CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. Toplantının gündemini ise CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Böke düzenlediği basın toplantısıyla paylaştı. Böke, konuşmasına CHP'nin basın açıklaması saatini duyurduktan hemen sonra Bakanlar Kurulunun açıklama saatinin de aynı saate alındığını söyleyerek başladı. 5 şehidin cenazesinin bugün memleketlerine gönderildiğini belirten Böke, 'Türkiye'nin sınır güvenliğinin sağlamak için sınır ötesinde operasyon yapma hakkı tabi ki vardır. Bizim için en önemli şey 80 milyon vatandaşımızın can güvenliğidir. Bunun içinde uluslar arası hukukun gerektirdiği her şeyin yapılması gerektiğinde hiçbir tereddüt yoktur. Ancak şunun unutulmaması gerekiyor Türkiye AK Parti'nin yanlış politikaları ve maceracı dış politikası sonucunda kendi şahsi ihtirasları nedeniyle Suriye'de bir bataklığa gömülmüş durumda. Her gün bu bataklıktan gelebilecek acı haber var mı endişesiyle yüreğimiz çarpıyor ve maalesef neredeyse her gün yüreğimizi yakan çocuklarımıza dair acı haberler alıyoruz. Bugün de defnediyor olduğumuz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Geride kalan ailelerine ve büyük Türkiye Cumhuriyeti ailesine de sabır ve başsağlığı diliyoruz' diye konuştu.

'Hükümetin hepimize bir açıklama yapması ihtiyacı var'
Böke, konuşmasına şöyle devam etti:
'Bu gelen şehit haberlerinin ardı arkasının kesilmiyor olması hepimizin yüzünü asıyor, yüreğimizi burkuyor ve vicdanımızı çok acıtıyor. Üstelik olup bitene dair hiçbir bilgi alamıyoruz. Çocuklarımız için hep beraber endişe duyuyoruz. Hükümetin hepimize bir açıklama yapması ihtiyacı var. Orada neler oluyor, sınır ötesinde bizim çocuklarımız ne için savaşıyor ve şuanda ne durumdalar.Türkiye'nin ödediği büyük bedellerin artık son bulması ihtiyacımız var talebimiz var. Bu sorumsuz yaklaşımın şimdi de referandum kampanyası ekseninde sürüyor olması bir uçak gezisinde verilen bir dış politika kararının iki hafta sonra başka bir uçak gezisinde değişiyor olmasının çok endişe verici olduğunu paylaşmak istiyoruz. Kimse çocuklarımız üzerinden, bizlerin can güvenliği üzerinden iç siyaset yapma hakkına sahip değildir. İtiraz ettiğimiz düzende tam budur. Anayasa değişikliği teklifiyle karşımıza konan tercihte budur. Biz çocuklarımızın canının iç siyasete malzeme edildiği bu çarpık düzenin devam etmesini istiyor muyuz? Yanıtı çok belli 'hayır' istemiyoruz. Biz dış politikanın ülkenin bütününü gözeten ve hepimizin yarınını inşa eden çok önemli bir unsur olduğu gerçeğinin kabul edildiği bir Türkiye siyaseti bekliyoruz ve istiyoruz.'

'Biz biliyoruz ki 16 Nisan'da herkes bu düzene 'hayır' diyecek'
CHP Sözcüsü Böke, referandumun 16 Nisan'da yapılacağına değinerek, 'Bu kurumsal çöküş yine değişmesine ihtiyaç olan düzene dair bir şey söylüyor. Kurumsal çöküşü ortaya çıkartmış olan bir saray rejimi var. Bu saray rejimi Merkez Bankasından YSK'ya, YSK'dan AYM'ye Türkiye'de 80 milyonun hakkını, hukukunu, geleceğini, ekonomisini koruyan tüm kurumları yok etmiş durumda. Ama biz biliyoruz ki 16 Nisan'da herkes bu düzene 'hayır' diyecek. Biz biliyoruz ki Türkiye kazanacak ve bizler yeniden Cumhuriyeti Cumhuriyet yapan bizi düzene dahil eden bu değişiklikleri mutlaka kurumsal yapısıyla yeniden ayağa kaldıracağız. Bizim bu gördüğümüzü bu düzene hayır dendiği gerçeğini sarayda görüyor. Saray rejimi kampanyasını ilk günden itibaren korkutarak, tehdit ederek, bizleri terörize ederek yürütmek konusunda kararlı gözüküyor. Çünkü artık anlatacağı Türkiye hikayesi kalmadı. Aydınlık umut dolu öz güvenli bir yarın anlatması mümkün değil kendi hikayesi bitti. Bunu gördüğü içinde ve talep ettiğinin de 100 yıl sonra egemenliği milletten alıp yeniden saraya vermek olduğunu bildiği için de maalesef tek yapabildiği şey korkutmak tehdit etmek baskı yaratmak. 16 Nisan'dan sonra Türkiye'de aydınlıkların başlayacağını onlarda görüyorlar. O yüzden de hayır diyen akademisyenden, gazeteciden, televizyoncudan, siyasetçiden, emekçiden, kadından, erkekten, yıllardır bu ülkeye emek vermiş emeklilerden, şehit annelerinden bile terörist ilan edecek kadar korkuyorlar. Bu korku sonucunda da
'hayır' diyen bilim insanlarını üniversiteden atmaya cüret gösteriyorlar. 'Hayır' diyen gazetecileri, televizyoncuları işleriyle onurları arasında tercih yapmaya zorluyor ve sıkıştırıyorlar' ifadelerini kullandı.

'Sevgili gençler bu referandumda olduğunuz yerde oyunuzu kullanabilmek için kayıtlarınızı aldırmayı ihmal etmeyin'
Gençlere referandumla ilgili çağrıda bulunan Böke, 'Gençlerimize bir açık çağrı yapmak istiyorum, hepimizin görevi mutlaka sandığa gitmek. Hepimizin görevi bu demokratik hakkımızı hayırlı bir biçimde kullanmak. Oyumuzu kullandıktan sonra, en demokratik hakkımız olarak oyumuzun sayıldığını garanti alacak şekilde o sandıkları korumaktan geçiyor. 80 milyonun ortak görevi Türkiye'de demokrasiyi bu sandıkta yaşatmaya başlamaktan geçiyor. Sevgili gençler lütfen üniversitelerinizden ayrılamayacağınız bir haftasonuna denk gelen bu referandumda olduğunuz yerde oyunuzu kullanabilmek için kayıtlarınızı aldırmayı ihmal etmeyin. Siz varsanız Türkiye Cumhuriyeti demokratikleşecek' açıklamasında bulundu.

'Yarın sayın genel başkanımız bu konuyla ilgili açıklamayı yapacak parti adına'
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Böke, CHP'nin AYM'ye başvuru yapıp yapmayacağının sorulması üzerine, 'Parti üst kurullarımızın hepsi bugünkü MYK'da da konuyu değerlendirilmeye devam ediliyor. Yarın sayın genel başkanımız bu konuyla ilgili açıklamayı yapacak parti adına' dedi.

'Yüz yüze konuşmazsanız zaten siyaset siyaset olmaktan çıkar'
Bazı gazetelerde CHP'nin referandum sürecinde yüz yüze görüşme yöntemi üzerinden çalışma yapacağı yönündeki haberlerin hatırlatılarak, CHP'nin izleyeceği stratejisinin nasıl olacağı sorusuna Böke, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Siyaset zaten insanla yapılır. Bu referandumun insansız yapılması düşünülemez. Bunu bir ayrıcalıklı strateji olarak değil, CHP'nin halkla birlikte siyaset yapma biçimi olarak değerlendirmek gerek. Şunu unutmayalım bizim karşımıza konmuş olan soru çok açık özgür bağımsız aydınlık bir Türkiye mi yoksa baskı altında tehdit altında bir Türkiye mi? Bizim yüz yüze sormamız gereken sorular bunlar. Karşınıza konulan tercih çok açık. Kalkınan zenginleşen bunu adil paylaşan bir Türkiye mi, yoksa yoksulluk, yokluk ve sosyal sorunlar içinde bir Türkiye mi? Bunu yüz yüze konuşmazsanız zaten siyaset siyaset olmaktan çıkar. Biz tüm bu soruları halkımızla beraber yanıtlarını birlikte arayacağımız görüşmelerle siyaset yapmaya devam edeceğiz.'

CHP Sözcüsü Böke’den gençlere çağrı