Er, Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Genel Kurul kararıyla 10 Aralık 1948'de ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin, insanlık tarihinin en önemli belgesi olduğunu belirterek, 'İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, insanların, başta yaşam hakkı olmak üzere, tüm hak ve özgürlüklerini güvence altına alan yasal bir teminattır' dedi.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin cinsiyet, din, dil, ırk, mezhep, siyasi düşünce gibi hiçbir konuda ayrım yapmadan, kadın ve erkek eşitliğini sağlayarak, her insanın doğuştan eşit ve hür olduğunun yasal teminatı olduğuna vurgu yapan Er, 'Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ilan edildiği günden bugüne kadınlarımızın, çocuklarımızın ve engelli vatandaşlarımızın da haklarını kapsayarak, insanca yaşamak için insan hakları hukukunu genişletmiştir. Her insan kanun karşısında eşittir. Adil yargılanma hakkı da en temel insan haklarından bir tanesidir' ifadelerini kullandı.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni ilk imzalayan ülkeler arasında yer alan Türkiye'de, insan haklarına saygının, anayasanın değiştirilemez ilkeleri arasında yer aldığını kaydeden Er, şöyle devam etti; 'Temel hak ve özgürlüklerden faydalanmak, tüm vatandaşlarımızın tartışmasız en doğal hakkıdır. Mersin Barosu, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 76. maddesinden aldığı yetki ve taşıdığı vicdani sorumluluk gereğince, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının korunması ve savunulmasında en ön saflarda yerini alacaktır. Baromuzun Kadın Hakları Merkezi, Çocuk Hakları Merkezi, Avukat Hakları Merkezi ve İnsan Hakları Komisyonu da bu konuda üzerine düşen görevleri ciddiyetle yerine getirmektedir. Baromuzun en büyük eksikliklerinden birisi olan Avukat Hakları Merkezimizin, adliye içerisinde fiziki mekânına kavuşmasıyla birlikte, adliyede, karakollarda, nerede olursa olsun hak ihlallerinde, gerek Avukat Hakları Merkezi olarak, gerekse şahsım olarak meslektaşlarımızın yanındayız.'