Bir otelin konferans salonunda gerçekleşen konferansta konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, darbelerin vatana ve topraklarına yapılmış düşmanlık olduğunu belirterek, 'Darbe, darbedir, zincir içinde, dışında yoktur. Hepsi gayri meşrudur, gayri hukukidir. Hepsi bu millete, vatana ve topraklara yapılmış apaçık düşmanlıktır. Darbelerin bir daha yaşanmaması için verilen mücadelenin başarılı şekilde yürütülmesiyle, darbe dönemi fırsatı kollayanlar hiçbir zaman hayat hakkı bulamayacak' dedi.
28 Şubat sürecinde Türk medyasının iyi bir imtihan vermediğini vurgulayan Bozdağ, 'Medya, 12 Eylül'de, 12 Mart'ta ve 27 Mayıs'ta da iyi sınav vermedi. Akademisyeni, yargısı, siyasetçisi, o da iyi sınav vermedi. Merhum Necmettin Erbakan'a, o dönemde bir komutan terbiyesizlik ve ahlaksızlık yaptı. Kimse buna karşı durmadı, 'TSK peygamber ocağıdır, böyle bir alçak burada olmaz' diye tepki gösteremedi. 28 Şubat'ta herkes Erbakan'a karşı sesini yükseltti. O dönemde, 'beceremediniz bırakın gidin' diyen, 2015 darbe teşebbüsünü yapan FETÖ elebaşı Gülen var. 28 Şubatçılarla el ele kol kola dönemin iktidarını indirmek için her şeyi yaptılar. Merhum Hocamız direndi, direndi sonra imzaladı. Siyaseti ve demokratik güçleri yanında göremedi. AB konseyini, Türkiye'ye her zaman ders vermeye kalkan insan hakları savunucularını yanında göremedi. İstifa etmek zorunda bırakıldı. Orada aslında iradi bir istifa yoktur. Zorladılar istifa etti, yeni bir hükümet kurma süreci başladı' şeklinde konuştu.
'Bu devletin sigortası Aziz Türk milletidir'
Bakan Bozdağ konuşmasına şöyle devam etti: 'Kılıçdaroğlu diyor ya 'Cumhurbaşkanlığı devletin sigortasıdır.' Devletin sigortası cumhurbaşkanı olursa yandık. Bir kişi devletin sigortası olursa yandık. Bu devletin sigortası kimdir biliyor musun sayın Kılıçdaroğlu, 80 milyon Türk milletidir. Eğer bir devletin sigortasını sadece bir makama, bir kişiye indirgediğinde o makam, o kişi sıkıntı gördüğünde devlet de sıkıntıya düşer demektir. Bu devletin sigortası aziz milletimizdir. Cumhurbaşkanlığı, CHP zihniyetinde, CHP'nin halktan iktidar yetkisini almamış olmasına rağmen sürekli ve değişmez iktidar ortağı olmasında hep sigortası olmuştur. Anayasa diyor ki başbakan cumhurbaşkanı tarafından milletvekilleri arasından atanır. Mevcut sistemde kimin başbakan olacağı belli değil. En çok oy alan partinin vekil seçilmişse genel başkanı, başbakan olur diye anayasada yazmıyor. En az oy alan partinin milletvekili ise genel başkanı olur diye de yazmıyor. Vekil olacakmış. Nitekim Demirel, Yalım Erez'e verdi. Bir örneği de yaşandı. Peki bakan kimden olur. Anayasa yazıyor diyor ki, Başbakanın teklifi, Cumhurbaşkanının onayıyla bakanlar atanır diyor. Başbakan, bakanı görevden alacak, onu da anayasa yazıyor. Başbakanının teklifi Cumhurbaşkanının onayıyla görevden alınır diyor. Bunun daha açık bir ifadeyle anlamı Türkiye'nin bugünkü demokratik sisteminde mevcut anayasaya göre Başbakanın istediği kişiyi bakan yapma ya da alma yetkisi bu anayasada yok. Bu anayasa başbakana bu yetkiyi vermiyor. Siz getirirdiniz AK Parti'yi iktidar ettiniz. Sezer oturuyor yukarıda, Sezer'in istemediği birini biz başbakan yapabildik mi yapamadık. Demirel ve Özal döneminde de olmadı. İşte sandıktan iktidar yetkisini alamayınca Cumhurbaşkanı nasıl olsa bizim dediğimiz şekilde birisi olacak. Onun vasıtasıyla milletin vermediği iktidara Ankara'da daima ortaklar çıkıyor. Sandıktan çıkanın Ankara'da ortakları var. Buradan iktidarı milletin iradesine göre değil, bu ortakların iradesine göre sevk eden bir anlayış, bir güç sahibi oluyor. Bu anlayışı bozan Cumhurbaşkanları oldu mu oldu. Özal oldu ama ömrü vefa etmedi. Bu yol kazası öyle bakıyorlar. 7 yıl sonra Özal yok bizim düzenimiz aynen devam edecek diyorlar. Nitekim Demirel geldi, Sezer geldi. Şimdi Tayyip beyi bir başka yol kazası olarak görüyorlar' ifadelerini kullandı.
Şimdilerde herkesin Tayyipci kesildiğini belirten Bozdağ, 'Yeni sistemi Tayyip Erdoğan için istiyorsanız can kurban ama ondan sonrası diyorlar. Onlar niçin bunu diyorlar biliyor musunuz. Tayyip Erdoğan neticede fani, bir gün o da aramızdan ayrılacak. Görevi sona erecek kendi bırakacak veya bırakmadığı Cumhurbaşkanlığı 10 yıl. 5 yıl sonra gene bizim, dümen bizim olacak diyorlar. Halk sandıkta kime hükümeti verirse versin, biz aradan sonra yeniden düzenimizi kuracağız, yeniden milletten alamadığımız iktidarı cumhurbaşkanlığıyla ortak olup devam edeceğiz diyorlar. Herkes el birliği ile bu yeni sisteme karşı el birliğiyle mücadele ediyor. Algı oluşturmaya, milleti kandırmaya yönelik propaganda yapıyorlar' şeklinde konuştu.
Programa konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun da, '28 Şubat'ın 20. yılında bizzat bildiğim o kadar çok Sivil Toplum Kuruluşu var ki 28 Şubat'ı iliklerine kadar yaşadı. Bin yıl sürecek deneme, köksüz tasallut elhamdülillah neredeyse bin gün sürdü. Ama önümüzde önemli günler var. 28 Şubat yaşadı millet, 27 Mayıs yaşadı, 12 Mart yaşadı, 12 Eylül yaşadı, hepsi tasfiye oldu gitti. Baki olan Allah'tır. Diğerlerinin hepsi fanidir, onların hepsi gelip geçicidir. Önümüzde bir halk oylaması var. Halk oylamasında bir milletvekili seçilmeyecek, bir belediye başkanı seçilmeyecek, herhangi bir yönetici seçilmeyecek, milletimiz çok önemli bir tercih yapacak' şeklinde konuştu.,
Program sonunda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a hediye takdim edildi.

Adalet Bakanı Bozdağ Konya’da