Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenler'de toplu açılış törenine katıldı. Esenler Meydanını dolduran binlerce vatandaşa hitap eden Erdoğan, Esenler'in Türkiye'nin içeride ve dışarıda yürüttüğü mücadelenin kalesi ve sembolü konumunda olduğunu söyledi.
Türkiye'de yaşanan değişim ve gelişimi anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dev projelerin Batı ülkelerini çıldırttığını söyledi.
İstanbul'a yapılan 3. havalimanını hatırlatan Erdoğan, 'Ne diyor bunlar 'hayır'. Böyle bir havalimanına bunlar evet diyemez. Ecdadımız ne dedi; 'bizim atlarımızın nallarının uzandığı yere bunların hayalleri ulaşamaz.' Şimdi 'hayır' diyenlere bakalım. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne bunlar 'hayır' dedi mi? Bunlar Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne 'hayır' dediler mi? Marmaray'a 'hayır' dediler mi? Bütün projelere 'hayır' diyorlar. Demek ki doğru yoldayız' diye konuştu.
İzlediği televizyon programındaki yorumcunun 'Kimse üretimden bahsetmiyor' sözlerini eleştiren Erdoğan, 'Bunlar ne üretim değil mi. Şurada 14 yılda Türkiye 19 bin kilometre bölünmüş yol yaptı. 79 yıl Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre yol yapılmış. Bunlar üretim değil mi? Ama gözü var görmüyor, kulağı var duymuyor. Ağzı var konuşmuyor. Çünkü bunların kalpleri mühürlenmiştir' şeklinde konuştu.
Anayasa değişikliği teklifine ilişkin eleştirileri yanıtlayan Erdoğan, 'Şimdi diyorlar ki 'neyiniz eksik de yönetim sistemini değiştirmeye çalışıyorsunuz.' Biz yönetim sistemini kendi keyfimiz için değiştirme peşinde değiliz. Neyin eksik olduğunu 7 Haziran'da gördük. Bir fırsat yakaladılar, zannettiler ki artık biz iktidarız. Yahu siz iktidar olamazsınız. Çünkü sizin derdiniz başka. Hemen Diyarbakır'da 53 kardeşimizi öldürdünüz. Ölen Kürt, öldüren de Kürt'tü. Bunlarda insan sevgisi diye bir şey yok. Bunların benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi değil, bunlar terör örgütlerinin temsilcisidir. Biz bu vatanı, milletimizi böldürtmeyeceğiz. Dün Hakkari'de 19 terörist, bu sabah Erzincan'da 14 terörist etkisiz hale getirildi. Çünkü bu milletin evlatları mutluluğu yakalayana kadar, refahı yakalayana kadar onlarla silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, korucularımız bu mücadeleyi sürdüreceğiz' ifadelerini kullandı.
Sürekli kriz üreten mevcut sistemin değişmesi gerektiğini savunan Erdoğan, yaşanabilecek tehditlerle yeni siyasi kadroların daha kolay mücadele etmesi için yönetim sistemini değiştirmek istediklerini kaydetti.
Sistem değişikliğinin neden gerekli olduğunu anlamak için, Türkiye'nin 1950 yılından sonraki siyasi hayatına bakmak gerektiğini vurgulayan Erdoğan şunları söyledi:
'Milli iradenin hakim olması için atılan her adımın darbeciler tarafından kesildiğini gördükten sonra, nasıl aynı şeklide devam edilmesine rıza gösteririz. Geçmişte ülkemizde sorumluluk üstlenmiş kim varsa hepsi de dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmiştir. Gelinen yer, bizim 16 Nisan'da gerçekleştirmek istediğimiz yönetim sistemi olmuştur. Muhalefeti dinleyen sanır ki Tayyip Erdoğan bu sistemi kendisi için değiştirmek istiyor. Yahu benim 16 Nisan'a çıkacağımın garantisi var mı? Sultan Süleyman'a kalmayan dünya bize mi kalacak. Amacımız ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşabileceği, dünyadaki saygınlığını yükseltebileceği bir sisteme kavuşturmaktır. İstikrar ve güven. İşte biz bunun sistemle güçlü hale gelmesini istiyoruz.'
Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi güçlerini Türkiye'nin zayıflığına bağlamış olanlar için 16 Nisan'ın bir kabus günü olacağının altını çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Cumhurbaşkanı en az yüzde 50 artı 1 oy almak zorundadır. Milletin desteğini almak öyle gece gündüz yalan söylemekle, sürekli palavra sıkmakla olmaz. Çıkacaksın halkın karşısına ne programın, ne hayalin varsa anlatacaksınız. Eğer milletimiz size itimat ederse, sizi de ortaya çıkartır. Yoksa ekmeden biçme dönemi 16 Nisan'dan sonra bitiyor. Geçmişte yüzde 15 oy almış kişi başbakanlık yaptı. Böyle bir başbakanın yönettiği ülke ayakta kalır mı? Arkasında hiçbir desteği olmayan kişi bu ülkede bir günlüğüne de olsa başbakan oldu. Güven oyu alamadı çünkü partisi yoktu. Türkiye krizlerinin en ağırlarından birini o dönemde yaşadı.'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "7 Haziran’da bir fırsat yakaladılar, zannettiler ki ’biz