Tüm kanserler içinde dünyada en ölümcül olan kanserler içinde en sık görüleni akciğer kanseridir. Erkeklerde toplamda daha fazla mevcut olup, kadınlarda daha büyük bir ivmeyle sayı giderek artmaktadır. Sayı olarak kadınlarda akciğer kanseri erkeklere kıyasla daha az da olsa son 10 yıla bakıldığında bu oran kadınların aleyhinde artmaktadır. Akciğer kanserinde yıllık artış yüzde 0,5 iken, sadece kadın cinsiyette bu oran yıllık yüzde 4'dür.

Gelişmiş ülkelerde kanserden ölümlerin yaklaşık %35 kadarı akciğer kanseri nedeniyleyken, son yıllarda sigara kullanımında azalma ve akciğere zararlı maddelerin temasında azalmayla bu oran yüzde 25-28'lere gerilemiştir.

Türkiye de erkeklerin yüzde 65'i kadınların ise yaklaşık yüzde 25'i sigara kullanmaktadır. Akciğer kanserlerinin yüzde 85-90'ı ileri evre (evre 4) e tanı almaktadır.

Medicana Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Özgür İnce; Akciğer Kanseri konusunda bilgi verdi;

AKCİĞER KANSERİ

Akciğer kanseri; bronş denilen akciğerlerin derinliklerine kadar inen hava yollarının yüzey duvarlarını oluşturan hücrelerin şekil, yapı ve fonksiyonlarında değişme ile meydana gelen bir kanser tipidir. Bu hücreler yapılarındaki kanser genleri ve kanseri tetikleyici zararlı dış etkenler (özellikle bronşlara ulaşan kirlenmiş hava- sigara dumanı-soba, mangal dumanı, kimyasal etkenler vb..) ile kendi normal yapılarını değiştirerek kanser hücrelerine dönüşürler.

Vücudumuzda, günlük hayatta her insanda sürekli yeni kanser hücreleri gelişir, fakat bağışıklık sisitemi hücreleri bu bozulmuş hücreleri farkeder ve yok ederler. Bu bozulmuş hücrelerin sayısı artacak olursa, bağışıklık hücreleri sayı ve etkinlik olarak yetersiz kalacak olursa veya dışardan gelen kanser uyarısı belirli bir seviyenin üzerine çıkarsa o zaman tek bir hücrenin kanserleşerek büyümesi ve çoğalmasıyla büyük tümöral kitleler oluşabilir.

Akciğer bronş hücrelerinin kanserleşmesi sonucu akciğerde hücresel anlamda dört tip kanser gelişir. Bunlar; küçük hücreli, büyük hücreli, adenokanser ve skuamoz(epidermoid) hücreli akciğer kanseri şeklindedir. Klinik olarak ise küçük hücreli ve küçük hücreli olmayanlar şeklinde gruplanabilmektedir. Tedavi ve prognoz(hastalığın seyri) bu tiplendirmelerle ilişklidir, genel olarak küçük hücreli tip en agresif olarak bilinir.

Ülkemizde en sık epidermoid tip görülmektedir. Kadınlarda adeno kanser tipi daha sık görülür. Sigara ilişkisi adeno kanserde zayıftır, yanı sigara içmeyenlerde en sık görülen tip olarak değerlendirilebilir. Adenokarsinom, akciğerin daha perifer (uçlara yakın) yerlerinde gelişmeyi tercih eder. Küçük hücreli ve epidermoid tip ise daha çok akciğerin merkezine yakın bölgelerden gelişmeyi tercih eder.

AKCİĞER KANSERİ SİGARA İLİŞKİSİ

Sigara içen kişide gırtlak kanseri oluşması durumunda, birlikte akciğer kanseri gelişme olasılığı da yüzde 10 kadar yüksek bulunur.

Gelişmiş ülke istatistiklerine göre akciğer kanserli hastaların erkeklerde yüzde 90-95 i, kadınlarda yüzde 80-85'i sigara kullanmaktadır. Ülkemizde bu oran erkeklerde aynı fakat kadınlarda biraz farklıdır. Ülkemizde akciğer kanserli kadınların sadece yüzde 15-20'i sigara kullanmaktadır. Bu durum pasif sigara içiciliği, biomass maruziyeti(odun ateşinin dumanını solumak, tezek yakmak, mangal soba vs) ile ilişkilendirilebilmektedir.

Sigara dumanı içerisinde naftalin, aseton, ddt (böcek ilacı), formaldehit, çakmak gazı, egsoz gazı, siyanur, kurşun, nikel, civa, arsenik, benzen, polonyum, aromatik hidrokarbonlar gibi 3-4 bin kadar zararlı madde bulunmaktadır. Sigara bırakımını takiben 15-20 yıl sonrasında akciğer kanseri olasılığı hemen hemen içmemiş biriyle aynı gibi değerlendirilir. Kanser riskini, sigaraya başlama yaşının erken olması, içilen miktar, dumanı derin soluma, zararlı maddelerin solunması (meslek, kirli hava soluma vs) gibi etkenler arttırır.

Sigara içmeyen ancak içilen yerde solumak zorunda kalan kişilerde de akciğer kanseri riski %1-1,5 kadardır.

Akciğer kanserinin tedavisinde erken tanı çok önemlidir. Erken tanı için risk gruplarında daha önce balgam sitolojisi incelemesi, akciğer grafisi taraması veya akciğer tomografisi önerilmiştir. Bunların içinde en kesin tanı koydurabilen tetkik tomografidir, ancak ; o dahi rutin tarama tetkiki olarak henüz kullanılmamaktadır.

Akciğer kanseri olan hastalarda hiçbir bulgu olamayabilir de, ancak 40 yaş üzeri, sigara içen, erkek profilinde ; akciğer kanser riski yüksek olduğundan özellikle uzun süren kuru öksürük, ağızdan öksürmekle kan gelmesi, son zamanlarda başlayan nefes darlığı, göğüs-sırt ağrısı, kilo kaybı halsizlik yorgunluk gibi bulgular en sık görülen bulgularıdır.