Servetlerine
servet katmak isteyen
"küresel akbabalar",
ülkeyi
kaosa sürükleyip,
durumdan
vazife çıkarmak için
pusuda bekleyen
hainler,
siyaseten Recep Tayyip Erdoğan'dan
kurtulmak
için fırsat kollayanlar,
Rıza Sarraf'ın
4 Aralık'ta
yapılacak
duruşmasında,
Türkiye'yi yakından ilgilendiren
olumsuzluk için
ellerini ovuşturuyor...
"Kış kışlığını,
puşt puştluğunu
yapacak" elbette...
Ancak, onlara
bu fırsatı veren
şey, bugünlere
gelinceye
kadar gösterilen
"aymazlıklar"
zinciridir...
"İran yanlısı" gösterilen
MİT Müsteşarı
Hakan Fidan'ın
7 Şubat'ta gözaltına alınmak istenmesi ve
bir yıl sonra gerçekleştirilen
17-25 Aralık operasyonunun
arka planı,
maalesef doğru analiz edilememiştir...
MİT Müsteşarı Hakan Fidan için
oluşturulan
algı operasyonu,
İsrail ve FETÖ
tarafından
yönetilmiştir...
FETÖ basınının
sürekli olarak
İran'a yönelik
eleştirileri ile
Fidan'a yönelik
saldırılar, asla tesadüf değildir...
7 Şubat'tan yaklaşık
bir yıl sonra
17-25 Aralık operasyonları
da öyle...
Hedef Erdoğan'dı ama
İran asıllı Türk vatandaşı
Rıza Sarraf'ın,
gözaltına alınmasındaki
ince ayrıntı,
hesap edilememiştir...
Bu operasyon,
FETÖ'nün
çok üzerinde bir "üst akıl"
işidir...
Emperyal ülkelerin
hesapları; ne günlük ne aylık
ne de yıllıktır...
Hafızaları "fil"
kinleri "deve" gibidir...
Bu ülkenin vatansever aydınları;
darbelerin ardında
kimler olduğunu, ağır bedeller
ödeyerek öğrenmiş insanlardır...
Dün onlar bunu haykırdıklarında,
karşı safta yer alanlar,
maalesef bu gerçeği yeni görebilmiştir...
Hapse atılan, işkencelere tabi tutulan
işlerinden kovulan ve sürgünlere
yollanan o insanlar;
haklı çıkmışlardır...
Meselenin acı yanı ise
bu tezgahın arkasında
olanlar kendilerini açık etmesine rağmen
yerli işbirlikçilerin,
gerçeği örtbas çabalarıdır...
Elbette, yeni
hamleler beklenmeliydi...
Çünkü emperyalist güçler,
işin peşini
bırakmayacak kadar
kinliydi...
Zarrap olayı, başarısız 15 Temmuz
darbe girişiminden sonra
uluslararası platformda
Türkiye'yi zor duruma
düşürecek
yeni bir adımdır...
Rıza Sarraf'ın,
başına gelecekleri bile bile
Amerika'ya
gitmesi;
bu planın bir parçasıdır...
Adam, önce sanık sonra da
tanık yapılmıştır...
Danışıklı bir durum
söz konusudur...
15 Temmuz başarılı
olsaydı,
Amerika
Rıza Sarraf olayını
gündeme
getirmeyecekti...
Türkiye,
bu tuzağı
sezmeliydi..
O zaman, küresel sermayenin akbabaları ile
ülke içinde ve dışında
pusuya yatmış
hainler,
bu durumu fırsata çevirmeye
kalkışamayacaktı...
İktidar, meseleye
4 bakanın
karışması yüzünden
iç siyaset gözlüğünden
bakmayıp,
onlara yargı yolunu
açabilseydi keşke...
Ancak, sağduyu sahibi olan
herkes biliyor ki;
Amerika'da yargılanmak istenen
Rıza Sarraf ve bir devlet bankasının
genel müdür yardımcısı olan
Hakan Atilla değil,
ekonomik çalkantılarla
iktidardan uzaklaştırılmak
istenilen
Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarıdır...
27 Nisan, 7 Şubat, 17-25 Aralık ve
15 Temmuz olmadı;
şimdi sırada 4 Aralık var...
MİT TIR'ları
olayında Erdoğan'ın savaş suçlusu olarak
Lahey'de yargılanmasının
önünü açmak için
kurgulanmış bir operasyondu...
Su (asker) uyur, düşman uyumazmış!..
İktidar, tezgahlara
karşı hazırlıklı
olmalıdır. Yoksa
bunun bedelini
sadece Erdoğan ve AK Parti
değil, bütün millet ödeyecektir...
Siyaseti; hamasetle
yapmak, sadece günü kurtarmaktır!..
İnatlaşmak yerine
kaynaşmak;
bu ülkeyi "kolay lokma"
görmeye kalkışanlara
karşı durmaktır...
Bu tür operasyonlara
sessiz kalmak,
Türkiye'yi;
her türlü kahpeliğin
denendiği
bir "laboratuvar" yapar!..
Fırsat bulduklarında,
ülke yeni tezgahlara
açık hale gelir
ve geçmişte
yaşanan acılar
tazelenir!..
Doğru olan, meselenin özüne iktidarın
varlığından
değil;
köşeye sıkıştırılarak
çökertilmek istenen Türkiye'nin
bekası açısından
bakmaktır...
Sonuçta Erdoğan fani, devlet-millet ve vatan
bakidir...