9 Mart'ta Sinop Atatürk Devlet Hastanesinde safra kesesinde bulunan taş sebebiyle ameliyata giren ve bir daha ameliyattan çıkamayan 1 çocuk annesi Çiğdem Eriş'in(29) ölümünün ardından hukuki süreç başlatılmıştı. Ölümünün ardından defnedilen Eriş'in cenazesi 10 gün sonra mezarı açılarak otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumuna götürülmüştü. Çiğdem Eriş'in ailesi gelen otopsi raporuyla bir kez daha yıkıldı.
Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığından gelen otopsi raporunda, 'Kişinin ölüm sebebi hakkında tarafımızca kanaate varılamadığı, kesin ölüm sebebinin tespiti amacıyla düzenlemiş olduğumuz otopsi raporu ile birlikte otopsi işlemleri sırasında çekilen fotoğraflara ait görüntü kayıtlarını içerir CD'nin, tıbbi evrak ve tüm tahkikat evrakının Adli Tıp Kurumu Başkanlığı (İstanbul) ilgili ihtisas kurumuna gönderilerek buradan görüş alınmasının uygun olacağı' ifadeleri yer aldı.
Çiğdem Eriş'in eşi Gökhan Eriş, hukuk mücadelesini bırakmayacağını söyledi. Doktor M.E.'nin kendisinden şikayetçi olduğunu belirten Eriş, 'Her şey bu kadar belliyken benim sormak istediğim sayın Adli Tıp görevlileri nasıl bir sonuca varılamıyor? Her şey bu kadar belliyken bu ifadeleri veren Sinop Atatürk Hastanesinde görevli 15 doktor ve hemşirenin ifadesi alınırken neden Doktor M.E.'nin ifadesi alınmıyor? Görevine aynı şekilde devam etmekte olan M. E. benden bu olayı medyaya taşıdığım için şikayetçi oluyor. Şikayetçi olma nedeni; 'gazetelere verdiğim röportajlardan haberinin olduğu, tamamen suçlu olarak gösterildiğini, 16 yıldır görev yaptığını, herkes tarafından tanındığını o açıklamalar dolayısıyla suçlu olduğu mahkeme kararıyla sabit olmadan suçluymuş gibi muamele gördüğünü, kariyerinin zedelendiğini, bundan sonra herhangi bir özel hastanede çalışmasının mümkün olmadığını' beyan etmiştir. Benim gözümde M.E. suçludur' dedi.

Genç kadının ölüm sebebiyle ilgili bir kanaate varılamadı