Ulubey ilçesinde yaşayan Tıkıl, 8 yaşında babası Hüseyin Tıkıl'ın yanında restoranda çalışarak mesleğe ilk adımı attı.

İlkokulu bitirdikten sonra babasının yanında çalışmaya devam eden Tıkıl, daha sonra farklı ilçelerde ve yaklaşık 11 yıl da Suudi Arabistan'da aşçılık yaptı.

Memleketine döndüğünde Ulubey ilçesi Sayacabaşı'nda kendi restoranını açan Tıkıl, yıllar içerisinde farklı turşu çeşitleriyle tercih edilir hale geldi.

Yaklaşık 20 yıldır aynı mekanı işleten Fahri Tıkıl, oğlunun da yanında çalışmasıyla aile ekonomisine önemli katkı sağladı.

Kahvaltı, et ve balık çeşitleriyle de müşterilerine sunum yapan Tıkıl ailesinin restoranı, Ordu-Sivas karayolu üzerinde yolcuların vazgeçilmezi oldu.

"Turşumuz sayesinde ismimiz bilinir"

5 çocuk babası Fahri Tıkıl, yaptığı açıklamada, küçük yaşlarda adım attığı aşçılık mesleğini severek yaptığını söyledi.

Babasının yanında işe başladığını ve kendisinin yanında yetiştiğini anlatan Tıkıl, "Ordu ve Gürgentepe ilçesi ile Arabistan'da aşçı olarak çalıştım. Arabistan'dan sonra şu anki bulunduğum yere geldim. Burada arkadaşımın tavsiyesi üzerine turşuculuğa başladım. 20 yıldan fazla süredir burada hizmet veriyorum." diye konuştu.

Restoranın, müşteri potansiyelinin iyi olduğunu ifade eden Tıkıl, "İstanbul'a giden otobüsler de burada duruyor. Müşterimiz telefonla arayarak da geliyor, tavsiye üzerine de bizi tercih ediyor. Gruplar halinde 15-20 kişi gelir. Buraya gelenler kahvaltısını yaparlar, turşusunu alırlar, etini yerler." diye konuştu.

Tıkıl, özellikle turşunun çok sevildiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Turşumuz bir sene boyunca bozulmaz. Özel bir mayası vardır. İster salatalık olsun, ister lahana ya da başka çeşit turşumuz bozulmaz. Çok sayıda turşu yapıyoruz. Salatalık, lahana, biber, fasulye gibi akla ne geliyorsa turşu çeşitlerini bidonlara kuruyoruz. Daha sonra da müşterilerimize sunuyoruz. Turşumuz sayesinde ismimiz bilinir. Buraya gelmeden yol güzergahında bizi sorarlar ve yerimize ulaşırlar."

Tıkıl, amcası ve onun oğulları ile kardeşinin de aşçılıktan emekli olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

"Kendim de aşçılıktan emekliyim. Şu anda da oğlumla çalışıyorum. Ömür yettiği kadar çalışacağım. Yaz kış, gece gündüz buradayız. 7 gün 24 saat hizmet veriyoruz. Yolda midesi bulananların yüzde 90'ı buraya uğrar. Onlara turşu ve turşu suyu ikramım olur. O durumlarda para da almıyorum. Çayım da ikramım oluyor."

"Mesleğimizi oğluma devretmeyi düşünüyorum"

36 yaşındaki Adem Tıkıl ise gurbette bir süre aşçılık yaptıktan sonra babasının yanına geldiğini ve mesleği baba oğul sürdürdüklerini anlattı.

Yunanistan, Marmaris ve Bodrum'da mesleği icra ettiğini belirten Tıkıl, "Babam burada turşu ile işe başladı. Daha sonra köfte, yayla eti ve farklı yemek çeşitleri yapıyoruz. Bu restoranımızda kendi yağımızda kavrulup gidiyoruz. Benim de bir kızım, bir oğlum var. İnşallah mesleğimizi benden de oğluma devretmeyi düşünüyorum. Tabii ki şartlar ne olur bilmem." ifadelerini kullandı.

Dedesinin de 50 yıl civarında aşçılık yaptığına işaret eden Tıkıl, aile mesleği haline gelen aşçılığı babasıyla devam ettirmenin mutluluğunu yaşadığını kaydetti.