşarken gösterdiği gözlerimizi yaşartan görev aşkının, vatan sevgisinin her birimize örnek olmasını diliyorum. 'Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır' düsturu ile azimle çalışmaya devam edeceğiz. Bu, şehitlerimize minnet borcumuzdur' dedi.