Botoks'un Closturidium botilinum adlı zehirli bir bakterinin salgıladığı toksinden oluştuğunu belirten Özel FBM Tıp Merkezi Estetik Kliniği Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Turgut Ortak, 'Yüzümüzde mimiklerimizi oluşturan kaslarımız var. Bu kasların çalışmasına bağlı olarak yüz ifademiz değişiklikler gösterir. Yaş ile birlikte deri altındaki yağ dokularındaki azalmalara bağlı olarak yüzümüzde ifade yaptığımız zaman oluşan çizgiler ilerleyen yaşlarda kalıcı hale gelir. Bunların kalıcı hale gelmemesi için mimik kaslarımızı bir parça zayıflatmayı amaçlarız. Bu zayıflamanın sonucunda mimik hareketlerimizin tamamen ortadan kalkması değil ama mimik hareketlerimiz ile ortaya çıkan kırışıklıkların azaltılmasını hedefleriz. Bunu da botoks denilen bir mikroorganizmanın zehrinden yapıyoruz. Eskiden konserve yiyenlerde zehirlenmeye neden olan mikrobun kaslarda felç yapan ölümcül bir zehri var. Bu zehir insanlarda bu tip ağır öldürücü komplikasyonlara neden olmayacak dozda, kasları felç edecek düzeyde piyasada kullanılmaktadır. Botoks dediğimiz şey budur yani kasları felç eden bir toksindir. Bu toksinle kasların kasılmasını zayıflatıyoruz. Özellikle etkisi ilk yapıldığı zaman 2 ile 6 ay arasında değişiyordu. İleri ki yıllarda herhangi bir şekilde mimik yapmadığımız halde kalıcı hale gelecek çizgilerin oluşmaması için ilk başlarda en az 6 ayda bir, 2 yıl kadar devam edilecek olursa kaslar insanla çalışmadığı sürece tembelleşir. Tembelleştiği için de eski gücünü gösteremez. Eski gücünü gösteremeyince de bu kırışıklıkların ortaya çıkması azalır. Yani botox ile önlem amaçlı ileri ki yıllarda kalıcı hale gelebilecek olan yüz bölgemizde özellikle alın, kaş arası, göz çevresindeki çizgilerin kalıcı hale gelmesini önlemeyi hedefliyoruz. Bu çizgiler ortaya çıkmadan önceki yaşlarda yapılmalıdır' dedi.
Botoksta maske bir surat yerine mimik hareketleri biraz azalmış bir yüz ifadesi yapmayı hedeflediklerini belirten Ortak, 'Özellikle İstanbul'dan gelen hastalarımızda 'Nişantaşı Kadını' diye bir tabir kullanıyorlar. Nişantaşı'na çıktığınız kadınların hepsinin yüzleri aynı şekilde kaşlar, gözler açık, alınlar dümdüz, ifadesiz bir yüz tabiri kullanılıyor. Bizim amacımız o kasları fonksiyonların tamamen kaybetmeleri ile ortaya çıkan 'Nişantaşı Kadını' görüntüsü oluşturmak değil, aksine mimik hareketlerini de sağlayacak şekilde ama azalmış bir kas fonksiyonu elde etmeye çalışıyoruz. Bu şekilde daha doğal bir görüntü oluyor. Çünkü insan sinirlendiği zaman kaşlarını çatabiliyor, şaşırdığı zaman alın çizgileri ortaya çıkabiliyor. Yani maske bir surat değil, aksine kaslardaki gücün azaltılmasına bağlı olarak mimik hareketlerinin biraz azalmış olarak tedaviyi hedefliyoruz. Botoks'u erkeklerde de kullandıklarını ifade eden Ortak, 'Botoks'u sadece kadınlar değil, erkeklerde istiyor. Botoks'u genellikle hastalarımız 25'li yaşlardan itibaren yaptırmaya başlıyor. Amaç mimik kaslarının etkisiyle ortaya çıkan doğal kırışıklıkların ilerleyen yıllarda kalıcı hale gelmesini önlemek olduğu için önlem amaçlı yapılması gereken bir iştir. O yüzden ileri ki yaşları beklemek yerine orta ve genç yaş grubunda bu işlere başlamak daha iyi sonuçlar elde etmemizi sağlar' diye konuştu.