Üniversite, 'Dönemin Basını Işığında Çanakkale Muharebeleri Gündemi Sergisi' ile Çanakkale gündemine mütevazı bir katkı sunuyor. 20 Mart'ta açılan sergi 26 Mart'a kadar Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Üsküdar (Atik Valide) Yerleşkesi'nde ziyaretçilerine açık olacak.
Serginin açılışında bulunan FSM Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman sergi ile birlikte Çanakkale'de yaşanan sıkıntıların basında nasıl yer aldığını ziyaretçilere göstermek istediklerini dile getirerek, 'Öncelikle Çanakkale Şehitleri'mizi ve tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. 1915 tarihindeki deniz savaşları ile başlayan ve sonlanan harbin günümüzde de başka bir şekilde devam ettiğine şahitlik ediyoruz. Fakat Türk Milleti Çanakkale Zaferi'ni hiçbir zaman unutmadı unutmayacak da. O yıllarda gazetelerimizde ve mecmualarda bu muazzam zaferle sonuçlanan savaşın basında nasıl yer aldığını, ne gibi zorlukların yaşandığını gösteren haberlerin, gazete sayfalarının ve fotoğrafların yer aldığı bir sergi düzenlemiş olduk. Burada öğrencilerimize ve ziyaret edeceklere Çanakkale Zaferi yıllarını yeniden hatırlatmış olacağız' dedi.
'Çanakkale bilincini daima diri tutacağız'
Prof. Dr. Musa Duman aynı zamanda Çanakkale bilincinin her zaman canlı tutulması gerektiğine değinerek, 'O dönemler gerçekten çok zorlu yıllar. İngilizler dünyanın dört bir yanından sömürge bölgelerinden getirdikleri askerlerle yurdumuzu bir anlamda işgal etmeyi kafalarına koymuşlardı. Fakat Boğaz geçildiği zaman Anadolu'nun da İstanbul'un da bir anlamda vatan olmaktan çıkacağı bilincinde olan Osmanlı Devleti ve milleti, bu işgale her şeyi ile karşı koymuştur. Dolayısıyla bu zafer her yönüyle çok daha fazla anlam kazanıyor. Şunu sormadan edemiyor insan, 'İngilizlerin Anadolu'da ve bu Boğaz'da ne işi vardı?' Bu sorunun hep aklımızda kalması gerektiğini düşünüyorum. Bu bilinci sürekli diri tutmak mecburiyetindeyiz. O yılların Türkiye'ye ve Osmanlı'ya getirdiği zorlukları da hatırlayarak diri tutacağız. Yani o insanların oraya turistlik gezi için gelmediklerini bilip, 'Ne işiniz vardı burada, neden geldiniz?' sorusunu zihnimizde sürekli canlı tutmak zorundayız' şeklinde konuştu.
Üniversite'nin Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun da serginin anlam ve önemini değerlendirmek için, 'Çanakkale Muhabereleri esas itibariyle hem Türkiye'de hem dünyada askeri tarihin en önemli örneklerinden biri olarak okutulur. Tabi ki bu okutulurken ve anlatılırken en temel kaynakları kuşkusuz dönemin kaynaklarıdır yani askeri yazışmalar ve diğer basın materyalleridir. Biz de tarih bölümü olarak bu materyalleri burada tarih ve edebiyat okuyan öğrencilerimize göstermek istedik. Sergilediklerimiz orijinalleri değil, orijinallerinden ürettiğimiz, tıpa tıp aynısı olan haberler, değerlendirmeler ve fotoğraflar. Biz hem Çanakkale Muharebeleri'nin 102. yılını bu vesileyle anmak, kutlamak, Türkiye'de yapılan diğer etkinliklere katkı vermek ve diğer taraftan bir farkındalık yaratmak istedik. Bilindiği gibi 1928'deki harf inkılabından sonra bu materyallerin birçoğu unutuldu ve bu güne tam olarak aktarılamadı. En azından böyle materyallerin olduğunu hatırlatmak suretiyle araştırmacılara ve Osmanlıca okuyanların buna yönelmelerini sağlamak amacıyla bu faaliyet düzenlendi. Bu sergi için Beyazıt Kütüphanesi ile işbirliği yaptık. Orada çok zengin bir basın arşivi var. Dönemim gazeteleri var. Oradaki gazetelerden Çanakkale Muharebeleri'nin başından muharebelerin sonuna kadar olan süreci takip ettik ve tamamının olmasa da bir bölümünün kopyasını yaparak burada sergimizi gerçekleştik' diye konuştu.
'İstanbul Basını Çanakkale Zaferi'nin önemini daha sonradan algıladı'
O dönemdeki basının olaylara nasıl baktığını da değerlendiren Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, 'İstanbul'daki basının ilginç bir şekilde hemen burnunun dibindeki o muhteşem harekâta, başlangıçta dönemin şartlarından dolayı çok fazla ilgi göstermediğini görüyoruz. Savaş tamamlandıktan sonra savaşın ne kadar büyük, önemli ve dünya tarihini dönüştüren bir savaş olduğu anlaşılmış. Maalesef ne savaş sırasında ne de hemen sonrasında istenilen düzeyde bir etki basında görülmedi. Hatta 18 Mart'tan sonraki süreçte, dönemin Genelkurmay Başkanı İstanbul'daki gazetecileri ve edebiyatçıları toplayarak Çanakkale'ye götürür. Orda verilen mücadelenin bizatihi kendisini tanıtır ve döndükten sonra artık siz bu ruhla bu heyecanla bunu anlatmalısınız der. Kısmen o tarihten sonra bir canlanma olur. Belki bugün o günün şartlarını yaşayan insanlardan daha fazla hissederek biz yeniden bir Çanakkale tarihi ve edebiyatı yapabiliriz. Bu tür sergilerin ve faaliyetlerin ana amacı da budur' diyerek sözlerini sonlandırdı.

Dönemin basını ışığında “Çanakkale Muharebeleri Gündemi”